kapat
08.10.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

İsa, papaz, kumandan, vs...

Biri:

- Öğrenmekle olmaz, duymakla olur, dedi.

Öteki:

- Nasıl? dedi.

- Duyacaksın kardeşim, duyacaksın, şüpheyi duyacaksın, enayilikleri duyacaksın, yüksek sesle söylediğin zaman herkesin ters bakacağından emin olacağın şeyleri duyacaksın...

Öteki:

- Nasıl? diyordu.

- Avrupalı, İsa için ne diyor biliyor musun?

- Ne diyor?

- Hayaller gören, kendinde kuvvetler vehmeden, kadınımsı, meczup bir paranoyaktır. Zamanımızda yaşasaydı akıl hastanesine koyarlardı... diyor. Sonra Avrupalı, papazıyla alay edebiliyor.

Öteki:

- Ya, dedi, nasıl ediyormuş bakalım alay?..

- Bizim papazlar kilise hizmetçileriyle neler yapmazlar, sade kilise hizmetçileriyle değil, birbirleriyle de... diyor Avrupalı. Meryem'le alay ediyor, Papa'yla alay ediyor; sert bakışlı kumandanlar var ya, onlarla bile alay ediyor.

Öteki:

- Allah Allah, dedi, demek kumandanla da...

- Evet ya, kumandanla da... Meselâ bir şiir düzenliyor. Asker, kasketini kafese, kuşu da başına koyup öyle çıkmış sokağa... Sokakta kumandan: "Ne o, demiş, selam vermek yok mu artık." Kuş: "Hayır demiş selam vermek yok artık." Kumandan: "Afedersiniz, demiş, ben var sanıyordum da..." Kuş: "Zararı yok, demiş, insan dediğin yanılabilir."

Öteki çok şaştı bu işe:

- Demek asker kasketini kafese koymuş, kuşu da başına... Peki kumandan askeri dövmemiş mi?

- Dövmemiş... Baksana; kuşa "selam vermek yok mu" demiş. Kuş da, "yok" deyince; affedersiniz, demiş. Ve kuş, mâzur görmüş kumandanı, "herkes yanılabilir" diye...

- Hem İsa ile, hem papazlar ile, hem kumandanla alay... Meryem'le alay. Papa'yla alay... Neye yarıyor bu kadar alay?

- Düşünmeye...

Ötekinin aklı almadı bu sözleri... Öğrenmekle olmaz, duymakla olur, ne demekti? Nerden çıkıyordu düşünmekle alayın ilgisi?.. Düşünmek ciddi bir işti, alay ise hafif bir iş...

Beriki:

- İsa, papazlar, Meryem ciddi işler mi; yoksa hafif işler mi; diye soruyordu.

Öteki:

- Sen yalan söylüyorsun, dedi; beni saf buldun yutturuyorsun. Asker, kafasına kuşu koyup öyle çıksa sokağa, kuş uçmaz mı?

- Şairin kuşu bu; kumandanı kızdırmak için...

- Kızmamış ki kumandan, özür dilemiş kuştan...

- Nasıl kuş, şairin kuşu olduğu için uçmuyorsa; kumandan da, şairin kumandanı olduğu için kızmıyor...

- Ama aslında kuş uçar ve kumandan kızar...

- İyi ya şair tersini yazıyor; tersi olsa bir an, diye düşünüyor. Gerçekteki suniliğe şiir katıyor; tabiat katıyor, tadını çıkarıyor...

Öteki:

- Avrupalı olmak için böyle mi yapmak gerek? dedi...

Beriki:

- Bu ihtiyacı duymak ve bu ihtiyacı duyanları da, hoşgörü ile kabul etmek gerek, dedi.

Öteki:

- Ne var bunda? dedi, ben de İsa ile, papazlar ile, Avrupa'daki kumandan ile, Meryem ile, Papa ile alay ederim ve herkes burada hoşgörür bunu...

Ve başladı alay etmeye:

- Hahaha İsa; İsa budalanın biriydi be; şimdi yaşasa, peygamberim dedikçe, peşine çocuklar takılırdı. Papazlar ise, bilirsin papaz hikâyelerini... Bir tanesi seçimi kazanmak için, şeyine bal sürmüş de... Ben olsam, o Avrupa kumandanının başına koyardım kuşu... Meryem bâkire değil ki, şehrin şey kadını...

Ve sordu arkasından:

- Avrupalı olduk mu? diye...

Beriki gülümsedi:

- Hayır! dedi.

Öteki dudağını büktü:

- Hiçbir şey anlamadım, dedi.

Not: 30 yıl önce yazılmış bir yazı... Aziz Nesin'in "Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı" antolojisinden...

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır