|
 |
|
SAVAÅž AY
Buyrun cenaze namazına
"Bazı şeyler sadece bizim memlekette olur" derler ya, işte bunun yeni bir örneği
AK Parti Adana Milletvekili Ziyaettin Yağcı'nın, önceki gün vefat eden babası Süleyman Yağcı, Buruk Mezarlığı'nda toprağa verilmek üzereydi. Babasına olan düşkünlüğüyle tanınan Ziyaettin Bey son derece üzgün ve acılıydı.
Arife tarif mi?
Yakınları ve dostları kederli milletvekiline başsağlığı dilerken, zamanı geldi ve imam efendi cemaate seslenip; "Buyurun cenaze namazına" çağrısı yaptı. Kalabalık bir kitle imamın hemen ardında saf tuttu. Tam namaz başlayacaktı ki; cemaatten birkaç kişi " Namazın nasıl kılınacağını bilmediklerini" belirtip, "İmamın bunu tarif etmesini" istedi.
Buna haklı olarak hem imam kızdı, hem de acılı milletvekili. Sonra fırça seansı başladı "Bu yaşınıza kadar gelmişsiniz, eğer cenaze namazını kılmayı öğrenememişseniz. Diyorsunuz ki; 'hocaefendi tarif etsin ona göre kılalım'. Çok büyük noksanlık. Kimde bu noksanlık varsa bundan sonra olmasın çocuklarınıza da bunu evde öğretin." Kemeraltı Camii imamı olduğu öğrenilen imam cemaate yaptığı nasihatın ardından yine de nasıl namaz kılınacağını tarif edip namazı kıldırdı.
Kaş mı çıkar göz mü?
İşte memlekette yağcılığın geldiği boyut bu. Adam milletvekiline yağ çekecek ya. Burnunun dibinde gözükmesi lazım. Bunun için de bu kadar anlamlı bir günde, cenaze namazında o millet vekiliyle aynı safı tutmaktan kıyak ne olabilir? Lâkin kurnazlık aynı zamanda zeka demek olmadığından, bey kardeşimiz apışıp kalıyor, kaş yaparken, gözü çıkıyor.
Vay bee!.. Ne memleket be?.
Rüştü'müzü ispat edeceğiz
Sadace Türkiye'nin değil, dünyanın son yıllardaki en iyi kalecilerinden olan Rüştü (bir son dakika sürprizi olmazsa) İspanya'ya gidiyor. Rüştü için sevindim, Fenerbahçe için üzüldüm. Zaten netameli geçmiş bir sezonun ardından, bu yıl inşallah toparlanıp, patlama yaparız umudunu yeşertirken, bu ayrılık fena olacak gibi. Şimdi biz aynı klasta, aynı değerde bir kaleciyi nereden bulup alacağız? Rüştümüzü nasıl ispat edeceğiz Allah bilir. Ne yapalım? Mahkeme kadıya mülk değil. Sevgili Rüştü kardeşimize bol şans ve başarı dilemekten gayrı yapacak bir şeyimiz yok. Yolu, bahtı, geleceği açık, kalesi gollere hep kapalı olsun.
Yedikule'de hırsız paniği
Yedikule Göğüs Hastanesi, Nasrettin Hoca'nın Türbesi gibi. Hani hocanın türbesinde kilitli bir kapı varmış da, duvarlar yokmuş ya, aynen de öyle koca hastanenin durumu. Oranın da kapısı dev gibi, sürgülü, demirden filan. Lâkin çok geniş bir alana yayılan hastanenin çevresi alçak bir duvarla kaplı. Atlayıp sızan, karanlıktan yararlanıp her yere ulaşan kötü niyetliler var. Hırsızlar geçtiğimiz hafta idare binasına girdiler ve bilgisyarları çaldılar. Dün sabaha karşı uğradığımda silahsız bir güvenlikçiyle, elinde sopası devriye gezen bir hastabakıcı buldum karşımda. Güler misin ağlar mısın?..
Bekle ve gör!..
Çapa Hastanesi'nin alt kapısı önüne kurulan Çapa Taksi'nin elektriğini hastane bahçesi içindeki direkten hırsızladığı. Bundan fakülte idarecilerin haberi bile olmadığı yolundaki yazıma "yalan- iftira" diyen dekan bey, haberi ispatladığım görüntüleri izlemiştir umarım. Yayın boyunca yaptığım çağrıya uyup telefona bağlanmaktan kaçındı. Arzusu bilir. Lâkin benim bu işin peşini bırakmaya hiç niyetim yok. Gazetecilere "yalancı iftiracı" diyerek yalan iddiada bulunmak ve iftira atmak ne demekmiş göreceğiz.
KIYMIK
BAK HELE!..
Gevezeyi cehenneme atmışlar "Odunlar Yaş" diye bağırmış.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
