Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı da İzmir'de konuştu:

- Türk siyaseti giderek bir çıkmaza sürüklenmektedir.

Dedesi ise "Yassıada'da yargılandı."

Siyasete "inançla... İddiayla" giren bu "üçüncü kuşak Gaydalı" şimdi umutsuz.

"Ülkem iyiye gitmiyor" diyor.

Ülkeye siyaset yoluyla hizmet etmek için "Dışişleri'nden... Parlak bir kariyerden kopan" İrtemçelik de "ülkemin durumu ciddiden, vahime doğru gidiyor" diye konuşuyor.

Bu "çıkışlardan" birilerinin ders çıkarması gerekmiyor mu?

Ak Parti Grup Başkanı Bülent Arınç, Meclis'te bir basın toplantısı düzenledi:

- Bir çuval inciri berbat ettiler.

Bir çuval incir "Meclis'in başarı ile gerçekleştirdiği Anayasa değişikliği."

"Berbat" ise...

Bu değişiklik sırasında, Milletvekilleri'nin "durumdan vazife çıkarmaları."

Araya, kendi maaşlarına zammı da "sıkıştırmaları."

Arınç dedi ki:

- Meclis tam itibar kazanıyordu ki... Üzerine gölge düştü.

Arınç'ın söyledikleri doğru.

Ama "dinleyen kim?"

Yüzde 70'i emekli maaşı alan parlamento, ille de maaşına zam yapacak ise... Bunu hiç olmazsa "şu ortamda" yapmamalıydı.

"Yangından mal kaçırır gibi" yapmamalıydı.

Madem yaptı, bari "suç işleyeni... Ceza alanı... Hapiste yatanı... Yurttan kaçanı" bunun dışında bırakmalıydı.

Meclis, Leyla Zana'nın, Hasan Mezarcı'nın, Almanya'da internet sitesi kurup Usame Bin Ladin'in reklamını yapan Şevki Yılmaz'ın maaşını "bizden kesilen vergilerle" artırmamalıydı.

Saat 15.00 sularında...

Bakanlar Kurulu toplantısının bitişinden hemen sonra...

Başbakan Ecevit'in, Çankaya Köşkü'ne çıkışından az önce...

Yılmaz Cezayirli adlı, Manisalı bir çiftçi, Başbakanlığın bulunduğu caddeye gerilen "tel örgünün" yanına geldi...

Elindeki "kağıtları" havaya fırlattı.

"Sayın Başbakanım, ben geldim" diye bağırırken...

Polisler "yakaladılar."

"Ağzını kapadılar."

"Tarım Kredi'den aldığı bir milyar ikiyüz milyon borcu ödeyemediği için eylem yapan" Yılmaz Cezayirli, sözünün gerisini getiremedi.