|
 |
|
İLKER SARIER
Devletin hesabında kayıtdışı ne demek?
Bizim medya CHP kurultayına odaklandı. Sanki CHP'nin statükocu yapısı, bu partinin berrak biçimde anlaşılmasına izin veriyormuş gibi, medyanın ağır siyasi analizcileri kolları sıvadılar. Hep birlikte "kurultay ekmeğini" katık ediyorlar. 80 yıldır yapıldığı üzere...
Gören gözlere kılavuz gerekmez CHP'de kurultaylar, partiyi silkelemek, yenilemek, toplumsal ihtiyaçlara uygun hale getirmek için yapılmıyor ki...
CHP'deki inanılmaz "kısırlığı" ve "verimsizliği" görebilmek için, Deniz Baykal'ın karşısına dikilen başkan adaylarına bir bakın... Hangisi, partiyi ve ülkeyi sırtlayıp götürebilir, söyleyin...
Öte yandan Deniz Baykal da, Kurultay'da, "solda birlik çağrısı" yapmaya hazırlanmaktaymış...
Mümtaz Soysal, Murat Karayalçın, Yekta Güngör Özden ve Vural Savaş ile birleşeceklerse, şimdiden hayırlı uğurlu olsun demekten başka ne söylenebilir?
Gelin biz projektörlerimizi bambaşka bir noktaya çevirelim, bıktırıcı siyaset yavesinden uzaklaşalım.
Biliyorsunuz, devlet yeni bütçeye 100 katrilyon liraya yakın vergi koydu. Bunların yüzde 70'i dolaylı vergi...
Hani şu "dolaysız" denilen ama aslında "alakasız" olan vergiler... Çünkü Milli Piyango alırken, milli eğitimi destekliyor; at yarışı oynarken Çankaya'nın ödeneğine katkıda bulunuyor; pazen don alırken de ülkenin tanıtılmasına katkıda bulunuyorsunuz ya, işte o yüzden alakasız...
Utanmasalar, tuvalette teşaşür ederken bile vatandaştan rüsum alacaklar Allah'tan ne kadar idrar çıktığını ölçemiyorlar.
Dolaylı vergi demek, "Kardeşim, ben senden doğru dürüst vergi alamıyorum. Çünkü kayıtdışı alışverişler yapıyorsun. O sebeple, her vesileyle bir şeyler ödeyeceksin" demek... Sebebi elbette kayıtdışı ekonomi...
Peki, kayıtdışı işlemler yapan sadece vatandaş mı? Hayır!
Devletin gelir gider tablolarını denetlemekle yetkili Sayıştay, "2002 yılı bütçe açıığının 34 katrilyon lira değil, 64 katrilyon lira olduğuna" hükmetti.
Ayrıca Hazine bilgilerinin "güvenilmez" olduğunu da belirtti. "Kayıtdışı harcamaları" bütçede tam olarak gösterilmediğini rapor etti. Ne kadarmış "gösterilmeyen" para?
20 milyar dolar!
Kayıtdışı para bu...
8.5 milyar dolar Amerikan kredisi için ağzı sulanan Hazine, sadece geçen yıl 20 milyar dolar parayı "kayıtdışı" kullanmış...
Bu durumda, neredeyse bisiklete bile "ÖTV" yerleştirecek gaddarlık çizgisine gelen Maliye'nin, millete "kırkılacak koyun" gözüyle baktığını söylemek haksızlık mı olurdu? Hayır...
Ben, hiç vergi vermeyelim, demiyorum.
Devlet, bal gibi "kayıtdışı" yaşıyorsa, vatandaş da kendini korumak için "kayıtdışı"na meyledecektir, diye objektif bir tespit yapıyorum.
Devletin kör kuruşu, tüyü bitmemiş yetimin hakkı naralarıyla ağzı köpürenlerin aslında "vatandaşa gizli bir düşmanlık" yaptıklarını sergiliyorum.
Ha, anlarım, devlet, bütün harcamalarında mantıklı ve şeffaf olur... Adaletli olur. Vergi toplamada hakkaniyetli olur... Çarçur ekonomisine son verir. Binbir çeşit hortumlamaya son verir.
Ondan sonra vatandaşa diyebilir ki, "kayıtdışı ekonomi gayrikanunidir. Gel bakalım buraya!.."
O şartlarda ancak gelmeyeni de yakar...
Sistem, hem kayıtiçinde, hem kayıtdışında, envai çeşit yolsuzluğun bataklığında kulaç atarken, Maliye'nin vatandaşın anasından emdiğini burnundan getirmeye çalışması, en başta anayasaya aykırıdır.
İnsan hakları ihlalidir...
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
