|
 |
|
Yerinden yönetim
Denizli Belediye Başkanı Ali Aygören önceki gün Ankara'daydı. "Doktorların sözlerini" dün Denizliler'e anlattı
- Milimetrik iyileşme bile yok dediler... Valimiz için dua edelim...
****
İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu dün Ankara'daydı.
"Okul arkadaşı Recep Yazıcoğlu'nu" ziyarete gelmişti.
- Yusuf Ziya bey... Durum?
- Ah keşke atlatabilseydi... Denizli Valiliği'ni ona devrederken, birbirimize öyle bir sarılmıştık ki... Ah bir daha kucaklayabilseydim...
Bugün, Denizli'deki camilerde cuma namazında Vali bey için dua edilecek.
****
Son görüşmemizde sormuştu
- Yerinden yönetim yasası çıkacak mı?
Belediye Başkanı Ali Aygören ile biz "yerinden yönetim yasası değil, yerel yönetim yasası" diye düzeltmiştik.
Yazıcıoğlu
- Hayır... Yerinden yönetim yasası... Haydi sizleri yeni cezaevi inşaatına götüreyim.
Biz
- Gidecek başka yer kalmadı mı?
Vali bey
- Orada bir şey anlatacağım... Yerinde.
Belediye Başkanı
- Yavuz beyi yorma... Burada anlatıver.
Ve Yazıcıoğlu anlatmıştı
****
Üstadım.
Denizli'de yüzbin metrekare arazi üzerinde cezaevi inşa ediliyor.
800 mahkum kalacak.
Maliyet 50 trilyon.
Ankara, bunu bana bıraksa, onbin metrekarede işi çözerim.
Maliyeti büyük ölçüde düşürürüm.
Tasarruf edeceğim parayla her birinin 24 dersliği olan 50 okul yaparım.
Denizli'de bin derslikte, ikili eğitim yapılıyor.
Ve sınıflar 60 kişilik.
Yerinden yönetim demek işte bu demek.
"İKİ ZİBİDİ"
Zaman tünelinden bir anı... Anlatan, Vali Recep Yazıcıoğlu.
Dinleyenler "kentin ileri gelenleri."
Belediye Başkanı... Ticaret Odası Başkanı... Başkan Vekili... Ve daha pek çok kişi.
****
Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu'nu aramış
- Oraya geliyorum... Kimseye haber verme.
Ve habersizce, kendi kullandığı otomobille gelmiş.
Yazıcıoğlu ile buluşmuş.
İkisi, yine habersiz olarak, sivil araçla köyleri dolaşmışlar.
Gece olmuş.
Bir kapıyı çalmışlar
- Tanrı misafiriyiz... Karnımız tok... Ama yatacak yerimiz yok.
****
Evin sahibi yere iki döşek sermiş.
Kahveci ile Yazıcıoğlu yatmışlar.
Sabah, ev halkı uykudayken, çıkıp, gitmişler.
Yazıcıoğlu, seneler sonra Denizli Valisi olunca...
Üşenmemiş, o köyü, o evi bulmuş.
Ama bu defa "ceketli, kravatlı, makam araçlı, korumalı."
Ev sahibi olan adam "iyi ki geldiniz Vali bey" diye söze başlamış
****
Seneler önce kapımı geceyarısı çaldınız.
Pantolon, gömlekle.
Toz, toprak içinde.
Ben ikinizi de tanıdım.
Sabah, hanıma dedim ki
- Hanım... Kimse adam yerine koyup, benim sözüme kulak asmıyor ama... Devlet bana itibar ediyor... Dün gece eve gelenlerden biri Maliye Bakanı'ydı, öteki Aydın Valisi.
Ama bizim hanım inanmadı.
"Herif" dedi
- Sen kimi kandırıyon?.. Eve gelenlerin ikisi de zibidinin tekiydi... Zibidilikleri, kılıklarından belliydi.
Vali bey.
Şimdi ne iyi oldu da böyle, Vali gibi geldiniz. Artık hanımın diyeceği bir şey kalmaz.
Demokratik toplum demek......
Toplantıda kadınlar da vardı, erkekler de. Konuşulan konu "demokrasi... Sivil toplum... Örgütlenme" idi.
Birkaç kişi toplumun "sessizliğinden... Tepkisizliğinden" bahsedince...
Vali Recep Yazıcıoğlu "şimdi beni dinleyin" dedi ve...
"Hikayeye" başladı.
****
Fi tarihinde, bir ülkede ekonomi kötüye gidiyormuş.
Ülkenin yöneticisi de hergün yeni bir vergi koyuyormuş.
Kimse itiraz etmiyormuş.
Koyacak vergi kalmayınca, yönetici, adamlarını çağırmış
- Köprüden geçenden para alın.
Bu uygulamaya da itiraz eden çıkmamış.
Yönetici, bir emir daha vermiş
- Köprüye girenden, hem girişte para alın, hem de çıkışta.
Halk yine ses çıkarmayınca...
Yönetici "bu ne kadar tepkisiz toplum böyle" diye kızmış ve...
Son talimatını söylemiş
- Köprüden geçenden giriş ve çıkışta para almakla yetinilmeye... Köprü ortasına bir çadır kurula... Köprüden geçenlere burada tecavüz edile.
Aradan bir süre geçmiş.
Yönetici, halkı toplamış
- Bir şikayeti... İsteği olan var mı?
Biri el kaldırmış
- Efendim köprünün giriş ve çıkışında sorun yok... Fakat ortadaki çadırda biraz yığılma oluyor... Emir buyursanız da oradaki personel sayısı artırılsa.
****
Vali bey bu hikayeyi anlatınca...
Kadınlar utandı "yere baktı."
Erkekler "birbirine baktı."
Ve Yazıcıoğlu, konuşmaya devam etti
- Demokratik toplum, tepki gösteren toplumdur... Denizli'nin, Aydın'ın, Söke'nin kanalizasyonu ovaya gider... Nehire gider... Menderes havzasına gider... O ovada sebze, meyve yetişir... Hani tepki?.. Örgütlenin... Tepki koyun... Pankart açın... Yürüyüş yapın... Yürüyüşe ben de katılmazsam anam, avradım olsun.
****
Denizli Ticaret Odası Başkan Vekili Mehmet Yüksel elini kaldırıp, söz istedi
- Vali bey... Bu konuda bir yürüyüş olursa gerçekten katılır mısınız?.. Söz mü?
Yazıcıoğlu
- Söz... Şeref sözü... Yürüyüşte, en başta olurum... Pankart taşırım... Ama yürüyüş bitince, vali olduğum aklıma gelir... Hepinizi gözaltına aldırırım.
Vali demeye bin şahit...
Recep Yazıcıoğlu'nun "ilk valiliği" Tokat'taydı. "Sonuncusu" Denizli.
Aradaki uzaklık 877 kilometre.
Yazıcıoğlu "bu iki kenti birbirine yaklaştıracağım" dedi.
Denizli'de bir caddeye "Tokat Caddesi" adı verildi.
Tokat'ta da, Organize Sanayi yakınındaki bir caddeye "Denizli Caddesi" adı.
Bunun için geçenlerde Tokat'ta tören vardı.
Tören için Denizlililer, yola çıkmışlar.
Tokat'a yaklaşırken hava kararmış.
Yanlış yola sapmışlar.
Bu sırada "ya yolumuzu kesen olursa... Anarşi... Terör" gibi konuşmalar başlayınca...
Heyettekilerden biri şöyle demiş
- Terörist ne yapacaksa, Vali'ye yapar... Biz ne diye korkuyoruz?.. Vali korksun.
Diğeri "fakat" diye itiraz etmiş
- Bizim Vali'de, Vali kılığı yok ki... Altında kot... Yaka, bağır açık... Vali demeye bin şahit ister.
Recep Yazıcıoğlu konuşmaları duymuş ve...
"Doğru" demiş
- Vallahi doğru söylüyorsun... Terörist beni bir şeye benzetip dokunmaz... Siz kendinize bakın.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
