"08:45'te metrodan çıktım. O sırada ilk patlama oldu. Bu kıyametin koptuğu andı sanki. Olay yerinden 500 metre uzaktayız. İlk olan şey, tepeden kağıtlar yağmaya başladı. Bu kısmı ilginçti. Çünkü, daha sonra onların ne demek olduğunu anladım. Bizim bina o bölgedeki, Dünya Ticaret Merkezi'nin içinde bulunduğu dört büyük binadan birisi. Ben binanın 12. katında çalışıyorum. 12. kata çıktım, o sırada ikinci patlama geldi. Bu sefer bizim bina da sarsıldı. Sürekli sirenler çalmaya başladı. Binanın ilk otuz katını hemen boşalttılar. Kuleler çöktüğünde ben oradaydım. Zannedersem, bina içerden çökmeye başladı. İnsanlar kendilerini camlardan atıyordu. Korkunç bir şeydi.

Savaş ortamı diye bile düşünemedik. Çünkü, belli bir düşman olmayınca onu düşünmek çok zor. İnsanlar çok şaşkındı. Ve ben 10 km yürüyüp eve geldim. İnsanları gözlemleyerek, konuşarak. Herkes birbirine yardım ediyordu o sırada. Bütün metrolar durmuştu. Bundan sonraki atak acaba metrolara mı gelecek diye. Dünya Ticaret Merkezi'ndeki güvenlik sistemleri gerçekten çok sıkıydı. Yerden bekliyordu böyle bir şeyi. Gökten geldi." Kızından uzun süre haber alamayan gazeteci Varlık Özmenek ise "Sesini duyana kadar korku dolu anlar yaşadık" dedi.