kapat
22.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL


METÄ°N MÃœNÄ°R


Tutacaklar mı acaba?

Havadaki kokuyu ciğerlerime çeker çekmez babam aklıma geliyor. Babamın yeşil orman bekçisi üniforması içinde ormanı kontrol etmek için yaptığı uzun yürüyüşlerden döndüğünde elbiselerinde eve getirdiği koku bu. Karga'da denize bakan orman evinin pencerelerinden içeri giren koku. Üzerinde toprak renkli, dev kertenkelelerin yürüdüğü çam ağaçlarının altındaki çeşmede testiyi doldururken duyduğum koku.

Beşparmak Dağı'ndaki orman yolundan yıkıntıların bulunduğu yere giden patikaya tırmanıyorum. Ormana çiçeklerini geri vermeye geldim.

Babamın ruhu acaba buralarda dolanıyor mu yoksa başka yerlerde daha büyük, daha el değmemiş, daha güzel kokan ormanlar mı buldu? Yoksa insanı nasıl doğduğu topraklar çekerse, ruhunu da yaşadığı dünya mı çekiyor?

Patikada önümde kahverengi, sarı benekli kelebekler uçuşuyor.

Rüzgarın uğultusundan başka ses yok.

Birileri püskürtme mavi boya ile patikanın kenarındaki kayaların üzerine işaretler koydu. Artık Kuzey'e gelebilen Rumlar'ın işi olabilir mi?

Zirveye tırmanıp adanın içine bakan yamaçtan aşağı yürümeye başlıyorum. Patika boyunca devam eden işaretler yıkıntıların yanında sona eriyor.

Dağın yamacından görünmeyen keçilerin çıngırak sesleri geliyor. Serçe sesleri duyuyorum. Ormanın seyrekleştiği açıklıkta bakımsız keçiboynuzu ve zeytin ağaçları var. Yalnız duvarları ayakta kalmış taş bir binanın içinden bir selvi ağacı yükseliyor. Ağacın yaşı binanın çok uzun yıllar önce terk edildiğini söylüyor.

İnsan eli ile düzletilmiş mağara, kuyu karışımı yerin içindeki kaynağın bulunduğu yere yürüyorum. Su birikintisinin içine dökülen su sesi geliyor. Eskiden, burada insanlar yaşarken, su yeraltı kanallarından geçerek biraz ilerideki havuza akıyordu. Havuzun içi çamur doldu, duvarları yıkıldı.

Ovada küçük bir kasaba görünüyor. Oradan araç sesleri geliyor. Bir şarkı duyuluyor ve askerlerin rap rap yürürken bağırdıkları sloganlar.

Cebimdeki naylon torbayı çıkarıyorum. İçinde evimin bahçesindeki çiçeklerden topladığım yüzlerce kırmızı-turuncu, kibrit başı büyüklüğünde tohum var. İlk bahar yağmurlarından sonra açan bir çiçeğin tohumları. Yetişmeleri için insan eli ile sulanmaya ihtiyaçları yok. Yürürken tohumları bir eski zaman çiftçisi gibi toprağa saçmaya başlıyorum. Tohumlar topraktaki kuru otların arasına düşüp kayboluyor.

Tutacaklar mı?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır