|
 |
|
SERVET YILDIRIM
Bu işin sonu yeni anlaşmaya gider
IMF hiç kimsenin beklemediği bir anda Türkiye'den alacağını neden erteledi? Kimine göre bu adımın arkasında Irak konusunda Türkiye'den beklentisi olan ABD var. Bu görüşe göre Washington, 2001 krizinden sonra sağlanan kredide olduğu gibi bir defa daha devreye girerek Türkiye'yi rahatlattı. Bu iyiliğinin karşılığında Türkiye'den Irak'a asker gönderilmesi konusunda olumlu bir yanıt bekliyor.
Bu tür bir erteleme ya da moda deyimiyle öteleme aslında uzun süredir bürokrasinin gündemindeydi. Hükümet kurulduktan hemen sonra ekonomi bürokrasisi tarafından hükümete verilen brifingler ve sunulan raporlarda 2004 ve 2005'teki yüklü IMF borç geri ödemelerinin yaratacağı sorunlara dikkat çekilerek, hükümetin bu borcun ötelenmesi için 2003 içinde harekete geçmesi tavsiye edilmişti.
IMF Başkan Yardımcısı Anne Krueger'in mayıstaki ziyaretinde de konu gündeme gelmişti. Gördüğümüz kadarıyla, 8-9 aylık bir geçmişi olan bu mesele Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün son Washington ziyareti sırasında halledildi.
IMF'nin borçlarının ertelenmesi, herkesin arzuladığı bir gelişmeydi ve bu nedenle oldukça olumlu karşılandı ancak bu noktada, IMF'nin Türkiye'nin 2004 ve 2005'teki borçlarının tamamını birer yıl ertelemek yerine neden sadece bir bölümünü ertelediği sorusu aklımıza geliyor. IMF, borcun Hazine üzerinde olan bölümünü ertelerken Merkez Bankası'nın yükümlülüğü olan kısım ile ilgili takvim değişmedi.
IMF ile yapılan anlaşmaya göre, beklenti Türkiye'nin IMF'ye 2004'te yaklaşık 10 milyar dolarlık bir geri ödeme yapmasıydı ancak yükümlülüğü, bu paranın IMF'nin de oluru ile en geç 2005'te ödenmesiydi. Dolayısıyla IMF 2004 borçlarının 2005'te ve 2005 borçlarının ise 2006'da ödenmesini kabul edebilirdi. IMF, belki de ABD'den gelmesi beklenen 8.5 milyar dolarlık krediyi dikkate alarak 2004 borçlarının tamamının ötelenmesinden kaçınmış olabilir.
Bunlar konunun bilmediğimiz detayları ancak her ne olursa olsun borç ertelemesi olumlu ve zamanında atılmış bir adım. Sadece bizim değil IMF açısından da olumlu ve belki de zorunlu bir adımdı. Çünkü son iki yılını Arjantin gibi dev bir sorunla geçiren IMF, yaklaşık 25 milyar dolarlık alacağı olan Türkiye'yle de benzer bir sorunu yaşamak istemez.
Her ne kadar hükümet kanadı aksini söylese de biz IMF'nin bu adımın devamı olarak 2004 sonunda bitecek olan programın süresinin 2005 ve 2006'yı da kapsayacak bir şekilde uzatılmasını isteyeceğini sanıyoruz. Eğer cari işlemler açığı baskısı altındaki Türkiye 2005 ve 2006'daki yüklü dış borç ödemelerini finanse edecek başka bir yol bulamazsa bu önerinin üzerine atlayacaktır.
Dolayısıyla bu işin sonunun yeni bir IMF anlaşmasına doğru gittiği kanısı güçleniyor. IMF'den bir an önce kurtulmak iddiasıyla ortaya çıkan AKP, bu gidişle iktidarının neredeyse tamamını IMF ile geçirmiş olacak.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
