kapat
17.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL


NECATÄ° DOÄžRU


Zavallı gazetecilik!

Gırtlağında yıllardır bir isyan büyüyorsa, onu dışa vurmak için bundan büyük fırsat olamazdı. Bu özeleştiriyi; yürekten, içten, samimiyetle "siz okurlarla" paylaşmak için daha iyi bir şans doğamazdı.

Fırsat çıktı geldi.

Tam zamanıdır.

Gazeteciler iki cepheye bölündüler Cem Uzan'ı savunanlar. Tayyip Erdoğan'ı aferinleyenler.

Cem Uzan'ın gazetelerinde yazanlar; hiç bir objektif, bilimsel, araştırılıp bulunmuş ve zenginleştirilmiş verilerden hareket etmeden elleri titreyerek; "İktidarın yaptığı siyasi bel aşağı vuruştur" türünden savunma yazıları yazıyorlar.

Yani bu olay siyasidir.

Onlara göre; "Uzan'lar ak sütten çıkmış ak kaşıktır. Tayyip Erdoğan, Genç Parti'nin yükselişinden korktu, bu yüzden grubu parasal olarak çökertme vuruşu" başlattı. Öbür yanda; iktidarı destekleyen Yeni Şafak, Vakit gibi gazeteler ile Uzanlar'ın kan davalı rakibi Aydın Doğan'ın medyasında yazanlar da; "Cesur adım... Uzanlar'ın üstüne şimdiye kadar kimse korkudan gidemedi... Bravo iktidara cerahati temizliyor" türünden iktidar yağlaması yapmaktalar.

****

Zavallı gazetecilik.

Kepez ile Çukurova Elektrik'in "imtiyaz hakkına" el konulmasını "ticari hukuk ve rekabet hukuku açısından" inceleyip, irdeleyip, anlaşılır bir Türkçe'yle kaleme alıp yazamıyor. Olayı "kamu yararının zedelenmesi açısından" nete getirmeye çabalamıyor.

Çünkü bağımlı, besleme olmuş.

Hastalığa tutulmuş.

Türkiye'de "Basın gücü ile banka gücü ve basın gücü ile siyasi güç birbiriyle içiçe geçtiği için" basın bağımsızlığını yitirdi. Gazete sahibi olanlar banka sahibi de oldular. Banka ve gazete sahibi olanlar "şu partinin liderini ya da bu partinin liderini" başbakan yapmaya kalkıştılar. Ve haberleri manüple ettiler.

Gazeteye güven bitti.

Okur, yazara inancını yitirdi.

Şimdi; içimizden biri kalkıp "Uzan'lar olayı üzerine olabildiğince bilimsel, tarafsız, dört dörtlük bir yazı yazsa" bile okur ona da inanmıyor.

Okur, yazılana bakmıyor.

Nerede yazıyor?

Kimin adamı?

Kimden maaş alıyor? Yazdığı gazetenin patronunun hangi partinin başkanıyla oturup yemek yediğine bakıyor.

****

Bu okurun özürü değil.

Bu bizim kabahatimiz.

Gazetecilik, güven sarsıntısı geçirirken patronları banka sahibi olan gazetelerin genel yayın müdürleri, baş yazarları, dört köşe yazarları, kutu kutu içinde tam sayfa yazarları; "Canım bizim patronun bankasının olmasının ne zararı var, o bize destek çıkıyor, biz de gazete çıkartıyoruz. Amerika'da General Elektrik de NBC'nin sahibidir" diye batının kötü örneklerini göstererek banka sahibi patronlarını aklama yazıları yazıyorlardı.

Yazı özgürlüğünü böyle yitirdi.

Doğru, tedavülden kalktı.

Bugün Uzanlar, sadece bankacılık ve enerji işleri yapıyor olsalardı onlarla hiçbir menfaat ilişkisi olmayan yazarlar onların "haklılığını ya da haksızlığını" savunuyor olsalardı, ne harika olurdu.

Okur da o zaman inanırdı.

Gazeteciliğe, sadece çıkardığı gazeteden kâr eden banka gücü ile siyaset gücünden bağımsız yaşayabilen bir yapıya geçmesi gerektiğine önce biz kendimiz inanmalıyız.

Mesajlarınız için: ndogru@sabah.com.tr


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır