kapat
29.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MEHMET TEZKAN


Erbakan Cumhuriyet'i nasıl halk bayramı yaptı?

Hiçbir şeyi doğal akışında yaşayamıyoruz..

Ana konu ikinci planda kalıyor.. Nedense ikincil meseleler ön plana çıkıyor..

Hep bir şeyler, bir şeyleri gölgeliyor..

80. yıl coşkusunun Köşk'ten gönderilen 'eşsiz davetiye' kriziyle gölgelenmesi gibi..

Kimine göre Cumhurbaşkanı doğru yaptı.. Laikliğin kalesine türban bayrağını diktirmedi.. Kamusal alanda türbanlı davete izin verseydi, gerisi çorap söküğü gibi gelirdi..

Kimine göre Cumhurbaşkanı 80 yıllık tarihin en büyük ayrımcılığını yaptı.. Toplumu, başını örtenler, örtmeyenler diye ikiye ayırdı.. Yüksek yargı üyeleri bile bundan nasibini aldı..

80. yıl coşkusu gölgelendi..

Peki neden böyle oluyor?

Cumhuriyet tepeden inme kurulduğu için mi?

1923'te halkın ne böyle bir isteği vardı, ne beklentisi.. Cumhuriyetin ne olduğu bile bilinmiyordu..

Yoksa cumhuriyetin temel felsefesinin hala tam anlamıyla özümsenmemesinin nedeni bu mu?

Laiklik kavramının hâlâ tartışılır olmasının..

Yoksa 80 yıl kısa bir süre mi? Cumhuriyetlerin 'cumhuriyet' olabilmesi için 150-200 yıl mı gerekir?

Laikliğin tartışmasız hale gelmesi için..

Ama Fransa'da bile hâlâ tartışılıyor.. Türbanın sınırları veya kamusal alanın boyutları konusunda görüş ayrılıkları sürüyor..

Sürüyor ama orada türban, rejimi tehdit etmiyor..

Peki bizde ediyor mu?

Bir anlayabilsek..

Türbanlı milletvekili eşinin veya Köşk'e şahsen davet edilen türbanlı bir hanımın cumhuriyeti tehdit etmediğine bir inansak.. Bu konuda bir konsensüs sağlasak..

Veya tam tersi.. Tehdit ettiği konusunda bir konsensüse varsak..

Amaçları 'cumhuriyeti yıkmaktır' desek..

Diyebiliyor muyuz?

Ne tehdittir diyoruz, ne de değildir..

Sıkışmışız, şaşırmışız..

Aslında 20 yıldır tartışmaktan bunalmışız..

Erbakan'ın başbakan olduğu dönemi hatırlayın.. Tarikat şeyhlerini Başbakanlık Konutu'nda toplayarak iftar açmak, cumhuriyete değildi ama laikliğe kafa tutmaktı.. Doğrudan değil ama dolaylı tehditti..

O insanların da Başbakanlık Konutu'na gitme hakları var.. Ama kabul edelim.. Olay hiç de masum değildi.. Siyasal bir gösteriydi.. İftardan çok, mesaj yüklü bir yemekti..

Sonra ne oldu?

Alttan gelen, tabandan gelen dalgalanma, cumhuriyet tarihinin en büyük katılımlı, en coşkulu bayramlarına neden oldu..

O güne kadar bayramı seyreden halk, bayramı kutlamaya başladı.. Cumhuriyet Bayramı halkın bayramı oldu..

Erbakan sayesinde oldu.. Erbakan'ın dayatmaları sayesinde oldu..

Bayram, tribünden sahaya indi.. Halk; 'Cumhuriyet'i ben kurmadım.. Ama artık benimsedim' mesajını verdi..

Ve o gün bugündür Cumhuriyet Bayramı'nı artık halk kutluyor..

80. yılı da yine halk kutlayacak..

Tabii devlet de kutluyor.. Devletin en zirvesinde de kutlanıyor..

Ama nedense orada hâlâ krizli kutlanıyor..

Belki de bu 'cumhuriyet'ten değil 'demokrasi'den kaynaklanan bir sorundur..

Şurada henüz 50 yıllık bir demokrasi geçmişimiz var..

Cumhuriyet gibi onun da kurallarına alışamadık..

Onu da tam anlamıyla özümseyemedik..

Halk, cumhuriyete sahip çıkmaya başladığı gibi, demokrasiye de sahip çıkmaya başlarsa.. Temel meselelerde uzlaşma sağlar mıyız?

Ne dersiniz?

100. yıla girerken toplumsal anlaşma ve uzlaşma metni imzalanmış olur mu?

Bugünlere bakarak, nerelerden geçmişiz, ne badireler atlatmışız der miyiz?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır