kapat
03.09.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°
limasollu
TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL

GREENCARD

GÖKMEN ÖZDENAK


Ä°hanet etme Ä°lhan!

Yöneticilerin amatör kafaları maalesef Türkiye'de futbolcuya dayalı bir sistemin oluşmasına yol açtı. Transfer döneminde masaya oturduğu zaman bu şeytan futbolcular yöneticilerin belinden su alıyorlar. Ödeme şekli, miktarı ve imza atılıncaya kadar da verilen tavizlerin boyutu.. Sonrasında ne oluyor? Futbolcu burnundan kıl aldırmıyor. Devamında gelen, yine taviz. "Aman canım haydi oyna! Haydi evladım!" Futbolcu, profesyonellikten uzak, sorumsuz, laubali davransa da tablo değişmiyor.

Aslında çözüm basit. Mukaveleye, futbolcunun sorumsuz her türlü davranışı -en ufak detaylarına kadar- ve bu tip eylemlerin cezaları yazılsa, futbolcuların geleceği açısından da iyi olur.

Sergen'i düşünüyorum. Dünya çapında bir yıldız olabilirdi. Ama son 8-10 yıl yeteneklerinin sadece % 15-20'sini yansıttı sahaya. Amatör yönetici kafaları yüzünden 5 kulüp değiştirdi. Gittiği yerlerde yöneticiler, "Aman yetenekli oyuncudur. Sorunları var ama idare ederiz. Maksimum derecede 15 dakika, 20 dakika, bilemedin 45 dakika kullanıp yeteneklerinden yararlanırız. Yürürse yürür" mantığıyla hareket etti. Ve Sergen gibi bir yıldızın layık olduğu yere gelememesine yol açtılar. O gün futboldan ve insan psikolojisinden anlayan, akıllı bir yönetici çıksa iki tokat atıp "Ya bu kulüpte bu olağanüstü yeteneklerini sergiler hem bizi hem de kendini kurtarırsın, ya da ben senin futbol hayatını söndürürüm" deseydi böyle bir değeri kurtarmış olurlardı. Yazık oldu senelerine...

Bir İlhan Mansız olayı var. Sorumsuz, profesyonellik dışı tüm davranışlarına rağmen Lucescu hala diyor ki; "İlhan Mansız'a güveniyorum. Benim santrfor ihtiyacımı karşılayacaktır."

Geçen sezon koltuk değnekleriyle Laila'ya gidişini biliyoruz. Ya bu sezon? Düşünün koca Beşiktaş camiası 100. yılda şampiyonluk keyfi yaşarken, Şampiyonlar Ligi gibi büyük bir turnuvaya katılmışken ve İlhan Mansız gibi bir oyuncuya bu kadar büyük yatırım yapmışken, Beşiktaş'ın bir mağaza açılışına motorsikletle gelmiş, motorsikletle gidiyor. Üstelik dizi hala sakatken. Hiçbir Allah'ın kulu da demiyor ki; "Biz sana yatırım yaptık. Koca camia sana güvenmiş. Avrupa'da Türkiye'ye onur kazandırmak için Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edeceğiz. Sen ne hakla motorsiklete binersin? Bu, profesyonellikle bağdaşır mı? Sakatlıktan yeni çıktın. İstanbul'un trafiği malum. 4 tekerlekli arabada bile can güvenliğin yok. Sen böyle bir hainliği nasıl yaparsın?"

Dedim ya, futbolcuya dayalı sistem. Ver parayı, ver tavizi.. Futbolcu da istediği gibi at koştursun. Benim aciz zavallı yöneticilerim...

Hakemler de takım
İnsanlar değişik karakter yapılarına sahiptir. Hakemler de öyle.. Kurallar içinde sertlikten yana olanlar vardır. Gördüğünü çalan vardır. Bir de yumuşak başlı olup en ufak sertliğe düdük çalanlar.. Bu nedenle de zaman zaman kurallara sadık kalarak çalınan düdüklerde tartışmalar oluyor. Ben bunu ayrı karakter yapılarına bağlıyorum.

Artık yardımcı hakemler de orta hakem kadar maçların içinde. Bir futbol takımında devamlı, istikrarlı şekilde aynı futbolcuları oynatarak takım özelliği verilir. Böylece birbirlerini tanırlar, ne yapacaklarını hissetmeye başlarlar, adeta hareketlerini ezberlerler.

Futbol takımı için istikrar ve zaman tanımak geçerli de; hakemler için değil mi? Onlar da takım değil mi? Neden orta hakemler her zaman değişik yardımcılarla çalışmak zorunda?

Dördüncü hakem değişebilir. Ama yardımcıların aynı orta hakemle uzun süre birlikte maç yönetmeleri takım olma özelliğinin avantajlarını yakalamalarını sağlayacaktır. Bu aynı ekip oluşturulur, süreklilik kazandırılırsa birbirlerini çok iyi tanırlar ve daha sağlıklı bir birliktelik oluşur. Hatalar nerede başlıyor, nerede bitiyor, birbirlerine nasıl yardımcı olabilirler, bunları tartışarak, daha net görüş açısı sağlayabilirler.

Fener 5 yıl sonra nihayet
Fenerbahçe Başkanı Sayın Aziz Yıldırım ve yönetici arkadaşları 5.5 sene sonra nihayet akıllandı. Popülist davranışların, sansasyon yaratacak transferlerin bir işe yaramadığını gördüler. En akıllı transfer Van Hooijdonk deniyor. Hayır, en önemli transfer Daum'dur. Burada mühim olan Daum gibi bir teknik direktöre sabredip geleceğin Fenerbahçe'sini yaratma adına ona yardım etmektir. Yönetim, Daum'a teknik olarak karışmadan, tribünde oturup zevkle, keyifle futbol seyretsin.

Türkiye'de genel yönetici yapısı şöyledir "Parayı veririm şampiyon olurum."

Son yıllarda F.Bahçe Kulübü futbolcu mezarlığına dönmüştü. Sayın Yıldırım ve yönetici arkadaşları bu yıllar boyunca heba edilen milyonlarca dolar sonrası aldıkları ağır eleştiriler ve edindikleri deneyim sayesinde bu sezon öncelikle teknik direktör seçiminde doğruyu yaptılar. Sonra geleceğin A Milli Takımı'nı oluşturacak genç oyuncular seçtiler. Bugün, Fenerbahçe saha içinde tek tek Fenerli futbolcular olarak değil, savaşan bir takım olarak mücadele ediyor. Takım, her hafta eksiklerini az da olsa telafi ederek zevk ve heyecan verecek futbol oynamaya çalışıyor. Devamını diliyorum.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Destek Paketi
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır