|
 |
|
Alman Türkler
Avrupa'da tatil bitti ve gerek hükümetleri, gerekse Brüksel'deki bürokratları Türkiye sıkıntısı bastı.
Çünkü Türkiye'nin yaz aylarında çıkardığı uyum paketleriyle AB yolunda en önemli virajı geride bıraktığını yeni yeni kavrıyorlar.
Bu sıkıntı, hatta korku Başbakan Erdoğan'ın gezisi dolayısıyla Alman basınındaki yorumlarda da dile getirilmeye başlandı.
Örneğin etkin "Die Welt" gazetesi AB'nin Türkiye'ye karşı öne süreceği bahane kalmadığını belirterek şöyle dedi "Türkiye'yle artık açık konuşmak zamanı geldi. Türkiye'nin tüm koşulları yerine getirdiğini varsayalım. Biz Türkiye'yi gerçekten AB üyesi olarak görmek istiyor muyuz? Şu anda tüm AB üyeleri için geçerli olan serbest dolaşım ve yerleşim hakkının Türkler'e de tanınmasını kabul edebilir miyiz?"
Ancak hiçbir AB lideri böyle bir öneride bulunmaya cesaret edemeyeceği için, Türkiye karşıtlarının iki umudu kaldı.
Birincisi uyum paketlerinin uygulamada başarılı olamaması. İkincisi ise sağ partilerin Türkiye'nin adaylığını halkoyuna götürmeleri.
Bavyera'da iktidarda olan Hıristiyan Sosyal Birlik bu yönde ilk adımı attı bile 2004'teki Avrupa Parlamentosu seçimlerini "Türkiye için referandum"a dönüştüreceğini açıkladı. Fransa'da da benzer girişimler var.
Hesapları şu: Referanduma gidilirse, "Milyonlarca Türk kapılar açılır açılmaz Avrupa'ya akacak" propagandasıyla Türkiye'nin üyeliğine set çekecekler.
O nedenle başta hükümet olmak üzere tüm yetkililer önümüzdeki dönemde Türkiye karşıtlarına koz vermemeye dikkat etmeli.
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun, Başbakan Erdoğan'ın Almanya gezisinden önce bir uyarı yaptı
"Demirel ve Yılmaz'ın yaptığı hatayı Erdoğan tekrarlamamalı, Türkler'i Alman vatandaşı olmaya çağırmamalı. Elbette Türkler'in AB'de yaşadıkları ülkenin vatandaşı olmaları çok doğru. Ancak bu konudaki çağrıların Türk yetkililerce yapılması çok yanlış. Zaten 'Eyvah 90 milyon nüfuslu Türkiye günün birinde AB üyesi olacak' propagandası yapan Hıristiyan Demokratlar bu çağrıları Türkiye'ye karşı kullanıp kamuoyu yaratıyor..."
Ne var ki, Erdoğan daha Almanya'ya adımını atar atmaz Türkler'e "Alman vatandaşlığına geçin" çağrısı yapmaz mı? Ozan Ceyhun'un ifadesiyle, Türkiye karşıtlarının arayıp da bulamadıkları bir fırsat.
Erdoğan bugün bir araya geleceği Hıristiyan Demokrat liderlerin yüzlerindeki tebessümü pek hayıra yormasın...
Vali için dua
Türkiye onu sözünü esirgememesiyle, sisteme, bürokrasiye karşı sert çıkışlarıyla tanıdı ve çok sevdi.
Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu'ndan söz ediyoruz.
36 yaşında Tokat'ta göreve başladığında Cumhuriyet tarihinin en genç valisiydi. Daha kariyerinin başında "yılın bürokratı" seçildi. Tokat'ı Aydın ve Erzincan valilikleri izledi.
Sivri diliyle Ankara'yı rahatsız ettiği için Erzincan'dan sonra 3.5 yıl kızağa çekildi.
"Türkiye'de bürokrasi despotizmi var" diyen, "Ana dayağı, baba dayağı, polis dayağı, asker dayağı ile halkımızı korkuttuk. Bu kadar dayaktan sonra yığınlar duyarsız oldu" diye konuşan biri rahat bırakılır mı?
İşte o Yazıcıoğlu dün bir trafik kazasında ağır yaralandı. Tanrının onu Türkiye'ye bağışlaması için dua ediyoruz.
Yazıcıoğlu gibi mangal yürekliler o kadar az ve o kadar zor yetişiyor ki...
Mesajlarınız için:
esafak@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
