kapat
16.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ


TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL


NIKOS BAKUNAKIS


Meriç ve ötesi...

Türkiye ve Yunanistan'da geçen serüvenlere atıfta bulunan Türk ve Yunanlı yazarların sayısı gün geçtikçe artıyor. Milli sınırların ve milli görüş ayrılıklarının ötesinde var olan, ortak coğrafya arayışlarına ve zihniyet değişikliğine, imtiyazlı olarak tanıklık edenler siyasetten çok; edebiyat ve sanattır. Varsın Meriç'in ötesinde Doğu Trakya'nın uçsuz bucaksız yaylaları, eski imparatorlukların görkemli şehri Edirne olsun; Meriç bölgesi, çok yakın bir geçmişe kadar, Yunanlılar için bir sınır bölgesinden; bir sürgün yerinden başka bir yer değildi.

Kökleri Anadolu'da ve İstanbul'da bulunan Helenler hariç geri kalanlar, yaz tatillerini geçirdikleri adalardan kıyılarını gördükleri halde Türkiye'nin kendilerine göre çok uzak bir ülke olduğunu sanırlardı. Ancak sanırım aynı görüş Türkler'de de hakimdi.

Kültür ilişkileri düşüktü
Varsın kendi Meriç'lerinin ardında uzanan yol; bir zamanların Adriyatik denizinden Boğazları ve oradan Karadeniz kıyılarını birleştiren antik Egnatia yolu olsun. Türkler de Meriç sınırı ötesinde ıssız bir ülke görürlerdi.

Bu satırları yazdığım gün, Yunan Devlet Radyosu'nun 3'üncü programında, İstanbul'da o saatlerde verilen bir caz festival konseri canlı olarak yayınlanıyordu. Bugüne kadar İstanbul'dan böyle bir canlı yayın yapıldığını hiç anımsamıyorum doğrusu. Leyla Gencer hayranı olan biz opera dostları dışındakiler için Türkiye belki de bir çağdaş kültür ülkesi değildi. İki ülke arasındaki kültür işbirliği olanakları oldukça fazla olmasına rağmen, bugüne kadar kurulan kültür ilişkilerinin düzeyi gerçekten düşüktür. Müzikte, tiyatroda, edebiyatta, festivallerde, sergilerde, hatta karşılıklı müze ziyaretleri gibi birçok alanda işbirliği yapabileceklerimizi sıralamak belki de gereksizdir. Örneğin Topkapı Sarayı'ndaki şaheserlerin Yunanistan'da sergilenebilmesi gibi...

Görüşme zamanı geldi
Şu ana kadar henüz yeterince araştırılmamış başka bir işbirliği alanı da iki ülkenin maddi zenginlikleridir. Türkiye de Yunanistan da zeytin ve bağ medeniyetine aittirler... İzmir'in sarı kuru üzümü ile Mora yarımadasının siyah kuru üzümü özellikle 19'uncu yüzyılın tarihine damgalarını vurmuşlardır. Üzüm ve zeytin üzerine düzenlenecek ortak festivallere sergiler, konserler, edebi söylemler ve kongreler eşlik edebilir. Tüm bu etkinlikler büyük kentlerden çok; insanların birbirlerine daha çok bağlanabildiği küçük kent merkezlerinde düzenlenebilir ve yeni işbirlikeri ve yeni alışveriler gibi küçük çekirdekler yaratabilirler. Bu Temmuz ayında Gökçeada'da Türkler ve Yunanlılar biraraya gelecek ve şiir, şarap, edebiyat üzerine işbirliği yapacaklar.

Hadi görüşelim artık...

YARIN
* To Vima Genel Yayın Müdür Yardımcısı Kartalis'in yazısı...

* Muhabirimiz Burcu Yakar'ın KKTC muhalefetiyle yaptığı röportajlar...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır