  
Yasak savma olamaz
Bütün dikkatler Amerika'nın Afganistan'da üslenmiş bulunan teröristlere yönelik operasyonuna yoğunlaşmışken Türkiye'nin yarını için en önemli adımlardan birisi Ankara'da, Meclis'te atılacak.
37 maddeden oluşan Anayasa değişikliği paketi nihayet Meclis gündemine geldi. Bu değişiklik paketinin akıbeti, bu Meclis için de asıl sınav olacaktır.
Bu Meclis'in iki buçuk yıllık faaliyet tablosuna bakıldığı zaman, çok çalışmış olduğu görülecektir. Meclis'in en "çalışkan" olduğu alan, ekonomik yapının değişmesine yönelik alanlardır. Bu Meclis çok önemli yasalar çıkarmıştır ve bunların neredeyse tümünü "mecburen" çıkarmıştır. Ağır ekonomik krizle birlikte yönetimin yaşadığı çaresizlik krizi sonucunda siyasiler, yıllardır yapmamak için direndikleri ne kadar "iş" varsa, tümünü yapmak zorunda kalmışlardır.
Yine aynı soru
Anayasa değişiklik paketi de bir açıdan "mecburen" Meclis gündemine gelmiştir. Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği için bir ulusal program kabul etmiş ve bununla birlikte birçok taahhütte bulunmuştur. Anayasa'nın demokrasi ile bağdaşmayan hükümlerinin "temizlenmesi" de bunun içindedir.
Anayasa, toplumun bütün ilişkilerine yön veren temel metindir. Bu metnin getirdiği temel ilkeler, bütün diğer yasaların yönlerini ve özelliklerini de belirler. Toplumsal ilişkilerin "ruhu" bu ilkeler çerçevesinde oluşur.
Bugünkü Anayasa, Türk toplumunun çağdaş demokrasinin imkânlarına sahip olma hakkının bulunmadığı inancı üzerine kuruludur. Türkiye bu Anayasa ile 19 yıl geçirmiştir.
Şimdi gündeme gelen değişiklik paketi bu Anayasa'nın demokrasi standardını büyük ölçüde yenileyecektir.
Meclis ve onu oluşturan siyasi partilerin karşı karşıya oldukları sınav da burada başlamaktadır: Ya Türkiye'nin gerçekten çağdaş bir anayasaya sahip olması için bilinçli ve inançlı bir çalışma yapacaklar ya da pek fazla alışık oldukları şekilde "yasak savacaklar"...
Ortak bir büyük ufuk...
Türkiye'nin anayasa reformu dünyanın bugün girdiği sıkıntıyla doğrudan ilgilidir. Yeni bir bölünme süreci içine giren dünyada Türkiye bir kez daha demokratik ve özgürlükçü tarafta yer alma iradesini göstermek durumundadır.
Demokratik bir anayasa da bu iradenin en önemli göstergesi ve ilk büyük adımı olacaktır.
Meclis bu bilinçle davranır ve hızla demokratik bir anayasayı kabul ederse, bu kez "mecburen" çalışmadığını da gösterecektir.
Ama, bu "demokrasi ruhu" yine başka ruhlarla karışır ve "yasak savma" sistemine geçilirse; Meclis, Türkiye'nin yine "iki ara bir dere" durumunda yaşamaya devam etmesinin sorumlusu olacaktır.
Meclis'teki bütün partilerin; küçük hesapları, ayak oyunlarını, herkesi nefret ettirmiş basit pazarlıkları bir kenara bırakarak Türkiye'nin çağdaş demokrasi dünyasında yer almasının güvencesi olacak metni kabul etmesi şarttır.
Başarısızlık kompleksinin kokuları uzun süredir Ankara'nın her taşından buram buram yükselmektedir. Meclis ve siyasi partiler anayasa meselesine de aynı kompleksle yaklaşır, küçük ufukların yerine bu kez ortak bir büyük ufuk koyabilirlerse kendi ruhi durumlarını da düzeltebilirler.
Bunu yapamazlarsa da, Türkiye'nin dünyanın aydınlık köşelerinde yer almasını biraz daha geciktirirler.
|
Magazin
