|
 |
|
MUHARREM SARIKAYA
Çiçek: Kaç dershane Kürtçe öğretiyor?
Uzun süredir tartışması devam eden AB 6'ncı Uyum Paketi'nin TBMM'deki görüşmelerine yarın Adalet Komisyonu'nda başlanacak.
Yürürlük maddeleri hariç, toplam 20 maddeden oluşan ve bazı yasalarda değişiklik öngören pakette, iki madde tartışmalı.
Bunlardan ilki, "Kamu ve özel televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilmesine" olanak tanıyan RTÜK Kanunu'ndaki düzenleme.
Bir diğeri de seçimlerin yabancı gözlemciler tarafından da izlenmesine serbesti getiren fıkra.
İlk maddeye TBMM'de bulunan iki parti grubundan ve siyasi partilerden herhangi bir karşı çıkış söz konusu değil.
Özellikle de CHP, tasarının hükümetten geliş şekline olumlu bakıyor. Bununla birlikte tasarıya, asker ve bürokratik bazı kurumların sıcak bakmadığı da bir gerçek.
Askerin ve bazı kurumların karşı çıkması, böyle bir düzenlemenin özel televizyonlar aracılığıyla yapılması halinde, önü alınmayacak bir başıbozukluğun ortaya çıkacağı kaygısından kaynaklanıyor.
Türkiye, yıllardır sınırları içinde havaya çıkan tüm elektronik dalgaları, yani telsiz, telefon, radyo, televizyon yayınlarını kontrol altında tutacağı, monotoring sistemini kurmak için uğraşıyor. Bu sistem devreye girmeden de bugün radyolardaki başıbozukluğun, yarın televizyonlarda da ortaya çıkabileceği kaygısını taşıyor.
Buna rağmen askerler, düzenlemeler yapılırsa siyasi iradeye saygı göstereceklerinin de altını çiziyor.
Çiçek'in örneği
Bu yakınmaları dün, paketin hazırlanmasında AB Genel Sekreterliği ile birlikte büyük emeği geçen Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile konuştuk.
Çiçek, bu yakınmalarda büyük haklılık payı olabileceğini belirterek söze başladı.
Ancak RTÜK'ün, "Bölge müdürlüklerimiz kapatıldı, dolayısıyla özel televizyonlardan ana dilde yayın yapılırsa bunları izleme ve denetleme şansına sahip olamayız" yakınmasını eleştirerek devam etti
"Madem Bölge Müdürlükleri kapalı, o zaman açarlar, olur biter. Bu kadar zor mu? Denetim eksikliği, bir hakkın eksikliğinin önünde engel oluşturamaz."
Her ne kadar Başbakan, geçen hafta bu sütunda yer alan sözlerinde, "Kamu ile başlayıp daha sonra özel televizyonlara geçeriz" diye bir orta yol formülü geliştirse de, Adalet Bakanı Çiçek'e göre, ana dilde yayın özel televizyonlar aracılığıyla yapılmalı.
Çiçek, bunun nedenini de şöyle özetledi
"Eğer bir özel televizyon Kürtçe yayın yapmak istiyorsa, bu lisansıyla birlikte bir disiplin altına alınır. Bunlarla özel sözleşme yapılır. Sermayesi kayıtlı hale getirilir. Aykırı bir yayın yaptıysa da televizyon kapatılır. Bir televizyon için milyarlarca lira para harcayan herhalde bunun kapatılmasını da istemez. Bunların kontrolünü ve yayın ilkelerini de devlet yapar."
Adalet Bakanı Çiçek, bir süre sonra, Boşnakça, Çerkezce, Gürcüce gibi birçok dilden yayın yapılması için TRT'ye gelebilecek baskılardan çekiniyor.
Bu dillerden herhangi biri ile yayın yapılmadığında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine yine karar alacağı kaygısını dile getirdi.
Oysa özel televizyonlara bu görevin verilmesi halinde, "Bizde yayın özgürlüğü var, şu şartları yerine getiren açabilir" denilerek bu yükümlülükten devletin kurtulabileceğinin altını çizdi.
Çiçek, bu aşamada bir noktaya daha dikkat çekti
"Geçen sene yapılan düzenleme ile şu an Kürtçe, Çerkezce, Boşnakça ve bunun gibi Türkiye üzerinde konuşulan diller için dershane açmak serbest. O zaman da bunun çok tartışması olmuştu. Şimdi sorarım size, kaç tane Kürtçe öğretim yapan dershane açıldı?"
CHP'den destek gelecek
Çiçek, sorusuna kendisi yanıt verdi
"Benim bildiğim hiç yok..."
Ana dilde yayın konusuna da böyle bakmak gerektiğini vurguladı.
CHP lideri Deniz Baykal'ın bakışı da öteden beri Çiçek'ten farklı değil.
Nitekim, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da dün aynı görüşü destekledi.
CHP'nin pakette karşı çıktığı tek konu ise, "Hükümet tarafından uygun görülen uluslararası hükümet dışı kuruluşların gözlemcileri, seçimlerin tüm aşamalarını sadece izleyebilirler" yönündeki düzenleme.
CHP Grup Başkanvekili Koç'a göre; AGİT'e imza koymuş Türkiye zaten bu kuralı kabul etmiş bulunuyor.
Almanya, Fransa, Danimarka'nın seçim kanunlarında yer almayan düzenlemenin, Türkiye'ye getirilmesine olumlu bakmıyor.
Buna raÄŸmen, CHP olarak pakete destek vereceklerini bildirdi.
Öyle gözüküyor ki, yarın Adalet Komisyonu'ndan çıktıktan sonra paketin TBMM Genel Kurulu'ndan geçişi, bundan önceki 5 Uyum Yasası'nın aksine çok daha süratli ve sancısız olacak.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
