kapat
05.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

MEHMET BARLAS


"T.L." yerine "Euro Türk"ü düşünelim mi?

Başta ihracatçılar ve turizmciler olmak üzere belirli bir kesim, döviz kurlarının düşmesinden ötürü neredeyse matem ilan etmek üzere.

Tabii bir de, tasarruflarını dolarda tutanlar var düşük kura sinirlenenler arasında.

Bu yaz, turizm bölgeleri esnafına yansıyan durgunluğun bir nedeni de, herhalde bu döviz mevduatı sahiplerinin, harcamalarını kısmasıdır.

Şimdi yetmezmiş gibi, enflasyondaki düşüşün de devam edeceği anlaşılıyor.

Son 4 aydır, toptan eşya enflasyonu sürekli düşüyor. İki aydan beri, tüketici enflasyonu da düşmekte.

Sonuçta, yıllık enflasyon yüzde 25'in, 8 aylık enflasyon da yüzde 12'nin altında çıktı.

Bu ne demek?

Hiç ayrılmayacağımızı sandığımız ve ulusal kimliğimizin bir parçası olan enflasyon, bizi terk edebilir.

Dövizin her yıl katlanarak değer kazandığı ve enflasyona paralel faizin inanılmaz rantlar yarattığı bir dönem, sona erebilir!.

Yüksek enflasyona ve sürekli devalüasyona alışmış bir sosyo-ekonomik yapının, farklı bir döneme geçmesi kolay değildir.

Doğal olarak, enflasyon ve devalüasyon lobisinin devreye girmesi, "Durum kötü.. Bu böyle gidemez" diye yaygara koparması, herhalde beklenmelidir.

Bütün mesele, siyasi iktidarı elinde tutanların, bu yaygaralara kulak asmadan, IMF programını tavizsiz uygulamalarına bağlıdır.

Kamunun, özellikle harcamalar konusunda çok dikkatli olması ve "Bütçe Denkliği"ni sağlamak için, gereken her şeyi yapması şarttır.

Göstergelerin böyle olumlu işaretler verdiği bir dönemde, devletin küçültülmesi, özelleştirmelere hız verilmesi ve geri dönüşü kolay olmayan uzun vadeli yatırımlardan kaçınılması, aklın ve hesabın gereğidir.

Türkiye yıllık enflasyonunu yüzde 2'lere, 3'lere düşürene kadar, hızlı tren, her yere çift yol, her kavşağa alt geçiş benzeri projelerini ertelemelidir.

Bu, belediyelerin de uyması gerekli bir disiplindir.

Ve yüzde 2-3'lük enflasyona ulaşıldıktan sonra, "Yeni Lira" veya "Euro Türk" adıyla, mutlaka paranın sıfırları atılmalı, sonra da enflasyon muhasebesine geçilmelidir.

Bütün bunların, çok kısa sürede gerçekleşmesi mümkündür.

Bu hedefe ulaşıldığı zaman, sadece ulusal moral yükselmez.. Yerli ve yabancı sermaye için yatırım, işsizler için de istihdam ufukları açılır.

Eğer hükümet kararlı ve tavizsiz olursa, biz bütün bunlara, 2004 yılında tanık olabiliriz.

Bu arada bireylerin ve ailelerin de, enflasyonsuz ve devalüasyonsuz döneme uyum için, ekonomik düşünce tarzlarını yeniden ayarlamaları gerekiyor.

Artık kısa vadeli borçlanmalarla, uzun vadeli yatırımlar ve harcamalar yapmanın zamanı, geçmektedir.

Kur ve faiz, eskisi gibi, büyük rantların kaynağı olmaktan çıkmaktadır.

Türk Lirası'nın değerinin artması, onu kullanan ve harcayanlara da, daha büyük sorumluluklar ve daha derin hesap yapma zorunluluğu getiriyor.

Özetle, ekonomide işler iyiye gidiyor!

Bunun kıymetini bilelim.. Normal ekonomilerin devletleri ve bireyleri gibi yaşamaya hazırlanalım.

AH BU KİLOLAR

İnsanlar, kendilerini terazi sanıyor!
"Modern Zamanlar" insanının en egemen niteliği, kendini terazi zannetmesidir..

Belirli bir süre birbirlerini görmeyen iki kişi karşılaştıkları zaman duyulan ilk cümle, ya "kilo almışsın", ya da "zayıflamışsın" şeklinde olmuyor mu?

Bu belirli süre, bir hafta da, 10 yıl da olabilir.

Hiç önemli değil!

Kendilerini terazi ve hayattaki en önemli sorunun kilo almak ya da vermek olduğunu zannedenler, birbirlerini gözleriyle tartıp, sonucu bildirmeye, her an hazırdırlar.

Siz istediğiniz kadar diyet yapıp, kilo vermiş olun..

Eğer karşınızdaki canlı terazi, sizi kilo almış olarak görmeye kararlıysa, haliniz fenadır..

- Neden böyle kilo aldın? Şişman olmak sana hiç yakışmıyor!

İşin kötüsü, kilonuz ne olursa olsun, bu sözlerden etkilenmemeniz mümkün değildir.

Moraliniz bozuk eve gelirsiniz ve yemekte önünüze koyulan tabaktakilere bakınca, içinizde ağlamak duygusu kabarır.

Bu moral bozucu yayınların hikayesi de var.

Kahveye pişti oynamaya gelen Temel'e, arkadaşları pusu kurmuş.. Onunla her konuşan, aynı cümleyi tekrarlamış

- Temel.. Popon amma da büyümüş, demişler.

Temel eczaneye gidip, teraziye çıkmış. Çömelip, poposunun üzerine oturarak tartılmış.. 82 kilo göstermiş terazi.

Sonra ayağa kalkıp tartılmış. Yine 82 kilo çıkmış göstergede.

Bunun üzerine inmiş teraziden.

Morali bozuk, perişan, kendi kendine söylenmiş..

- Haklıymışlar.. Meğer sadece popo kalmışım, demiş.

İnsanlar, kendilerinin birer terazi olmadıklarını anlasalar, ne iyi olacak..

ŞAKA

1982-2003..
Arkadaşımız Şemsi Yücel, Yeni Şafak'ta, 1982 ile 2003 fiyatlarını karşılaştırmış.

Buna göre, televizyon, otomobil, buzdolabı gibi mallar ucuzlamış. Özellikle besin maddeleri pahalılaşmış.

Bu arada, gazete fiyatları da ucuzlamış.

Acaba gazetecilik de ucuzladı mı?

Mesajlarınız için: mbarlas@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır