kapat
17.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL


AHMET HAKAN


Açmak ve kapamak!

Ne zaman İran'da kadınların ve gençlerin başını çektiği muhalif bir hareket başlasa, bizdeki bazı yorumcuların pek sevdikleri o yargı cümlesi hemen devreye girer "Onlar açılırken, biz kapanmaya çalışıyoruz". Bu kıyaslama dikkat çekicidir, hoştur ve elektriklidir ama doğru değildir...

Neden doğru değildir, açıklamaya çalışalım

"Onlar açılırken, biz kapanmaya çalışıyoruz" diyenler, aslında "açılmak" ya da "kapanmak"eylemini, devlet politikalarının konusu olarak görüyorlar...

Ve yanılgı burada başlıyor...

Oysa sorgulanması gereken kapanmak ya da açılmak gibi bir kadının tamamen kendi bireysel tercihlerini ilgilendiren konuya devletin müdahale etmesidir. İtiraz etmemiz gereken şeyin bu olduğunu bilirsek, hem İran'da olup bitenleri, hem de Türkiye'deki sorunu tam olarak anlayabiliriz.

İran'da devlet, kamusal alanda kadınların başını zorla kapatıyor. Türkiye'de ise kamusal alanda başın açık olması esas... Durum böyle olunca her iki ülkenin ortak noktası belirginleşiyor.

Ben, işte bu yüzden İran'da başı açık olarak yaşamak isteyen kadınlarla, Türkiye'de başörtülü olarak kamu alanında var olmak isteyen kadınlar arasında bir çelişki değil, tam aksine ortak bir nokta görüyorum...

Her iki ülkenin kadınları da, kıyafet seçimlerine devletin müdahalesine karşı çıkıyorlar.

Bu ortak noktayı göz önünde bulundurursak, o pek tutulan cümleyi yeniden kurabiliriz "İran'da devlet kapamaya zorlarken, Türkiye'de devlet açmaya zorluyor."

Cümleyi böyle kurarsak, hem "açmak" ve "kapamak" gibi birbirinin zıddı fiilleri yan yana kullanarak elektriği korumuş, hem de "daha doğru" bir cümle kurmuş oluruz...

TÃœRKÄ°YE'DE SOLCU OLMAK
"Bugün ordunun bu gidişe mutlaka dur demesi gerekiyor".

Bu cümle "Türk Solu" adlı derginin başyazısından alındı... Derginin başyazarı Gökçe Fırat, orduyu darbe yapmaya çağırıyor. Lafı hiç eğip bükmeden darbenin gerekçesini de ortaya koyuyor "ABD, AB ve AKP işbirliği yapmış, Türk Ordusu'nu işlevsizleştiriyor. Bu üç ordu düşmanına karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri harekete geçmeli!"

Söyledikleri bu.. "Orduyu darbeye teşvik ve telkin" diye bir suç var mıydı, yok muydu, bu ayrı konu ama kendilerine "Türk Solu" gibi kuşatıcı bir isim veren grubun bu yaklaşımı, Türkiye'de kendilerini "solcu" diye nitelendirenleri nasıl bir halet-i ruhiyeye sokuyor, doğrusu merak ediyorum...

Türkiye'de tuhaf bir durum var Solcu olup, her şeyi ama her şeyi söylemek serbest... Solcu olmanın hiçbir bağlayıcı tarafı yok. "Türk Solu" da solcu, DEHAP da solcu, DSP de solcu, Deniz Baykal da solcu, Yekta Güngör Özden de solcu, Vural Savaş da solcu, Ömer Laçiner de solcu...

Böyle şey olur mu? "Sol" ne demek, "Solcu" dünyaya nasıl bakar? Bu soruların bir anlamı olmaz mı? Neredesin ey teori!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır