kapat
26.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

35 yıllık tecrübeme güvenin


Cengiz Solakoğlu: Satılmayan malın KDV'si mi olur? Satılmayan mal üretilmez, üretim olmazsa kâr da, vergi de olmaz. KDV düştüğünde ekonomi de canlanır
Kasım ve Şubat krizleri ile birlikte piyasalar önemli ölçüde daraldı. Durgunluk üretimi çok ciddi etkiledi. İşten çıkarmalarla birlikte harcamalar azaldı. Otomotiv, dayanıklı tüketim, gayrimenkul ve tekstil piyasası durma noktasına geldi. Peki ne yapılmalı? Piyasayı nasıl canlandırmalı? Bu soruyu Koç Holding'in Tüketim Grubu Başkanı Cengiz Solakoğlu'na sorduk. 35 yıldır fiilen üretim ve satışın içinde olan Solakoğlu, "Vergileri yarı yarıya düşürün. Daha sonra her ay bir-iki puan artırarak gelişmiş ülkelerin seviyesine getirin. 35 yıllık tecrübemi ortaya koyarak eskisinden daha çok vergi alınacağını iddia ediyorum" dedi. İşte Solakoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar:

AMERİKA AYNISINI YAPTI
* Vergi oranlarını bu kadar yukarıda tutmanın gerçek anlamda bir yararı var mı ?

1990'lı yıllarda Amerika'da durgunluk baş gösterince hükümet vergi iadesi yaparak ekonomiyi canlandırdı. Ve o canlanma büyüme hızını 10 yıl boyunca yüksek tutarak ekonominin motoru haline geldi. Avrupa Topluluğu'nda en yüksek KDV oranı yüzde 25. Yüzde 26 olamaz. Türkiye'de yüzde 26 da var, yüzde 40 da. İngiltere'de çocuk giyiminde KDV oranı sıfır, Türkiye'de yüzde 18. Yine İngiltere'de beyaz eşyadaki KDV oranı yüzde 18 iken Türkiye'de yüzde 26. Buna karşılık İngiltere'de kişi başına düşen milli gelir 20 bin dolar ama bizde hala 2-3 bin dolar arasında.

* Piyasanın canlanması için oturup bekleyecek miyiz? Vergilerin yüksek olması bize ne kazandırdı?

KİMSE BENİ DİNLEMEDİ
KDV oranlarının yüksek olması kayıtdışı ekonomiyi beslemenin ötesinde bir işe yaramadı. Yaklaşık 9 aydır piyasada yaprak kıpırdamıyor. Hükümetin talebi harekete geçirecek en ufak bir önlemi, reel sektöre nefes aldıracak bir tedbiri yok. Ekonomiyi yalnızca parasal tedbirlerle yürütmeniz mümkün değil.

IMF'nin dünyanın her yanında uygulanan ve başarılı olmayan reçetelerini Türkiye'nin koşullarına uyarlamadan uygulamanın da bir sonuç almayacağı ortada. O zaman talebi canlandıracak bir hareketin başlatılması lazım. Ben bunu piyasanın içindeki bir kişi olarak 20 Nisan'da tanıdığım milletvekillerine ve 3 bakana bir mektup yazdım. KDV oranlarının birden bire yarı yarıya düşürülmesini ve her ay 2 puan, 3 puan artırılarak yıl sonunda eski seviyeye getirilmesini istedim. Amacım biriken talebi ürünün ucuzluğuna yöneltip bir hareket başlatmak, ekonomideki stoku likidite etmek, işçi çıkarmaların önüne geçmek ve istihdamı yeniden sağlayarak Türkiye'nin bozulan morallerini düzeltmekti. Fakat dinletemedim.

* Kaybın farkında değiller miydi?

HERKES MAL İSTİYOR
Şu anda zaten sektörün önemli bir bölümü KDV ödemiyor. Halk dövize yatırım yapıyor. Söylediğim yapılsaydı insanlar dövizlerini bozdurup birden bire ucuzlayan ürüne yönelecekti. IMF niye müsaade etmesin? Basiretli, Türkiye gerçeklerini bilen ve ikna gücü olan politikacıların IMF ile konuşarak Türkiye için uygun formüller üretebileceğine inanıyorum.

* KDV düşerse marketler nasıl etkilenir, pazar nasıl etkilenir?

Ben 35 yıldır bu içindeyim. Türkiye piyasasını iyi bildiğimi söyleyebilirim. KDV'leri düşürdüğünüz anda talepte çok ciddi bir hareket olur ve kısa vadede geçici bir vergi kaybı gözükse bile 2-3 ayda hem KDV, hem kurumlar vergisi, hem gelir vergisinde patlama yaşanır. Maliye Bakanı, 'KDV bir önceki yıla göre yüzde 88 arttı. Demek ki ekonomide çok büyük durgunluk yok' dedi. Özür dileyerek söylüyorum ama, aptal yerine konduğumu hissettim. Çünkü dolar yüzde 136 artmış, enflasyon yüzde 70'i bulmuş. Sen yüzde 88 vergi ile 'artış var ve ekonomide canlanma var' diyorsun. Bu doğal değil.

* Koç Grubu'nda durum nasıl?

Bize yansımadı. Bugün makarna fabrikam cumartesi, pazar bile çalışıyor. Mal yetiştiremiyorum. Sek Süt mal yetiştiremiyor. Çünkü küçük ve orta ölçekli firmalar kapandı. Ama bu sağlıklı değil. Yarın artan işime rağmen evimde rahat oturamayacağımı, rahat yemek yiyemeyeceğimi biliyorum. İnsanlar alışverişte sepetlerini bile doldurmaktan çekinir hale geldi. Bunu hükümet görmüyorsa söyleyecek hiçbir sözüm yok.

Altı ay Ankara'ya anlatmaya çalıştım
* Oranlar indiğinde vergi gelirlerinde düşüşler olur mu?

Hayır. Aksine, satılmayan malın KDV'si olmaz. Satılmayan mal üretilmez, üretim olmazsa kâr da olmaz. Kâr olmazsa vergi de olmaz. Üretim olmazsa istihdam olmaz. İstihdam olmazsa sosyal huzur bozulur. Bunun matematik bir mantığı var. Halbuki bunu düşürüp üretimi ikiye katlarsanız, KDV'yi iki misli daha fazla satıp topladığınız vergi yüzde 26'dan çok daha öteye gidebilir. Bunu göremiyorlar. Benim söylediğim bir aritmetikti. Karmaşık değildi. Aritmetikte çarpma, bölme, eşitlik, bir de artı vardı. Eksi yoktu. Artı da eşitliğin öteki tarafında hem devlete hem millete yazacaktı.

* Aradan 6 ay geçti. Ne değişti?

Hiçbir şey değişmedi. Hiçbir şey olmadı. Önerimi hükümete ilettim. Ama "Maliye vergi kaybına uğrama endişesi içinde" dediler. Ancak çözüm KDV oranlarını asgari yüzde 50 aşağıya çekmek. Buzdolabındaki yüzde 26'lık vergi yüzde 13'e düşse, bu 70-100 milyon lira demek. Halk döviz yüksek diye parasını dolara, marka yatırıyor.

Halbuki bir mal 100 milyon birden ucuzlarsa dövizini bozdurup ihtiyacı olan buzdolabını alacak. Harcama eğilimi bu şekilde artacak, işsizler işe dönecek. Başlatılan vergi kampanyasını gönülden destekliyorum. 35 yıllık birikimimi ortaya koyarım. İddia ediyorum, eskiden alınan vergilerden çok daha fazla vergi alınacak.

2 milyar doları yönetiyor
Cengiz Solakoğlu, Koç Holding'in 35 yıllık tecrübeli yöneticisi. 1967 yılında girdiği Koç Holding'te 13 yıl dayanıklı tüketim şirketi Beko Ticaret'te çalıştı. Bu şirkete genel müdür olduktan sonra dağıtım ve pazarlama şirketi Atılım'ın genel müdürlüğüne getirildi. 8 yıl bu görevi yürüttükten sonra Tüketim Ürünleri Grubu başkan yardımcılığına daha sonra da bu grubun başkanlığına getirildi. Başkanlığını yaptığı Tüketim Grubu'nda geçen yıl yaklaşık 2 milyar dolar ciro yapan 16 şirketi yönetiyor. Grubun en büyük şirketi 2000 yılını 1.1 milyar dolarlık ciro ile kapatan Migros. Gıda şirketleri de Solakoğlu'na bağlı. Yani Solakoğlu, hem üretimi, dağıtım ve pazarlamayı, hem de tüketimi çok iyi biliyor. Grubu içindeki Migros'u sadece yurtiçinde değil yurtdışında da en tanınmış markalardan biri yapan Solakoğlu, piyasadaki canlılığı da durgunluğu da anında görebiliyor, tüketicinin istekleri ile birebir karşı karşıya geliyor.

Destek çığ gibi büyüyor

KDV'de kaçak var
Rifat Hisarcıklıoğlu / TOBB Başkanı: "Piyasalar durmuş vaziyette. 5 ayrı kategoride KDV tahsilatı yapılması bir çarpıklık. Oranlar aşağıya çekilmeli, tarife basitleştirilmeli. Oran yüksek olduğu için KDV'de kaçak var. Hem kaçağı azaltmak hem de iç piyasada hareketliliği başlatmak için KDV oranlarında indirim şart."

Herkes fiş pazarlığında
Mehmet Balduk / Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı : Son dönemde devlet direkt vergi toplayamadığı için dolaylı vergilere yüklendi. Oranlar çok yüksek olduğu için aslında vergi toplamayı da engelliyor. Bugün herkes fiş pazarlığı yapıyor. Piyasanın canlanmaya ihtiyacı var. Biz KDV oranlarının aşağıya çekilmesini aylardır söylüyoruz. Bugün lüks ihtiyaç diye gösterdikleri buzdolabından alınan yüzde 26'lık KDV'yi hangi mantıkla açıklıyorlar anlamak zor.

Bakan Bey'le bahse girelim
Zafer Çağlayan / ASO Başkanı: Bugün hiçbir ülkede beş ayrı çeşit KDV oranı yoktur. Yüzde 1 KDV alınan alan da var otomobil gibi yüzde 40'a kadar çıkan oranlar da söz konusu. Sabah'ta KDV oranlarının indirilmesiyle ilgili çıkan değerlendirmelerin arkasındayız. Bunu defalarca Maliye Bakanı'na anlattım. Hatta vergi gelirlerinin artacağına dair iddiaya bile girerim. Burada sadece KDV vergisine bakmamalı. Bu üretimi, istihdamı, gelir ve kurumlar vergisini artıracak bir adım olacaktır.

KDV oranı % 10 olmalı
Mustafa Özyürek / TÜRMOB Başkanı: Ben de KDV'de indirimden yanayım. Ancak, 1-2 puanlık indirimmler bir şey ifade etmez. Genel KDV oranı yüzde 10'a çekilmeli. İlk etapta kısa süreli gelir kaybı olsa da ekonomi canlandıkça oran düşmesine rağmen hasılat kaybı olmaz. Bu önlemin yanısıra Türkiye konrollü kur politikasına geçmeli. Faiz dışı fazlayı milli gelirin yüzde 4'üne çekerek piyasayı canlandıracak talep artışı yaratmalı.

Bir süre denenmeli
Maliye eski Bakanı İsmet Atila: KDV oranlarının bir şekilde gözden geçirilerek düşürülmesinde fayda var. Bazı oranlar hayli yüksek. Maliye gelir unsurlarından vergi alamayınca KDV ve ATV'ye yükleniyor. Piyasanın canlandırılması için oran düzenlemesi yapılabilir.

Bir süre denenir, gelişmelere göre Bakanlar Kurulu gerekirse yeni duruma göre düzenleme yapabilir.

Mine ŞENOCAKLI

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır