kapat
24.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

Korku kazandı

Gerçi son sözü Beyaz Saray söyleyecek ama ABD'nin Irak'taki en üst düzey yöneticisi Paul Bremer'in kararından sonra, Türkiye'nin asker göndermesi olasılığı zayıfladı.

Bremer onca çabasına rağmen başta Kürt temsilciler olmak üzere Irak Geçici Hükümet Konseyi üyelerinin direnişini kıramayınca, Bush yönetimine "Türk askeri gönderilmesi planından vazgeçilmesini "kuvvetle", hatta "şiddetle" önermek zorunda kaldı.

Elbette Irak'ta patron Hükümet Konseyi değil, ABD. Ancak BM Güvenlik Konseyi'nin 1511 sayılı kararından sonra Washington'un "tek başına" hareket etmesi çok zorlaştı.

Çünkü karar Irak'ta uluslararası güç görevlendirilmesini, Hükümet Konseyi'nin izin ve onayına bağlıyor. Bir başka deyişle, ABD'yi kendi oluşturduğu Hükümet Konseyi'ni daha ciddiye almaya zorluyor.

Peki Kürt'ünden Sünni'sine, Şii'sinden Asuri'sine kadar Irak'taki tüm grupların Türk askerine karşı direnişleri neden kırılamadı?

Gerçeği gizlemekte fayda yok; 1 Mart'ta tezkerenin reddedilmesinde en önemli etken olan Türk kamuoyundaki korkuyu, Iraklı gruplar da aynen paylaştığı için.

Hatırlayın; o tezkerede Türkiye'de 65 bin Amerikalı askerin konuşlandırılması da öngörülüyordu. Kamuoyunun çok büyük bir bölümü, "ABD ordusu bir ülkeye girince kolay kolay çıkmaz" inancına kapıldı. Bu hava milletvekillerini de derinden etkiledi.

Şimdi de Iraklılar, "Türk Ordusu bir yere girdi mi kolay kolay çıkmaz" korkusunun pençesinde. Kendilerince meşru gerekçeleri de var 400 yıla yakın süren Osmanlı egemenliği. Türkiye "İşgale yardım için değil, toprak bütünlüğünü korumuş demokratik bir Irak'ın kurulması için gideceğiz" güvencelerine rağmen, bu tarihsel travma duvarını delemedi.

Tabii Kürtler'in, Türk askeri giderse plan ya da hesaplarının bozulacağı telaşını da unutmamalı. Şimdi Kuzey Irak'la ilgili iki soru var.

İlki 19 Kasım'da Irak Geçici Hükümet Konseyi Başkanı, yani Başbakan sıfatıyla Ankara'ya gelecek Celal Talabani'ye. Şu sıralar onun denetlediği bölgede referandum hazırlığı yürütülüyor. Halktan tercih yapması istenecek "Federasyon mu istiyorsunuz, konfederasyon mu, yoksa ayrı bir devlet mi?" Sandıktan "Bağımsız bir Kürt devleti istiyoruz" sonucu çıkarsa ne olacak? Uygulanacak mı?

İkincisi de kendimize, vicdanımızın derinliklerine. 1923'te Kuzey Irak'ta yapılan referandumda halkın yüzde 70'inden fazlası Türkiye'ye bağlanmak istediğini söylerken, bugün aynı bölge halkının yüzde 90'ı neden Türkiye'ye karşı çıkıyor?

Soruya en "dobra", en "cesur" cevabı herhalde rahmetli Özal verirdi...

Sezer ve CHP
Sezer'in Cumhuriyet resepsiyonu davetiyesi tartışmalarında göz ardı edilen bir nokta var.

Cumhurbaşkanı yaptığı ayırımla aynı dünya görüşünü paylaştığı CHP'ye de zarar verdi.

Zira AK Parti'yi türbanlılar, CHP'yi ise türbansızlar partisi olarak göstererek kamplaşma yarattı.

Oysa Kurultay'a katılan CHP il başkanlarının, delegelerin azımsanmayacak bir bölümünün eşleri örtülü. Ayrıca CHP'li Tarhan Erdem'in yaptığı araştırmaya göre, 3 Kasım seçimlerinde CHP'ye oy veren kadın seçmenlerin yüzde 33.7'sinin başı kapalı.

Seçmen kitlesi zaten giderek eriyen CHP'den bir de türbanlı seçmenleri soğutmanın alemi var mı?

Mesajlarınız için: esafak@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır