Dünyayı şaşırtan ameliyat

PROF. Emin Özdoğan, Ünal Tartan'ı ameliyata alırken sadece bir kalp kapakçığını değiştirmeye hazırlanıyordu... Ancak iki kapakçık da iflas etmişti... Bunun üzerine anında karar veren Prof. Özdoğan ikisini de değiştirdi ve hastayı yaşattı!
Prof. Dr. Emin Özdoğan 7 yıl önce Ünal Tartan'a, bir ölüden alınan iki kalp kapakçığını aynı anda nakletti. Bu ameliyat dünyanın hiç bir yerinde yapılmamıştı o güne dek. Tartan yeniden yaşama dönerken, Prof. Özdoğan bu başarısı ile Türk doktorlarının neler yapabileceğini dünyaya kanıtladı. Ünal Tartan bir kaç haftalık ömrü kalmışken Azrail'e çelme taktı. 7 yıl sonra da gayet sağlıklı ve mutlu. Şimdi hayata döndüğü Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde bahçıvanlık yapıyor ve hastalara cesaret veriyor.

Doktorlar ameliyata cesaret edememişti
Ünal Tartan, Yozgat'ta çiftçilik yaparken rahatsızlanır. 1989'da her şeyi bırakıp Ankara Numune Hastanesi'ne gelir. Tartan'a romatizmal sebeplerden kaynaklanan kalp yetmezliği teşhisi konur. Çarpıntısı olmakta, nefes darlığı çekmekte; iki adım yürüse yığılıp kalmaktadır genç adam.

"Hastane hastane dolaştım. Ama hiç bir doktor beni ameliyat etme riskine girmedi" diye anlatıyor o günleri. Zaten yapay kapakçığı karşılayacak parası da yoktur Tartan'ın. Bu arada aldığı yeşil kartla Gazi Üniversitesi Hastanesi'ne gelir Tartan. Prof. Emin Özdoğan'a muayene olur. Özdoğan 6 yıldır hayatı işkence haline gelen Ünal Tartan'ın acilen ameliyat edilmesi gerektiğini söyleyip hastaneye yatırır.

Hastasının durumunu şöyle anlatıyor Prof. Özdoğan: "Yapay kapakçık alacak parası yoktu. Bir ölüden gelecek kapakçığı takmaya karar verdim." Tartan 1,5 ay hastanede organ bekler. Derken 23 yaşındaki bir genç, trafik kazasında yaşamını yitirir ve ailesi organlarını bağışlar. Beklenen an gelmiştir. Hemen ameliyata alınır. Ancak Prof. Özdoğan yapacağı bu ameliyatla "dünyada bir ilke" imza atacağını kendi de bilmiyordur. Tartan'ın bir değil, iki kalp kapakçığının da çürüdüğü anlaşılır. Prof. Özdoğan hemen karar verir ve kadavradan aldığı iki kapakçığı da aynı anda hastasına nakleder. "O güne kadar tek kapakçık nakli yapılmıştı. Ama iki kapakçığı birden değiştirmek henüz denenmemişti. Ameliyat sırasında buna karar vermek zorundaydım. Ünal'ı kurtarmayı kafama koymuştum" diyen Özdoğan, mucize sayılabilecek bazı ameliyatların bu gibi zorunluluklar nedeniyle gerçekleştiğinin altını çiziyor.

Olay dünya tıp çevrelerine bomba gibi düşer. Öyle ki tıp literatürüne geçmesi bile beklenmeden haber, yurt dışındaki birçok merkeze faksla iletilir. Tartan bir anda ilgi odağı olur. "Umudumu hiç kesmedim ama köydekiler ölmemi bekliyormuş. Hatta ben ameliyata girdiğimde öldüm diye ağlaşmaya başlamışlar. Sapasağlam karşılarına çıkınca şok oldular" diye anlatıyor o günleri.

Başkasının kalbi var seni döver mi acaba?
"Ameliyattan sonra acaba organını taşıdığım kişi rüyama girer mi diye korkmuştum. Ama sonra alıştım" diyen Tartan'a eşi Türkân hanım şu sözlerle eşlik ediyor: "Annem de, 'Başkasının kalbi takıldı. Acaba şimdi seni döver mi? Onun huylarını alır mı' diye endişelenmişti. Böyle bir şey olmadığını anlattık. Üstelik iyileştikten sonra daha da sakinleşti!"

Ünal Tartan (35) şimdi çalıştığı hastanede organ bekleyen hastalarla, "Hiç zor değil. Apandisit gibi ameliyat" diye konuşup, onları da organ nakli için ikna ediyor, moral veriyor.

Hatta Ünal Tartan'ın sağlıklı olduğunu gören bir komşusu, ondan cesaret alıp ameliyata razı olmuş. Köyünden de tam 5 kişi Tartan sayesinde ameliyat olmaya razı olup sağlığına kavuşmuş. Ünal Tartan ve eşi bu önemli operasyondan sonra organlarını bağışlamışlar.

Türkiye'de saçlarım ağardı
Kalp ameliyatlarında devrim yaratan Prof. Özdoğan, Londra Harefield Hospital'da çalışırken, aldığı teklifle Türkiye'ye dönmüş ama galiba biraz pişman olmuş: "Bu ameliyatı dünyada duyurduğum kadar kendi ülkemde duyuramadım. 1988'de İngiltere'de Yunanistan Başbakanı Papandreu'ya başarılı bir ameliyat yaptım. İngiltere basını evimi abluka altına aldı. O günlerde konferans için Türkiye'ye geldim. Turgut Özal benimle görüşmek istedi. 'Türkiye'ye dön' dedi. Adnan Kahveci, yurt dışındaki beyinlerimizi ülkeye getirmeye uğraşıyordu. Aynı dönemde ABD'den teklif aldım ama ülkemi tercih ettim! Geldim ve sekiz yıl içinde simsiyah saçlarım bembeyaz oldu. Türkiye'de yenilik yapmak çok zor. Oysa bilim, teşvik edildiği yerde yeşerir."

Özlem YURTÇU

---BİTTİ---