|
|
|
Jüri üyeleri âmâ
Görme özürlü şovmen Barbaros Uzunöner, 'Gıdıkım Geldi' adlı mizah kitabını bir güzellik yarışmasıyla tanıttı.
Ama bu öyle alışageldiğimiz bir güzellik yarışması olmadı. Tophane'deki Özürlüler Merkezi'nde düzenlenen güzellik yarışmasına biri aynı zamanda bedensel engelli olan 5 işitme özürlü kız katıldı. Jüri ise görme özürlülerden oluştu.
'BEN DE SOYUNUYORUM'
Yarışmada kazanan tarafın engelliler olduğunu söyleyen Barbaros Uzunöner, "Özürlülerin sorunlarını yansıtmak için kitabımı böyle tanıtmak istedim. Bu yarışmanın galibi bütün engelliler" dedi. Görme engellilerin okuyabilmesi için kabartma harflerle kitabını basan şovmen Uzunöner şöyle konuştu:
"Bu tür tanıtımlar için çıplak mankenler kullanılıyor. Ben de kitabımın kapağına küçükken çektirdiğim çıplak fotoğrafımı kayarak, soyunuyorum. Bu 6 aylık çalışmamın ürünü. Ve 150 sayfa. Kitapta, aralarında politikacılar, matematikçiler ve şoförlerin de yer aldığı değişik meslek gruplarını, çiftler için hazırladığı mutluluk reçetelerini mizahı açıdan ele aldım."
İbo hemşehrimdir Büyü yapmadIm
Urfalı Arap Kerim Hoca lakaplı Abdülkerim Yıldız, 'meşhur' olma sevdasıyla, gördüğü mikrofonlara magazin dünyasını sarsacak! açıklamalarda bulundu: "Türkücü İbrahim Tatlıses ile dansöz Asena'ya büyü yaptım." Ancak Arap Kerim Hoca bu açıklamalardan sonra şöhret kapısının açılmasını beklerken, cezaevinin yolunu tuttu. Çünkü, düşük yapan kadınlara, kısmetinin açılmasını bekleyen gelinlik kızlara, erkekliği bağlı olanlara şifa dağıttığını iddia eden Urfalı Arap Kerim Hoca'ya TCK'nın 36 ve 40. maddelerince dava açıldı. Arap Kerim Hoca, şimdi, Şanlıurfa Yarıaçık Cezaevi'nde yargılanacağı günü bekliyor.
'BEN ÜFÜRÜKÇÜ DEĞİLİM'
Tatlıses ve Asena ile ilgili bir büyü yapmadığını söyleyen Yıldız, şöyle dert yandı:
"Ben üfürükçü değilim. Tatlıses hemşehrimdir. Ben Tatlıses ve Asena ile ilgili büyü yapmak için İstanbul'a gitmedim. Hiçbir zamanda böyle şeyler yapmadım. Sadece meşhur olmak sevdasıyla reklam olsun diye bazı şeyleri başkalarının isteği doğrultusunda söyledim. Ben ne hocayım, ne de üfürükçüyüm. Bahsedilen Hz. Süleyman'a ait mühür ise bir teneke parçası üzerine Arapça yazılar karalanmış değersiz bir şeydir." Yıldız, mühür denilen teneke parçasının ne insanlara ne de cinlere bir etkisinin olmadığını, bazı lafların sadece reklam için çekim sırasında sarf edildiğini söyledi.
Okan YILDIRIM
|
|
|
|