kapat
07.08.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL

GREENCARD

ABDURRAHMAN YILDIRIM


İmar'daki bono olayı iç borçlanmayı vurmasın

Bugünlerde mevduat sahiplerinin tesbiti yapılmakta olan İmar Bankası'nda çok ciddi bir durum var. Aynı bankadan Hazine bonosu ve devlet tahvili alanların durumunun ne olacağı. Çünkü ellerinde Hazine kağıtlarını temsil eden makbuzu olan bir kitle var, ancak ortada bankanın portföyünde bunların karşılığı Hazine kağıdı yok. 1995'ten sonra fiziki basımı yapılmadığı için Hazine kağıtları kayden tutuluyor ve makbuzla satılıyor.

Bankacılık ilk kez hayali Hazine kağıdının satışı ile karşı karşıya. 2000'den bu yana batan banka sayısı 22'ye yükseldi, hiçbirinde çifte kayıt veya kayıtların silinmesi olayı yaşanmadı. Devlet de mevduata tam güvence verirken ve bunun bütün yükünü üstlenerek toplumun sırtına yüklerken, bizzat kendisinin çıkardığı Hazine kağıtlarının güvenle saklanması ve alım satımı konusunda hassasiyet göstermiyor. Hazine ihalelerinde kağıtlar satılıyor, paralar kasaya giriyor. Sonra bunun ikincil piyasasında ne oluyor diye dönüp bakılmıyor.

Halbuki aynı devletin mevduata güvenceyi yıllarca sürdürmesinin temel nedeni borçlanmasına kolaylık sağlamasıydı. Bankalara garanti verirken rahat bir şekilde mevduat toplamalarını ve toplanan mevduatların da Hazine'ye borç verilmesini hedeflemişti. Hatta BDDK'dan önce Hazine'nin, bankaların denetiminde gösterdiği zaafiyetin en önemli nedenlerinden biri buydu. Borçlanma tabanını ürkütmemek. Ancak bunun yüksek faturası batan bankalarla ödeniyor.

* Borcun üçte biri halkta- Hazine 2001 krizinden sonra borçlanma tabanını da genişletti. Artık bankalar kadar banka dışı kesim yani kişiler ve şirketler de, Hazine kağıdı alıyor. Yılbaşında banka dışı kesimin aldığı Hazine kağıdı 39.813 trilyonla 149.870 trilyon liralık iç borç stokuna oranı yüzde 26.5 idi. 11 Temmuz itibariyle banka dışı kesimin elindeki Hazine kağıdı 57.276 trilyona yükseldi ve yüzde 43.8 düzeyinde arttı. Haziran sonundaki 175.270 trilyonluk iç borç stokuna oranı ise yüzde 32.6'ya yükseldi. Yani iç borcun artık üçte biri banka dışı kesimin elinde. İşte İmar Bankası'nda ortaya çıkan bu durumun tehlikeye attığı kesim bu. Sayıları yaklaşık 2 milyon. Bu kesim Hazine kağıtlarını bankalardan alıyor. Ancak banka sağlam değilse, çift kayıt yapıyorsa, hayali satış yapıyorsa, verdiği makbuzun üzerinde saklama numarası yoksa, bütün bunlar müşterinin riskini artırıyor. Yani Hazine kağıdı alanların, tıpkı bir dönem hisse senedi işlemlerinde aracının riskini alınmasında olduğu gibi, banka riski aldığını İmar Bankası olayı gündeme getirdi.

* Bonodan soğutmasın- Şimdi İmar Bankası'nda bu kişilerin sayısını ve bu yolla ne kadar para yatırdıklarını bilmiyoruz. Ama bu kitlenin mağduriyeti bonoya olan büyük yönelmenin ardından kuşkular doğmasına yol açabilir. Vatandaşı bonodan soğutabilir. Çünkü İmar Bankası halktan para toplama yetkisi olan, lisansını devletin verdiği, devletin denetlediği bir bankaydı. Vatandaş da gidip bu bankadan devletin bonosunu almış. Çocuk oyuncağı değil. Şimdi diğer bankalardan kağıt alanlar da şüpheye düşmez mi? Şüpheye düşerlerse, ellerindeki saklama makbuzunu pekala satıp bonodan çıkmayı deneyebilir. İşte asıl tehlike burada. Hazine'nin borçlanmasının üçte birini sırtlayan bu kitlenin huzursuzluğu o zaman iç borçlanmayı vurur. Şimdi olaya ilgisiz kalan kamu otoriteleri de, o zaman harekete geçerler. İmar Bankası olayı Hazine kağıtlarının ikinci el piyasada alım satımı, takası ve saklanmasına acilen çözüm bulunması gerektiğini ortaya çıkardı.

* Sonuç- "Ağaç devrilmeyince boyu ölçülmez" Türk Atasözü

Mesajlarınız için: ayildirim@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Sarı Sayfalar
GreenCard


Sizinkiler
TEMA

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır