kapat
12.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Hoca'nın takkesi

Siyasi İslam, Türkiye'de en kapalı çevrelerden biridir. Kendi içlerindeki tartışmalar, görüş ayrılıkları asla dışarıya yansımaz, "yol arkadaşları" dahi içerde ne olduğunu tam olarak izleyemez.

Fazilet Partisi'nin kapatılmasının ardından hareket, Saadet Partisi ve Ak Parti olarak ikiye ayrılırken bile aralarında ne gibi tartışmaların geçtiği, ayrılığın nedenleri tam olarak kamuoyuna yansımış değildir.

Ak Parti sözcüleri, Erbakan'dan koparken hiçbir konuda "doğrudan" tavır almamışlar, söyledikleri her şeyi "dolaylı" ve üstü kapalı söylemişlerdir. Dolayısıyla söylediklerinin çoğu "tercüme" edilmek ya da yorumlanmak zorunda kalınmıştır. Ak Parti sözcüleri, eski liderleriyle doğrudan hiçbir tartışmaya girmemeye de özen göstermişlerdir.

Tayyip Erdoğan'ın tek açık "eleştiri"si, Erbakan'ın başbakanlık konutunda tarikat liderleri için düzenlediği özel iftar yemeği konusunda olmuştur. Herhalde Erdoğan ve arkadaşları sadece bu nedenle Erbakan'dan ayrılıp kendi partilerini kurmuş değillerdir.

'İçeriden' ilk konuşma
Çeşitli dönemlerde siyasi İslam'ın içinde yer almış, ancak daha sonra ayrılmış ya da "itilmiş" insanlardan herhangi birisi de bugüne kadar konuşmuş değildi. İlk konuşma, Refahyol hükümetinde Erbakan tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yapılmış olan, eski Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Necati Çelik'ten geldi.

Necati Çelik, "tesadüfen" siyasi İslam'ın içinde yer almış bir kişi değildir. Hak-İş Federasyonu, Türk-İş ve DİSK'e karşı ya da bunların yanı sıra siyasi İslam'ın işçi hareketi içinde örgütlenmesiyle oluşmuş bir örgüttür. Yıllarca bu örgütün başında görev yapan bir kişi ne oraya tesadüfen gelir ne de o göreve, herhangi bir "yol arkadaşı" getirilir.

Necati Çelik, Türkiye'deki siyasi İslam'ın 35 yıldır liderliğini yapan Erbakan ve ekibini çok ağır suçluyor. Çelik şunları söylüyor: "Bunlar 30 yıldır bu milletin sırtına kene gibi yapışmışlar... Kendi koltuk ve ikballeri için dindarları da, dini de kullanıyorlar... Her şey kendi çıkarları için bir araçtır."

Necati Çelik neyi bekledi?
Bunlar Erbakan ve çevresi için yenir yutulur sözler değildir. Bunları söyleyen de herhangi bir kişi değil, yıllarca iç kadroda yer almış, hareket adına üst düzey sorumluluklar taşımış bir kişidir.

Necati Çelik, Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sıkıntıların, demokrasi sorunlarının önemli ölçüde Erbakan ve kadrosunun zorlamalarından kaynaklandığını söylüyor. Bu, çok dile getirilmiş bir görüştür ama ilk kez "içerden" biri tarafından söylenmektedir.

Çelik, adını vermeden Tayyip Erdoğan'ın "değiştim" demesini de şöyle değerlendiriyor: "Yenilen dayağın sonucu olarak kişiler değiştim diyorsa, demokrasi ve hukuk demeye başlıyorsa, bu içtenlikli değildir."

Necati Çelik, Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti hareketini izlerken bir "kuşku payı" taşıyan çok sayıda insanın duygusunu dile getiriyor.

Hoca'nın takkesi, başbakan olduğu andan itibaren düşmeye başlamıştı. Erbakan'ın bakanı ve işçi örgütünün lideri Necati Çelik, takkenin içerdekiler için de düştüğünü ilan etti. Bir soru da şudur: "Çelik neden konuşmak için bu kadar bekledi?" Bu sorunun cevabını da Çelik'in gecikmeden vermesi gerekir.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır