Win-Türkçe
ASCII

ADİ CİNAYET
Yermez'in, poliste, İstanbul DGM'de ve Eyüp Nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan sorgusunda, cinayeti işlediğini kabul ettiğini hatırlatan Savcı Yılmaz, Yermez'in mahkemedeki ifadesinde fuhuş iddiasını redderek Pınar Konuşkan'ı tanımadığını ve cinayeti para için işlediğini söylediğini belirtti. Yılmaz iddianamede, "DGM'de yapılan soruşturma kapsamında cinayetin çete ve siyasi boyutu olmadığı anlaşılırken, toplanan maddi deliller doğrultusunda, (Yermez'in cepleri kanlı pantalonu, bıçak gibi) cinayetin adi bir cinayet olduğu belirlenmiştir" dedi.

SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Savcı iddinamenin son kısmında ise olay günü cinayet zanlısı olarak alınan Fuat Nalkıran soruşturmasına takipsizlik, Yermez'in Bursa'da karıştığı iddia edilen olayın dosyasına da görevsizlik kararı verdi. Savcı Yılmaz ayrıca, Pınar Konuşkan'ın 10 yaşında Çocuk Esirgeme Kurumu'nda tecavüze uğradığı iddialarının da soruşturulması için Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı gönderilmesine karar verdi.

Yermez'in daha önce mafyanın tetikçiliğini yaptığı iddialarının ortaya atılmasına yol açan Bursalı işadamı Mehmet Aydın Karaaydın da basında gördüğü Yermez'in kendisini vuran kişi olabileceğini belirterek, Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu.

PERUK MU TAKTI?
Bursa'daki olay günü, 10 günlüğüne izinli olduğu bilinen Yermez'i teşhis için İstanbul'a getirilen Karaaydın, kendisini yaralayan kişinin uzun saçlı olduğunu, ancak yüz olarak Yermez'e çok benzediğini, olay sırasında peruk takmış olabileceğini söyledi. Ancak Yermez, polisteki ifadesinde bu iddiaları reddetti.

Pınar Konuşkan'ın oyunu
İşadamı Üzeyir Garih'in öldürüldüğü olayın "kilit ismi" sayılan Pınar Konuşkan, İstanbul DGM Savcılığı'na verdiği ifadede bir televizyon kanalında yer alan sözlerinin "hayali" ve "yalan" olduğunu söyledi. Konuşkan'ın, söz konusu TV kanalının kendisine bir ev aldığını iddia ederek, "Bir miktar para da aldım ancak istediğim parayı vermediler. Bundan sonra hangi kanal daha çok para verirse onlara konuşurum. Polise verdiğim ilk ifadem doğrudur" dediği öğrenildi.

SAVCIYA GÖRE CİNAYET NASIL İŞLENDİ?
İşadamı Üzeyir Garih, olay günü özel arabasıyla Eyüp'e geldi. Garih arabasını Eyüp Merkez Camii otoparkına parkettikten sonra, Küçük Hüseyin Efendi'nin mezarını ziyaret etmek için Eyüp Mezarlığı'na gitti. Garih mezarlığa çıktığında Küçük Hüseyin Efendi'nin mezarı yanındaki M.Mühendis ve M.Sait'in mezarı başında Pınar Konuşkan ile Yener Yermez'i uygunsuz vaziyette gördü.

Yener Yermez, 'Burası kutsal bir yer. Yaptığınız ayıp değil mi?' diyen Garih'e, 'Seni ilgilendirmez' diye yanıt verdi. Bunun üzerine Garih ile Yermez arasında itiş kakış oldu. Yermez, Garih'in sol kolunu bükerek kendisine dayadıktan sonra ilk bıçak darbesini boynundan vurdu. Midesi ve göğsünden bıçakladıktan sonra Garih'in cep telefonunu aldı.

Garih'in yüz üstü yere düşmesinin ardından Pınar Konuşkan korkarak olay yerini terk etti. Yermez ise yere düşen Garih'i böbreklerinin üst kısmından da bıçakladı, bıçağı ise olay yerinin 20 metre ilerisinde toprağa gömdü.

Mezarlıktan çıkan Yermez, kanlı ellerini Eyüp Merkez Camii bahçesinde yıkadıktan sonra Karaköy'e gitti. Burada telefonunu mavi olan kapağını siyah olarak değiştirdikten sonra Hasdal Kışlası'ndaki 3. Motorize Bölüğü'ne döndü.

Yermez bölüğünden içeri girerken, üstünde cep telefonu ve şarj aleti olduğu fark edildi. Nöbetçi Astsubay Özgür, Yermez'deki cep telefonu ve şarj aletini aldı. Astsubay Özgür, bir süre sonra kendi cep telefonunun şarjı bittiği için kartını Yermez'den aldığı telefona taktı.

Garih'in, T 28 model telefonunun, Hasdal Kışlası'ndan sinyal vermesi üzerine, polis Kışla'ya giderek Astsubay Özgür'ü sorguladı. İfadeler üzerine Yermez'in getirilmesi istendi, ancak arandığını anlayan Yermez'in firar ettiği anlaşıldı.

Firari er ve cinayet sanığı Yermez, 4 Eylül 2001 tarihinde, memleketi olan Kayseri'deki ailesinin yanına giderken ele geçirildi.

Dilek YILDIZ