kapat
15.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL


RIHARDOS SOMERITIS


Bu yoldan biz de geçtik

Tarih, coğrafya ve ekonomi, Türkiye ve Yunanistan'ı birlikte yaşamaya "mahkum" etti. Tercih de Birleşik Avrupa'da barış içinde yaşamaları. Bu tez aslında daha çok Rumlar'ın çoğunlukta ve Türkler'in azınlıkta olduğu Kıbrıs'taki iki toplum için de geçerli olmalı.

Yunanlılar ve Türkler, bugüne kadar aralarındaki sorunları siyasi krizlerle, kanlı savaşlarla, etnik temizlik ve halk mübadeleleriyle, yani insanları yerlerinden sökerek çözüyordu. İlerici milli devrimler, milli ve trajik felaktelere yol açıyordu. Bugün daha değişik bir yol izlememize fırsat tanınıyor. Avrupai bir barış yolu..

Bu operasyon kolay değil. Ancak çok şey vaat ediyor ve etmek zorunda. Avrupa'nın "ortak evinde" işbirliği yapmak.

Bunun ne demek olduğu hem Ege'de, hem başka yerlerde kolayca anlaşılıyor Yani siyasi sürtüşmelerin bedeli olan ağır harcamalara bağımlılığımızdan büyük ölçüde arınmamız, daha fazla demokrasi, siyasi ve ekonomik çıkarlara alet olan ve vatanseverliği istismar eden savaş "lobilerinden" soyutlanmamız demek.

İşbirliği hayâl ediyoruz
Yunanistan, Avrupa Birliği'nin üyesi. Kıbrıs'ın da üyeliği geçenlerde kabul edildi. Türkiye de aynı amacı güdüyor. Kıbrıs'taki Türk toplumu da sabırsızlıkla ancak Güney'deki hemşerileriyle değil, federasyon bir devlet olarak tüm Avrupa'yla bütünleşmek için adı geçen "siyasi sorunun" çözümünü bekliyor. Hedef o denli önemli ve tarihi ki, bunu engellemek için çıkarılan her türlü zorluğu gülünç durumda bırakıyor. Gerçekten gülünç...

Kardeşlik ve barış için...
İnanmıyorsanız, korkunç tarihi geçmişlerine rağmen ve sırf bu nedenle bu yolu ilk açan Fransızlar ve Almanlar'a sorun. Fanatizmden uzak Yunanlılar -ki çoğunluğu böyledir- Avrupa üyesi. Dolayısıyla demokratik bir Türkiye, onunla işbirliği ve tüm vatandaşlarına Avrupa güvencesi verebilecek bir Kıbrıs hayâl ediyor. Aynı hayâllerin Türkler'in çoğunluğu tarafından da paylaşıldığını ümit etmek istiyorlar. Bu hayâllere nasıl ulaşacağız? Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkacak olası Avrupa ülkelerinin bu itirazlarını birlikte çalışarak nasıl bertaraf edebiliriz?

Bu konuda Yunanistan "örneği" var. O dönemin AET ülkeleri arasında Yunanistan'ı istemeyenler vardı. Bu engelleri aşabilmek için çok uğraşmamız gerekti. Yıllardan bu yana yaşanan siyasi anormalliklerden ve 7 yıllık askeri yönetimden yeni çıkmış ülkemize yerleşen demokrasinin özlü ve istikrarlı olduğunu kanıtlamamız gerekiyordu. Yani insan haklarının devletin yasaları tarafından korunduğunu, geri kalan güçlü üyelerin yanında sosyal ve ekonomik açıdan ayakta kalıp birlikte yaşayabileceğimizi, Avrupa "muktesebatını" kabul ettiğimizi, uluslararası ilişkilerde tehdit ve şiddet yöntemleri yerine diplomasiyi kullanabileceğimizi göstermemiz gerekiyordu.

Diğer bir deyişle "Kulubün" geri kalan üyelerinin kabul ettiği koşulların aynısını bizim de kabullenmemiz şarttı. Bu şimdi de Türkiye için yapılıyor. İç ve dış konularda yapılması gereken değişiklikler, üniformalı-üniformasız bazı profesyonel milliyetçilerin, aynı bizde olduğu gibi, naralarına yol açıyor.

Ancak bu hayâli gerçekleştirmek her şeye bedel. Bunu, çoğumuzun inandığı gibi, Türkiye'nin diğer yararlarının yanısıra, içteki karşıt grupların kardeşliği, dış ülkelerle barışı ve ileriye doğru hamle yapması için diliyoruz..

YARIN
* To Vima gazetesi Kültür Servisi Şefi Nikos Bakunakis'in yazısı...

* Belçika Başbakanı Verhofstadt, Brüksel temsilcimiz Fikret Aydemir'e konuştu...


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır