kapat
09.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

MEHMET BARLAS


Türkiye ve askerlerimiz, başarılı olmaya mecburdur!

Demokrasilerde, iki tür siyaset anlayışı var. Birincisi, Batı'nın gelişmiş demokrasilerindeki tür siyaset.

Bu türde, iktidardaki partinin almayı tasarladığı her karar, muhalefet ve basın tarafından, kıyasıya eleştirilir.

Sonra, o karar alınır.

Eğer alınan karar, ülkenin geleceğini, dış ilişkilerini, güvenliğini ilgilendiren bir kararsa, muhalefet ve eleştiri kesilir.

Alınan kararın uygulanması gözlenerek, sonuçlar beklenir.

Eğer sonuçta kötü şeyler olursa, eleştiriler yeniden ve daha şiddetli biçimde başlar.

İkinci tür siyaset anlayışı ise, "Biz"deki gibidir.

İktidardaki partinin almayı tasarladığı karar, muhalefet ve medya tarafından eleştirilir.

Sonra iktidar o kararı alır.

Karar, ülkenin geleceğini ve güvenliğini ilgilendirse bile, eleştiriler sürer.. Daha da şiddetlenir.

Sonuç iyi de olsa, kötü de olsa, karar alınmadan önce ne söylenmişse, aynıları, daha şiddetli dozda, aynen tekrarlanır.

Irak'a Amerikan-İngiliz askeri müdahalesi, buna örnektir.

Bu müdahalenin yanlış olduğunu, Amerikan Demokrat politikacıları da, Bush'a karşı olan Amerikan basını da, müdahaleden önce söyledi.

Sonra savaş başladı.

Eleştirenler sustu.

Bush'un rakibi olan politikacılar, "Savaşan Amerikan askerleridir. Onların başarılı olmasını hepimiz isteriz" dediler.

Savaş bitti, problemli işgal günleri başladı.

Muhalefet ve medya, Bush'u kıyasıya eleştiriyor şimdi.

Bir de bize bakın.

Muhalefet ve bir kısım medya, 1 Mart'ta TBMM'ye gelen Tezkere'nin reddedilmesi için, yoğun çaba gösterdiler.

Tezkere reddedildi. Bu da "Demokrasinin zaferi" şeklinde kabul edildi.

Şimdi yeni bir Tezkere var gündemde. Bu kabul edildi. Sonuçta, Türk askeri, Irak'taki kargaşaya, doğrudan müdahale edebilir.

Hükümet, bu konuda temel bir politika tercihi koymuştur.

Türkiye, gerek Irak'ın gerekse Ortadoğu'nun yeniden-yapılanmasında, Amerika'nın yanında aktif biçimde yer alacaktır.

Bu politika ve Irak'a gidecek askerlerimiz başarılı olursa, Türkiye'nin yarını, dününden daha parlak olacaktır.

Şimdi muhalefete de, medyaya da düşen, "Başarı"yı istemek, başarı için gereken akılcı yolları işaret etmektir.

Çünkü sonuçta, AK Parti iktidarı değil, tüm Türkiye etkilenecektir doğacak sonuçtan.

Demokrasilerde de kararları, TBMM çoğunluğu ve seçilmiş iktidarlar alır.

Ancak bizde, siyaset tarzı, Batı'daki gibi değil.

Birileri, Türkiye'nin Irak'ta bataklığa gömülüp, başarısız olması için, belki dua da edecektir.

Hala 1 Mart öncesine takılıp kalmış olan birileri, yeni tezkerenin kabulünü kendi şahsi yenilgileri gibi algılayıp, o zaman tezkerenin reddini "demokrasinin zaferi" diye yorumladıklarını unutup, son tezkerenin kabulünü "AK Parti içinde demokrasi yok" şeklinde yorumlayacaklardır.

Bir başka kesim de, iflas eden sol enternasyonalist ideolojinin bıraktığı boşluğu anti-Amerikanizm'le doldurmaya çalışarak, AK Parti'yi uydulukla suçlayacaklardır.

Eskiden muhafazakar-mukaddesatçı siyasetçilerin Ortadoğu Siyasal İslamı'na bağımlı olduğunu söyleyen Laikçi-Ulusalcılar da, AK Parti'yi Amerikancı olmakla suçlayacaklardır.

Neticede, burada siyaset tarzı böyledir.

Dileriz iktidar etme tarzı değişir hiç olmazsa.

İktidar, akılcı eleştirilerin amacının, "ülkenin topyekun başarısı"nı sağlamak olduğunu görür.

IRAK VİZYONU

Irak, askeri olmaktan çok siyasi olaydır!
Türkiye'nin Irak'ta belli sayıdaki bir silahlı kuvveti görevlendirmesi, sadece askeri değil, daha çok siyasi bir gelişmedir.

Bu bakımdan, AK Parti Hükümeti, bundan sonra izlenecek yolun çizimini, sadece askerlere bırakamaz.

Devletin derin bilgisini oluşturan "Kürt Tehlikesi", eğer Irak'a gönderilecek askerlerimizin görev anlayışında egemen ağırlık olursa, bu görev, geleceğe dönük büyük tehlikeleri ve gerçek tehditleri körükleyebilir.

Türk askeri eğer Irak'a gidiyorsa, bunun nedeni Kuzey Irak'taki Kürt olgusuna karşı bir denge kurmak değil, Irak'ın demokrasiye ve istikrara geçişine katkıda bulunmak olacaktır.

Ama görev budur!

Bu görev sonunda, Türkiye'nin şimdi yok olan Kuzey Irak'a dönük "Kırmızı Çizgiler"inin yeniden canlandırılması mümkün değildir.

"Irak'taki Kürt Realitesi", bu ülkenin geleceğinde, Şii veya Sünni realiteleri kadar gerçektir, vardır.

Hükümet ve siyaset, bir yeni "Irak Vizyonu" üreterek, Irak toprakları içindeki misyon için düğmeye basmalıdırlar.

ŞAKA

Yenilmeseydi..
MHP lideri Devlet Bahçeli, "Konuşmalarımız hiçbir gazetede yayımlanmıyor" diyerek, basına sitem etmiş.

Sayın Bahçeli, konuşmalarının her gazetede manşette yayımlandığını çok görmek istiyorsa, gazetelerin bir yıl önceki sayılarına baksın.

Özetle, "Veyl mağluplara"dır durum..

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır