|
 |
|
ÅžELALE KADAK
İznik çinisiyle, Shibuya meydanında tanıtım
Huzur bulmak ister misiniz? Elinizle şöyle İznik çinilerine dokunarak hafif bir meditasyon yapmaya ne dersiniz? Söylenen o ki, çininin içerdiği kuartzın en büyük özelliği fiziksel temasta insana verdiği huzur...
Japonlar çok şanslı. Çok yakında en önemli meydanlarından birinde, Tokyo'daki Shibuya meydanında, iç yüzeyi İznik Çini'siyle kaplı bir anıt dikilecek. İçe dönük bir anıt. Öyle uzaktan bakarak tüketilmesi mümkün olmayacak! Meditasyon mekanı gibi. Bir yarıktan içine girilecek, yüzeyler çini kaplı olduğundan ve mekanın dar olmasından içeri giren çinilere dokunmadan çıkamayacak, veee huzur bulacak. Anıtın üstü de açık olduğundan gökyüzü görülecek.
2003 yılı Japonya'da Türk yılı olarak kutlanıyor. Her ne kadar Türkiye böylesi bir fırsatı arzu edildiği kadar verimli kullanamasa da son fikir harika. Türk yılı biterken, geriye anı bırakacak bir proje, Türkiye'yi tanıtsın, İznik çinilerini görücüye çıkartsın diye. Dışişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle girişilen projenin önderliğini Işıl Akbaygil'in kurduğu İznik Vakfı yapıyor. Türk mimarlarının yaptığı projeler arasından ise, Shibuya Belediyesi, ünü yurtdışına taşan mimarlarımızdan Han Tümertekin'e ait olan projeyi seçiyor.
Shibuya'da bulunan Tokyo Camii'ni inşa eden şirket Kajima, anıtın yapımını tamamlamak üzere. Lale desenli İznik çinileriyle kaplı iç yüzeyiyle dikkat çekici anıtı Han Tümertekin, önce 6 metre yükseliğinde tasarlıyor, ancak deprem riski nedeniyle anıt 4 metreye indiriliyor.
İşin güzel tarafı, anıtın bulunduğu meydanda bir Japon yayın kuruluşunun genel merkezi bulunuyor ve her sabah bu meydandan görüntülerle programları başlıyor. Gelen bilgilere göre, tv kanalı sabah görüntüsüne bu anıtı da alacakmış. Doğrusu bundan güzel haber olamaz. Seramik kültürünün önemli bir yer tuttuğu Japonya'yla seramik konusunda ticari işbirliğinin kapıda olduğunu da söyleyebiliriz.
Işıl Akbaygil'den, yine vakfın öncülük ettiği bir başka anıtın da 50 milyon kişinin geçtiği Montreal'daki botanik bahçesi olduğunu öğreniyorum.
İznik Vakfı, 9 yıldır kurduğu atölyelerde İznik çinisi üretiyor ve kurduğu araştırma-geliştirme merkezinde de yeni teknolojiler kullanarak daha dayanıklı çinilerin üretimini gerçekleştirmeye çalışıyor.
Hintli iş kadınlarının iş aşkı
21 Hintli işkadını. Dört gün kaldıkları Ürdün'de ciddi iş bağlantıları yapıp İstanbul'a geldi. Yolculukları Türkiye'yle de sınırlı değil. Yarın da buradan yola çıkıp, Yunanistan'a gidecekler.
Önceki akşım Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Meltem Kurtsan'ın ev sahipliğinde, Türk iş kadınlarıyla Hintli iş kadınları bir tekne gezisinde buluştu. İlk kez geldikleri İstanbul'da gördükleri manzarayla hepsi büyülenmişti.
Hangisiyle konuşsam, "Bu böyle olmadı. Gelir gelmez toplantılar yaptık. Çünkü çok iş yapmak istiyoruz ama tatile gelmeliyiz" deyip durdular.
Bin üyeli Hindistan Kadın Organizasyonu'nun Başkanı Chandra Gardio'yla yaptığım sohbetten öğrendim ki, Ürdün'de en çok dikkatlerini zeytin ve zeytinyağı çekmiş. "Hindistan'da çok zeytin yenmeye başladı. Hem ithal etmek hem de yetiştirmek istiyoruz" diyordu. Ona Türkiye'nin de zeytin ve zeytinyağı memleketi olduğunu söylediğimde ilgisi daha da arttı. Bir an önce bu konuda işbirliği yapacakları kişilerle buluşmak istiyordu.
Doğrusu yapılacak çok iş var. Hindistan Başkonsolosluğu'nda görevli Sibel Gündüz söyledi. Ne yazık ki, Türkiye'nin Hindistan'a yaptığı ihracat 70 milyon doları bulmazken, ithalat 600 milyon doları geçiyor. Rakamlar hiç parlak değil. Hintli iş kadınlarının iş için ülke ülke dolaşıyor. Bizimkiler umarım ders alır.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
