|
 |
|
MEHMET TEZKAN
Sokaktaki adam memnun ama..
Sağda solda konuşmalara kulak kabartıyorum..Müthiş bir olumlu hava esiyor..
Bugün bir anket yapılsa.. 'Ekonominin rayına oturacağına inanıyor musunuz' diye sorulsa.. Sokaktaki olumla hava, anket sonucuna da yansıyacaktır..
Tabii bu biraz da soruna hangi cepheden baktığınıza bağlı..
Ekonomistleri, sanayicileri, işadamlarını, turizmcileri ayrı tutuyorum..
Konuya biraz sokaktaki adamın gözlüğüyle bakmak istiyorum..
Esnafsanız, alışverişteki canlılığa bakarsınız.. Sizin için ölçü budur..
Eğer dükkanınız dolup boşalıyorsa, işler iyiye gidiyor demektir..
Çalışan kesimdenseniz, sizin için kıstas, satın aldığınız mal ve hizmetlere ödediğiniz bedeldir.. Önemli olan, geçen yıl aldığınız okul önlüğüne bu yıl ödeyeceğiniz paradır..
Taksiciyseniz, aracınıza binen müşteri sayısına bakarsınız.. Bir de akaryakıt fiyatlarındaki artışa..
Ekonominin gidişatı konusunda sadece bu iki veriye bakarak karar verirsiniz..
Cari işlemler açığı, reel faizin, üretim maliyetlerinin yüksekliği, dövizin biraz düşük kalması sizi pek ilgilendirmez..
Enflasyonun düşük çıkması bile pek fazla bir şey ifade etmez.. İki ay üst üste eksi çıktı.. Bugün ağustos ayının sonuçları açıklanacak.. Beklenti, 0.3 ile 0.5 aralığında olması..
Bu bir gösterge.. Ama sokaktaki adam için asıl gösterge domatesin fiyatıdır..
Gerçi enflasyon dediğimiz şey sokaktaki fiyat artışının ortalamasıdır ama sokaktaki adam için biri elle tutulur gözle görülür bir şeydir.. Diğeri ise istatistiki bilgidir..
atv'deki arkadaşlar, iki gün İstanbul'u taradılar.. Geçen yılın fiyatlarıyla karşılaştırdılar.. Okul alışverişi başlarken son durumu saptadılar..
Fiyatların geçen yıldan bir farkı yok..
Geçen yıl on milyona aldığınız bir ürün bu yıl da on milyon lira..
Bir ikisinde çok küçük artış olmuş; hepsi bu..
Bugünlerde 'zorunlu' alışverişe çıkanlar da memnun..
Ortalıkta bir canlanma var..
'Öldük bittik, siftah yapamadık' yakınmalarının yerini 'Allah gecinden versin' aldı..
Bu da iyimser havayı körüklüyor..
Hükümette, ekonomiyi yakından takip eden uzmanlarda da aynı hava hakim..
Bu yıl sonbahar sendromu bile yaşanmadı..
Baştan söyledim.. Herkesin bakışı ayrı.. Herkesin baz aldığı veri başka..
Benimki de baÅŸka..
Ne büyüme, ne milli gelir, ne ihracat rakamları..
Benim için en büyük ölçü işsizlik oranı..
DİE'nin tespiti şöyle.. Bu yılın ilk yarısında işsiz sayısı 2002'nin ilk yarısına göre 159 bin artarak 2 milyon 418 bin kişiye ulaşmış..
İşsizlik oranı yüzde 9.3'ten 12.1'e çıktı. Son üç ayda, yüzde 10'lara geriledi. Ama yine de çok yüksek..
Daha da düşündürücü olan, üniversite mezunlarının işsizlik oranı..
Yüzde 28.1..
Türkiye iyi yolda, sokaktaki vatandaş memnun.. Enflasyon düşüyor, Türkiye büyüyor.. Hepsi kabul.. Hepsi güzel..
Ama ben yine de kaygılıyım.. Türkiye taşınabilir, göğüslenebilir işsizlik oranının üstüne çıktı.. Özellikle eğitimli kesimde..
Beyaz yakalılar için alarm zilleri çalıyor..
Kaygı verici olan da bu..
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
