kapat
07.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

MEHMET BARLAS


Bodrum'un geceleri de, gündüzleri gibi renkli!

Bodrum'un gündüzleri, güneş ve deniz anlamına geliyor. Çok yakın geçmişte, İstanbul da böyleydi. Dünyanın en temiz ve en güzel denizi çevrelerdi İstanbul'u.

Kimbilir kaç milyon yıl böyle temiz olan İstanbul denizlerinin kirlenmesi, bizim yaşam dönemimize rastladı..

Ne yazık değil mi?

Bodrum ise, hala pırıl pırıl bir denizle çevrili.

Aslında Bodrum'un karası da, İstanbul'un kaderini paylaşıyor.. Kötü ve genellikle çirkin bir yapılaşma var.

Ama doğa o kadar zengin ve güzel ki, İstanbul gibi Bodrum da, ne yapılırsa yapılsın, büyüsünü koruyor.

Bodrum'un gecelerine gelince..

İstanbul'un bir uzantısı şimdi Bodrum'un geceleri.

Güzellikleri de var, magandalıkları da..

Ersoy Çetin'le Emre Ergani, eski Maça Kızı'nı yeniden düzenleyip, "Tampa" diye bir mekan çıkarmışlar ortaya.

Yemekleri güzel..

Et sevenler için ziyafet sayılacak bir "Kaburga" yedim mesela..

Kemiği tutup sallıyorsunuz, etler dökülüyor. Nefis bir rizottonun üzerine oturtulmuş bu kaburga.

Tampa'ya, mimari açıdan da bakmak, insana heyecan veriyor.

Denize inen yamaç, doğa ile müthiş uyumlu tahta platformlarla yumuşatılmış.

Gündüzleri denize girip, güneşlenmek için hazırlanan platformun ortasında, minik bir iç deniz var.

Dekorasyondan öteye bir mimari olay bu..

Sanki Frank Lloyd Wright'ın ruhu, Sullivan'la birlikte gelip, Tampa'yı çizen Mahmut Anlar'a, "Biçim, işlevi takip eder" demişler.

Geceyarısını geçe Tampa'dan çıkıp, İbrahim Tatlıses'in "ASO"suna gittik.

Bir alem bu ASO..

Cıvıl cıvıl, müthiş bir kalabalık..

İbrahim Tatlıses ne söylese, herkes coşmaya hazır. Coşuyorlar da.

Kadınlar en tatillik giysileri içinde.. Bir nevi, "Modern gayrimahrem" burası.

Erkekler, masalarındaki hanımların, yerlerinde göbek atmalarından, sandalyelere çıkıp bel kıvırmalarından mutluluk duyuyor.

Bu bir "Türk-Yunan Sentezi" gibi.

İbrahim Tatlıses, "Tek tek"i söylerken, izleyici kitlesi nasıl coşuyorsa, Kürtçe türküleri seslendirirken de, aynı kalabalık, aynı coşkuyu yaşıyor.

Uyum paketleri henüz kağıt üzerindeyken, kitle, yurt ve dünya gerçeklerine uymuş bile.

Eski Bodrum'da (1980'ler), Rumca söylemek de, Kürtçe söylemek de, şarkıcının karakolda biten serüvenini başlatırdı.

Daha hoşgörülü, daha renkli bir ülke haline geldiğimiz kesin.

Tele-vole programlarında izlediğimiz kadın-erkek ilişkilerindeki ve kadın giysilerindeki rahatlık, orta ve alt gelir düzeyindeki insanların yaşamlarına da yansımış.

Bunu İbrahim Tatlıses'in lokalindeki izleyici kitlesinin verdiği görüntüden anlıyorsunuz..

Acaba bu görüntü, Türkiye'nin sadece bir yüzü mü?

Baktım gazetelere.. Başbakan Erdoğan'ın oğlu ile evlenecek olan genç kız, müstakbel kayınvalidesinin üslubunda başını örtmeye başlamış.

Oysa bu genç kızın okul fotoğraflarında, başı açıktı.

Acaba aynı ailede hem başı örtülü, hem de başı açık olanların bir arada yaşabilmeleri mümkün değil mi?

Oysa ASO'da, başı örtülü olanlar da vardı.

Ya da kadınlar örtünürken, erkekler neden açık başla geziyorlar.

Yaz sıcağında, erkekler de eziyet çekse, daha adil olmaz mı?

Ama neticede işin özü, kimsenin başkasının kıyafetine karışmamasıdır.

Başı açık olanlar, bir şeylere uymak için başlarını örtmemeli veya örtülü olanlar da, açmamalı.

ŞAKA

Erkeğin adı yok!
Amerika'da dişi farelerin bir bölümüne yağlı, bir bölümüne de yağsız yemek yedirmişler.

Yağlı yiyenler erkek, yağsız yiyenler de dişi fareler doğurmuş.

Acaba bu farelerin babalarının ne yediğini kimse inceledi mi?

İnsan ya da fare, erkeğin adı yok mu artık?

Mesajlarınız için:mbarlas@sabah.com.tr



Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır