kapat
25.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Hayalet yazarlar

Ülkeleri filozofların yönetmesi gerektiğini düşünen Platon'a inat; bugünkü dünya liderleri yazma-okuma konusuna pek meraklı insanlar değiller. George W. Bush, Vladimir Putin, Jacques Chirac, Silvio Berlusconi, Ariel Sharon, Saddam Hüseyin, Albay Kaddafi... Sayın sayabildiğiniz kadar.

Durum böyle olunca, liderlerin konuşmalarını da birileri yazıyor elbet.

Hele böyle savaş ve terör ortamlarında, milyarlarca insan kulak kesilip, liderlerin ne dediğini anlamaya çalışıyor.

Biliyoruz kelimeler öldürücüdür.

"Söz ola, kestire başı" diye boşuna söylenmemiştir.

İşte bu önemli konuşmaları yazıp, liderlerin eline tutuşturan insanlara "hayalet yazar" deniliyor.

Aslında biz Bush'un ağzından, o hayalet yazarın düşüncelerini ve cümlelerini dinliyoruz; sonra da Bush şöyle dedi, böyle dedi diye yorum yapıyoruz.

Elbette lider onaylamadığı düşünceleri okumaz ama fikirler ve bunları ifade biçimi tamamen başka birisine ait.

Kendinizi bir an o hayalet yazarın yerine koyun. Cümlelerinizin dünyaya aktarılması ne zevkli bir iş değil mi?

***
BBC'deki bir açık oturumda bu konuya değinilmesi çok ilgi çekiciydi doğrusu.

Tartışmacılardan biri Başkan Bush'un, elindeki metni okurken çok güzel cümleler kullandığını ama kendisine uzatılan mikrofonlara verdiği cevaplarda kovboy ağzıyla konuştuğunu söyledi.

Konuşma metninde "Ya onları adalete getireceğiz, ya da adaleti onlara götüreceğiz" gibi, bir yazar elinden çıktığı belli olan, usta işi cümleler yer alıyormuş. Ama adamcağızı kendi başına bıraktığın zaman "Ya ölü ya diri", "Devenin kıçını vurma", "İnlerinden sürüp çıkarma" gibi vahşi Batı tarzı sözler kullanıyormuş.

***
Aslında biz bu üsluba çok alışkınızdır. Her uzatılan mikrofona konuşma merakındaki Türk büyükleri, zaman zaman çok şiddetli ve "Buradan bütün dünyaya ilan ediyorum kiiii" diye başlayan cümleler kurarlar. Oysa Sayın Bakan'ın konuştuğu yer, kaybolmuş bir Doğu kasabasındaki sünnet törenidir. Ama Türk büyüğünün yüzündeki hiddet ve sözlerindeki şiddet o boyutlardadır ki; kirvelik göreviyle etli pilav arasına sıkışan o konuşma, bütün dünyayı tir tir titterecek sanırsınız.

Bugünlerdeki moda, terör saldırısına uğrayan Amerika'ya ve Batı'ya çatmak!

"Buradan bütün dünyaya ilan ediyorum kiiii, bugüne kadar terörün arkasında olanlar, şimdi başlarına gelince acı hakikati anlamış bulunuyorlaaaar."

Alkış tutanların aklına "Yahu Apo'yu kim verdi Türkiye'ye?" diye sormak gelmez.

Ekran başında haber diye bunları izleyen aklı başında yurttaşlara da; Türk büyüğünün terör kelimesini telaffuz edebildiğine ve Amerika Büyük Devletleri demediğine şükretmekten başka bir çare kalmaz.

Bizde hayalet yazara ihtiyaç yok: Çünkü gerçek yazarlar ve hayalet siyasetçiler ülkesinde yaşıyoruz.

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır