kapat
12.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Nostalji tüccarları

Şu sözlere ne dersiniz: "Eski zamanın her şeyi güzeldir, hoştur, hayat tarzı latiftir; kadınları afet, erkekleri yiğit, çocukları melektir. Ahlak üstün derecededir; şöyledir, böyledir, enfestir, en lezzetlidir, fevkaladedir, harikuladedir..."

Kelimeler bu biçimde art arda dizilip, abartılı bir geçmiş övgüsü ortaya çıkınca durumu hemen kavrıyoruz tabii: Yazar geçmişi böyle övenlere inanmıyor, hatta onlarla epey bir dalga da geçiyor.

Peki geçmişi yücelterek nostalji tüccarlığı yapanlarla maytap geçen kim dersiniz? Yine geçmişten bir gazeteci yazar: Refik Halit Karay. Ne zaman yazmış "Bir Ömür Boyunca" adlı anılarını? İlk bölümü 1946 yılında "Yeni Tanin" gazetesinde çıkmış.

Yani bundan 56 yıl önce de aynı şey varmış: Birileri bugünü kötülemek için geçmişe başvurmuş, geçmişin iyi yanlarını (ve tabii kendilerini de) övmüş... Böyle bir taktikle akılları sıra yaşamakta oldukları çağı yerden yere vurmuşlar.

İşin eğlenceli yanı bugün de aynı şey yapılıyor. İşte görüyor, okuyor, duyuyoruz: İkide bir medyada birileri çıkıp "Ah nerede o eski günler" diyor. Halbuki bu laflar bir uydurmadan ibaret.

Nereden mi biliyorum? Elbette yaşım elverdiği için değil. Ancak son zamanlarda eski yazarlara merak saldım. Rafik Halit Karay'ın, Halide Edip Adıvar'ın, Yahya Kemal Beyatlı'nın, Necip Fazıl Kısakürek'in, Peyami Safa'nın, Adalet Cimcoz'un, Safiye Erol'un, Ahmet Rasim'in anılarını, öykülerini, romanlarını okuyorum.

Ve şunu görüyorum: İsimler değişik olsa da üç aşağı beş yukarı aynı şeyler yaşanmış... Kimi hükümete girmek için ayak oyunları yapmış... Kimi arkadaşının karısını, kocasını ayartmış... Kimi dönemin "in" mekanlarında hava atmış... Kimi devlet büyüklerini kızdırdığı için hapse gönderilmiş... Kiminin değeri bilinmemiş; kime olduğundan fazla değer verilmiş...

Bu nedenle nostalji satanlara hiç mi hiç inanmıyorum. Her cümlelerini kuşkuyla karşılıyorum. Yalan söylediklerinden değil elbette... Doğrudurmutlaka anlattıkları... Peki ya anlatmadıkları? Neden hiç kendi saçma davranışlarından, hatalarından, üç kağıtlarından söz etmiyorlar? Ya da dostlarının, ya da ailelerinin?

Özetle nostalji tüccarlarına pek güvenmeyin. Söylediklerine değil, söylemediklerine bakın. Onların eleştirileri şevkinizi kırmasın, kendinize olan güveninizi sarsmasın. Sadece işinizi iyi yapmaya çalışın...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır