kapat
20.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

En kritik kilit..

Acı ne kadar ağır olursa olsun, akıl altında ezilmiyor. İşte bir hafta içinde üste çıktı..

Kalbinden vurulan Amerika'nın, terörden sorumlu tuttuğu ülkelere saldırarak taş taş üstünde bırakmayacağı düşünülüyordu.

Oysa bugün bir kara harekâtına 3-4 haftadan önce başlanamayacağı yazılıyor.

Şu anda belirlenmiş birinci hedef Afganistan.. Bu ülke, Amerika'ya savaş açtığı çok önceden bilinen Usame bin Ladin'e ev sahipliği yapıyor. Taliban rejiminin bu terör baronunu teslim etmeyeceğini tahmin etmek için kâhin olmak gerekmiyor.

Teslim ederse iktidarda kalamaz. O nedenle Usame bin Ladin'in kontrol ettiği meşum gücün tehdidini dünyaya karşı kullanmaya devam edecektir.

Bu durum Amerika'yı, bölge ülkelerinin katılımını sağlayan çok etkili bir askeri hazırlık yapmaya mecbur edecektir.

Hazırlığın uzaması tabii önemli riskler taşıyor.

"Haçlı Seferi" gafı gibi yanlışlar, ilk günlerdeki birliği zayıflatacaktır.

Bir çok ülke bir verip beş almanın hesabını güdecektir. Her ülke Türkiye gibi değil. USA Today gazetesi Rusya'nın harekâta sağlayacağı lojistik ve istihbarat desteği karşılığında Amerika'dan, 48 milyar dolar dış borcunun silinmesi de dahil bir çok istekte bulunacağını haber verdi dün.

Terör örgütlerini politika aracı olarak kullanmaktan sabıkalı bir çok Avrupa ülkesi, olay soğudukça -İngiltere hariç- samimi bir işbirliğinden uzaklaşacaktır.

En kritik kilit, Usame bin Ladin'in suçlu olduğu konusunda itiraz kabul etmeyen delillerin bir an önce bulunmasıdır.

Beşeri vicdan bu delilleri bekleyecektir.

Hele teröre karşı oluşan işbirliği içinde yer alan Müslüman ülke hükümetlerinin buna çok ihtiyaçları var.

Aksi halde kendi toplumlarının karışmasını önlemekte zorluğa düşerler.

Üretime ve rüşvete acil çare!
DSP milletvekili seçilmeden önce DİSK'in genel başkanı olan Rıdvan Budak dün cesur bir çıkış yaptı.

İyiye gidişi, hükümete ve siyasete olan güvensizliğin önlediğini söyledi. Çünkü..

"Üretmek isteyenin önünü kesiyoruz. Rüşvet halk tabiri ile Allah'ına kadar devam ediyor" dedi.

Ve doğru çareler de önerdi.

1. Vergi ve sigorta primleri aşağı çekilmeli. Çünkü üretmeyen bir ekonomi vergi de üretemez;

2. Enerji fiyatları dış rekabet kabiliyeti kazandıracak bir seviyeye indirilmeli;

3. Sicili temiz sanayi kuruluşlarının kredi süreleri uzatılarak üretime geçirilmeli;

4. İhracat yapan sektör temsilcilerine yeşil pasaport verilmeli;

5. İhaleleri şeffaflaştırmak amacıyla Devlet İhale Yasası AB normlarına göre acilen değiştirilmeli..

"Sanayi önce iştir, aştır, ekmektir. Devletin vergisi, ordunun silâhıdır. Sanayi hukuktur, adalettir, özgürlüktür, barıştır. Çağdaş uygarlığın ve AB'nin yoludur.."

İktidar bu sese kulak vermeli, işsizliği azaltmak için üretimi desteklerken, yeni İhale Yasası ile rüşvetin yolunu da bir an önce kapamalıdır.

Adalet Bakanlığı'nın yaptırdığı F tipi 6 cezaevinin anahtar teslimi maliyeti 22,5 trilyon lira olurken, ihalesini Bayındırlık Bakanlığı'nın yaptığı Denizli'deki cezaevi, henüz yüzde 80'i tamamlandığı halde 25 trilyon yuttu. Neden?.

İtiraf var: Eski müsteşar yardımcısı müteahhit şirketten 200 bin mark rüşvet aldı.

Ceza, soygunu önlemiyor.

Çare, bir yandan üretim ve hizmeti durdurmamak, bir yandan da suçun önlemini baştan almak.

Mevlânâ "Önce fareyi defet, sonra buğdayı topla" demiş!

www.superbahis.com


www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır