kapat
25.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Birinci hedef büyüme olmalı

Elektrik tüketimi 90'lı yıllardan sonra ilk kez 2001'in ikinci çeyreğinde azaldı. Bu çeyrek aynı zamanda 2. Dünya Savaşı sırasında yüzde 15'lere varan ekonomik küçülmenin bir kez daha çift haneli rakamları bulduğu dönem.

* İşverenlere göre, işgücü maliyet artışında OECD ülkeleri içinde ikinci sıradayız. 1995-2000 arasında Avrupa'da işgücü maliyeti yüzde 16.8 artarken Türkiye'de yüzde 31.4 oranında yükselmiş.

* Yapılan başka bir araştırmaya göre yolsuzluk liginde dördüncü sıradayız. Dünya Bankası ve Hazine'nin ortaklaşa çalışması, Türkiye'de firmaların yıllık gelirlerinin yüzde 2.5'inin rüşvet olarak verildiğini ortaya koyuyor. Yolsuzluk endeksinde bir puanlık artışın etkisi ise doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında yüzde 11'lik bir azalma veya vergi oranını yüzde 3.6 artırmaya eşdeğer.

* Bürokrasi ve engellerin en karmaşık ve en fazla olduğu ülkeler arasında Türkiye ilk sırada geliyor. Şirketlerin yüzde 80'i rüşvet yerine vergi vermeyi tercih ettiklerini belirtmişler ilgili ankete. Ki bu anket Hazine ve Dünya Bankası ortak çalışması adına yapılmış.

* 1980-2000 yıllarını kapsayan TOBB'un araştırması ise 20 yıllık süreçte, gereksiz yatırımlar, ruşvet, yolsuzluk şeklinde 195 milyar dolarlık bir savurganlık gösterdiğimizi ortaya koyuyor.

* Küresel kötümserlik- Şimdi ise borçlarımızı ödeyebilmek için kemer sıkıyoruz. Bunu yaparken de neredeyse ekonomiyi boğazlıyoruz. Bırakın yeni yatırımı, mevcut tesisler bile doğru dürüst çalışamıyor. Tüketim, onunla birlikte üretim çökmüş durumda.

Çünkü, Türkiye'deki umutsuzluğun üzerine bir de küresel kötümserlik bindi. Bunun etkisiyle Kasım ve Şubat'tan sonra krizin üçüncü dalgasını yaşıyoruz. Sonbahara doğru açılmaya başlayan işler yine bıçak gibi kesildi. Yaz aylarında düşen işten çıkarmalarda yeni bir dalga başlayabilir.

* Epey düşünürüm- Zaten krizin ilk iki safhasında kapanan ve küçülen işyerlerinin işten çıkardığı çalışan sayısının bir milyonu bulduğu hesaplanıyor. Milli gelir ise yüzde 10 dolayında gerileyecek ve 200 milyar dolar düzeyinden 140-150 milyar dolara inecek. 50-60 milyar dolarlık kayıp ve 1 milyon yeni işsizle başbaşa kalacağız.

Dün Türkiye'ye gelen Nobel ödüllü ekonomist Robert Solow'a "Türkiye'ye yatırım yapar mıydınız? diye sordular. Yanıt "Türkiye'ye yatırım yaparken düşünürdüm, epeyce araştırma yapardım" oldu.

* Öncelik tüketimde- Bırakın yeni yatırımı, Türkiye şu anda varolan kapasitesini dahi kullanamıyor. Özel sektör imalat sanayi tesislerinde kapasite kullanım oranı yüzde 60'lara düştü. Otomotiv sanayinde yüzde 30'lara geriledi. Önce var olan bu tesislerin kapasitesi dolacak ki, yeni yatırım ondan sonra devreye girsin.

Bunun için de tüketim ve ihracat artışı gerekli. Küresel kötümserlik ihracat atılımının önüne bir engel çıkardı. Tüketimin olabilmesi için insanların ileriye güvenle bakmaları gerekiyor. Her şeyden önemlisi tüketecek gelirlerinin olması lazım. Küresel kötümserlik burada da karşımıza çıkıyor.

* Üretim ve tüketime teşvik- Ekonomi yönetimi ne yapıp edip, bugünlerde şekillendirmekte olduğu 2002 yılı hedeflerinde birinci sıraya büyümeyi koymalı. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalı, gerekirse teşvik bile vermeli.

Çünkü bu yıl kaybedilen 50-60 milyar dolarlık milli gelir ve bir milyon istihdam. Eğer derin ekonomik kriz ikinci yıl da devam edecekse geriye ne kalıyor ki?

* Sonuç- "Yitirecek bir şeyin yoksa elinden geleni ardına koyma" Yahudi Atasözü

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır