kapat
02.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Akademi'nin Türkiye elçileri


Uluslararası Gastronomi Akademisi'nin son durağı İstanbul idi. Üyelerin her biri zengin kültürümüzün adeta birer elçisi edası ile ülkelerine döndüler
İstanbul nerede ise 2-3 yıldan beri gelmelerini arzu ettiğimiz bir gruba evsahipliği yapıyor. Academie Internationale de la Gastronomie/ Uluslararası Gastronomi Akademisi 15 yıla yaklaşıyor, Michel Genin tarafından Paris'de yola koyulmuş bir cemaat. Özellikle Avrupa Topluluğu üyelerinin oluşturduğu çember zamanla genişlemeye başlamış. Bugün nerede ise bütün dünyadan üyeleri olan bir Akademi'den söz ediyoruz. Ama belki de bu tarif, bu elitist topluluğu anlatmaya kafi değil.

PRENS CHARLES'IN MESAİSİ
Bakın şöylesi daha iyi olacak: Akademi her yıl başka bir ülke ve mutfağı üzerine bir toplantı yapıyor. Manifestasyon başlığı altında yapılan bu ziyaret ve etüt, Paris'teki merkez tarafından belirlenen üyelere açık oluyor. Bizim üye olarak kabul olunduğumuz 1997'den beri gerçekleştirilen Londra ve Stockholm manifestasyonlarını anlatmalıyım. Üç günlük Londra Manifestasyonu'nun en önemli okazyonu, Prens Charles'in Highgrove'da verdiği davet idi. Birleşik Krallık Veliaht Prens'inin Highgrove'daki malikanesinin etrafında geniş araziler yer alıyor. Prens uzun zamandan beri burayı bir laboratuvar gibi kullanmakta. Organik Tarım, Besicilik ve Gıda ile ilgileniyor. Özellikle bu konulara verdiği kişisel mesai ilgi çekici. Bizlere 21. Yüzyılın en önde gelen meselelerinden birisinin hormonlardan ya da genetik modifikasyondan azade beslenme olacağını anlattı. Prens'in mimariye kadar uzanan geniş entellektüel ilgi sahasını anlatırsak Highgrove seansının ne denli baştan çıkartıcı olduğunu gözler önüne sermiş oluruz.

Stockholm Manifestasyonu'na gelince, Kuzeyin bu soğuk ülkesinden herkes içi ısınarak döndü. Kral Gustav Adolf ve Kraliçe'nin kışlık saraylarında verdikleri davet, İsveç'in sıcakkanlı insanları ile ve nerede ise batmayan güneşi altında unutulmaz bir akşam yemeği idi. Yine İtalyanların hazırladıkları Papalık Mutfağı temalı Roma Manifestasyonu görülmeye değerdi. Akdenizlilere has bir rahatlık ve özgüven ile Roma İmparatorluğu'ndan bugüne bir resmi geçit yaptırmışlardı.

Şimdi, bunları ne diye böyle uzun uzun anlattık. Çünkü önce Akademinin profili bu, ikincisi sıra bizde idi. Hemen her detayını hazırlamış olduğumuz İstanbul Manifestasyonu'na herkes büyük destek sağladı. Ben evsahibi olarak öncelikle Kültür Bakanlığına, Dr. Alpay Pasinli'ye, çoğu dostumuz olan müze müdürlerine teşekkür ederim.

UFUK TURU
Anakent Belediyesi Yerebatan Sarayında özel bir konser düzenledi. İnanılmazdı. Ceylan İntercontinental'deki Hoşgeldin Yemeği, Zeyrekhane'deki yemek mahalli renklerin ortaya çıktığı mönülerdi. Çok ilgi çekti. Beyti Bey için bir şey söylenebilir mi? Olağanüstü idi. 50 yılı için Akademinin özel diplomasını aldı. Four Seasons'ın terasındaki yemek misafirlere bir ufuk turu yaptırdı. Sadece Ayasofya , Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı arasında değil. Akdeniz mutfağı ile Türk mutfağının örtüştüğü renkler bir mozaik gibiydi. Feriye lokantasındaki yemek 18. yüzyıl Osmanlı mutfağının ihtişamını ortaya koyuyordu. Ve Bike Gürsel'in Hisar'daki bahçesi, İstanbul'un hiçbir yerinde insan bu kadar İstanbul'da olduğunu hissedemez. The Marmara'nın hazırladığı yemeğin evsahibesi Bike Hanım Akademi üyelerinin hiç unutmayacakları gecelerden birine imza attı.

Konuklar elbette bir boğaz ve ada sefası da yaptılar. Büyükada'da küçük ve gizli kalmış bir cennet parçasında Circus Restaurant'ın hazırladığı kıryemeği, Süreyya teknesi ile gidip gelirken yaptığı servis çok şık ve uluslararası standartta idi.

İstanbul Manifestasyonu'na maddi manevi büyük destek sağlayan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, Kavaklıdere Şarapları, Adco AŞ, Food AŞ, Svs AŞ, Urart ve Türel Tütün'ü kutlamalıyız. Prof. Nurhan Atasoy ve Ali Sirmen yaptıkları konuşmalarla Akademi üyelerini büyülediler. İstanbul'un, kültürümüzün çok önemli bir gruba tanıtılması için misyonerler gibi davrandılar.

Üyesi olduğum Akademi'de şimdi uğurladığımız konuklarımız, herbiri birer elçimiz edası ile ülkelerine döndüler. İstanbul'daki olağanüstü üç güne katkıda bulunan herkesin övünmeye hakkı var.

Ali Esad GÖKSEL

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır