kapat
15.06.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL


ERGUN BABAHAN


ÇEAŞ ve hukukun herkese gerekliliği

Hükümet, Türkiye'nin önde gelen gruplarından birine verilmiş olan "imtiyaz sözleşmesi"ni polis gücü de kullanarak iptal etti.

İşlemin mağdur tarafı, Türkiye'nin önemli işadamları, sanatçıları, siyasetçileri, entelektüelleri ile kavga etmiş, çoğunun canını yakmış olduğu için uygulama hiç tepki çekmedi.

Rakipler sevindi, devletçiler bayram etti. Açıkça söylemek gerekirse Uzanlar bana da çok sempatik gelen bir grup değildir. Tarzlarını, tutumlarını, gazete ve televizyonları kimi kullanış biçimlerini onaylamam mümkün olamaz. Bana göre, son uygulamaya gösterdikleri tepki de haklı olmakla birlikte, üslup olarak son derece yanlıştır.

Ancak ortada bizim sempati veya öfkemize göre tavır alacağımız bir olay söz konusu değildir. Söz konusu olan Türkiye'de hukukun ne ölçüde var olduğu veya olmadığıdır.

Kabul etmek gerekir ki, Uzanlar Türkiye'deki mevcut hukuk sisteminin bütün zaaflarını sonuna kadar kullanmayı bilen bir gruptur. Ülkede hukukun tam üstünlüğünün sağlanamamasından yararlanmışlardır.

Bugün gelinen noktada ise zaaflarını kullandıkları hukuk sisteminin kurbanı haline gelmişlerdir.

Çünkü ellerinde devletle yapmış oldukları bir sözleşme olmasına rağmen, koskoca iki şirketleri ellerinden bir günde alınıvermiştir.

Gerekçesi ne olursa olsun, bu uygulama Türkiye'nin özelleştirme atmosferine zarar vermiştir.

Türkiye, devletle yapılan imtiyaz sözleşmesinin çok kolay biçimde kenara atılabileceği bir ülke konumuna gelmiştir. Bundan böyle Türkiye'de özelleştirme yatırımı yapmayı düşünen yerli ve yabancı girişimciler 5-10 yerine 20-30 kere düşünecektir.

Çünkü hukuk sistemi bu yatırımı yapan grubu koruyamamıştır.

Uzanlar'ın sözleşmeyi ihlal eden uygulama ve davranışları elbette olmuştur. Ama bu uygulamaları düzeltmenin tek yolunun şirketlere el koymak olup olmadığı tartışmalıdır.

Bu uygulamayla Türkiye'de devletle yapılan bütün sözleşmelerin güvenliği tartışmalı hale gelmiştir.

Türkiye'nin başarılı devletleştirme değil, özelleştirme örneklerine gereksinimi vardır. Son uygulama, her özelleştirmeyi kamu malı elden gidiyor diye gören kesimleri cesaretlendirmiş, özelleştirme yanlılarının ise şevkini kırmıştır.

Çünkü hukuk zorlanmıştır.

Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda en önemli sıkıntısı da hukuk ve adalet sisteminin yerine oturtulamamasıdır.

Bunun sonucunda kapitalist sistemin en önemli haklarından biri olan "mülkiyet hakkı" siyasi iktidar tarafından çok kolay bir biçimde ihlal edilebilmiştir.

Yani Osmanlı hukuk zihniyetinin, yani özel mülkiyetin, sözleşmenin bir geçerliliğinin olmamasının; Cumhuriyet döneminde de varlığını sürdürebildiği bir kez daha kanıtlanmıştır.

Tekrar ediyorum, bu Uzanlar'a olan öfkemiz veya sempatimiz ile değil, özelleştirme, özel mülkiyet hakkı, sözleşmenin üstünlüğü açılarından bakmamız gereken bir olaydır.

Hukuku üstün kılmadan, adalet sistemini işler hale getirmeden, Yargıtay ve Danıştay içtihatlarını 100 yılda bir değişir hale getirmeden Türkiye'nin çağdaşlaşması, yabancı sermaye çekmesi mümkün değildir.

Son olay göstermiştir ki, elinizdeki varlık, medya gücü ne olursa olsun, herkese gerekli olan şey, güvenilir, sağlam ve istikrarlı bir hukuk sistemi ve uygulamasıdır.


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
TEMA
Sarı Sayfalar


Sizinkiler
ArboMedia

Copyright © 2002, Bilgin Elektronik Yayıncılık ve İletişim A.Ş. - Tüm hakları saklıdır