|
 |
|
ÖMER LÜTFİ METE
Mehmet'i askere değil kansere yollamak
İlk Körfez savaşına katılan ABD askerlerinden binlercesini pençesine alan, şimdikileri de tehdit eden -mecazi değil hakiki anlamı ile- kanser!
Dünyanın bütün açık toplumlarında -ABD bile dahil- tartışılan ama Türkiye'den başarı ile gizlenen büyük tehlike! Irak'a Mehmetçik isteyen ve iletişim düğmelerine kumanda eden irade, dünyanın en kolay güdülen kamuoyunu bizim topraklarımızda bulduğu için, bu bela gündemimize bile gelmiyor. Irak'ı bir kanser çölüne dönüştüren şey nedir? Kısaca KBS diyorum.
Bunu Kimyasal Biyolojik Silahlar diye de okuyabilirsiniz, Küresel Barbarlık Sistemi olarak da. ABD bombalarının bir kısmında özellikle kullanılan "seyreltilmiş uranyum" parçacıkları koca Irak'ı yerden kanser biten bir ülke haline getirmiştir. Baba Bush'un zamanındaki savaşa katılan Amerikan askerlerinden önemli bir bölümünün kanser tedavisi gördüğü artık gizlenemiyor. Bazı kaynaklara göre Irak kanserine yakalanan Coni sayısı onbinleri geçiyor. Ancak, Reagan'dan beri gittikçe artan bir hızla karanlık ve baskıcı bir yapıya büründürülen Amerikan devleti, planlı yalancılıkla gerçeği kamuoyundan kaçırıyor. Yoksa, bir tazminat furyası zaten batık olan ABD hazinesini yerle bir edebilir.
Mehmet'in kanı deniz
Şimdiki risk ise çok daha büyük. Çünkü Irak ilk savaştaki ile kıyaslanamayacak bir uranyum tufanı altında. Onun içindir ki, ABD şahinliği, başka amaçların yanında, ürettiği kanseri kendi askerinin üstünden alıp Mehmetçik'e giydirmeyi de planlamış olabilir.
Ne var ki, Pentagon tam bir yalanlama makinesi gibi çalışsa da insanlık bu barbarlığı belgelemeyi başarmıştır. Sıradan gazeteciler bile Irak'ta ölçüm cihazlarıyla dolaşıp normalden iki bin kat fazla radyasyon tespit edebiliyorlar. Bu sesleri de ancak Türkiye'de boğabiliyorlar.
Boğabildikleri için de Sakıp Ağa ahkam kesiyor "Çıkarlarımızı sağlama almak şartıyla asker yollayalım!" Emriniz olur! Yine bu gerçeği ancak Türkiye'de boğabildikleri için Genelkurmay, işi teknik düzeyde tartışmaya başlayabiliyor. Oysa, Türk ordusunun Irak'taki radyasyon afetinden habersiz bulunmasını aklımızın köşesinden geçireceğimize, ülkenin tapusunu Bush'a verelim daha iyi!
Galip ihtimalle, Irak'ın bir kanser tarlasına dönüştüğünü bilerek Mehmetçik'in Irak'a gönderilmesini tartışabiliyoruz. Bunun tek açıklaması, ABD şahinliğinin dayanılmaz şantajı olabilir. Oysa sadece bu kanser gerçeği dahi, ABD şahinliği ile yeni bir çatışma yaşamamızı önleyebilirdi. İş işten geçmiş değil. Bütün müzakerelerin önünde ve sonunda bir şeyi tekrarlar durursunuz
"Bütün bu müzakereler, bizzat yerinde yapacağımız radyasyon ölçümlerinden sonra bir anlam taşıyacaktır."
Bu vahşi işgalciyle suç ortaklığı yapmaktan kurtulmanın yolu Irak'a yağdırılan "seyreltilmiş uranyum" yüklü bombaların bıraktığı tahribatı ölçmekten geçer. Gider ve görürsünüz ki, oraya birlik göndermek, Mehmetçik'i kanser etmektir. Yoksa siz, Pentagon'un yalanına mı inanıyorsunuz? "Seyreltilmiş uranyum parçacıklarının bombalara konması, ağır metal kullanmak açısından tercih edilmiştir. Ortada nükleer bir tepkime de yok. Radyasyondan bahsetmek saçmalık..." Bilesiniz ki buna en salak Amerikalı bile inanmıyor.
Hadi bakalım; bile bile karar verin
Stratejik uşaklığın bedeli, evlatlarımız için kanser olsun mu, olmasın mı?
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
