kapat
01.09.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.ekdilamerica.com
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Kampüs
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Anne Marie de yok, Rıza Ergüven de...


Biri ünlü fotoğraf sanatçısı ve şair Lütfi Özkök'ün eşi İsveçli Anne Marie Özkök, öteki aydınlanmacı yazar ve şair Abdullah Rıza Ergüven...
Ölüm, ikisini de Stockholm'de buluşturdu. Önce Anne Maria Stockholm'de toprağa verildi, ardından da Ergüven Ankara'da...

Anne Maria ile Stockholm'daki evinde yüz yüze gelmiştim, hayatını anlatmıştı. Kuzeyin soğuk gecelerinde bedenimin ayazını kurutmak için eliyle ördüğü bir siyah kazak vermişti ki, İstanbul'un sonbaharında da nice geceler ruhumu ısıtmıştı.

Bir de tanımadığı halde eşim Bilge'ye armağan olarak yine el yapımı bir tahta kaşık ile bir kibrit kutusu..

Ergüven ile hiç yüz yüze gelemedik. O, 1967'den beri İsveç'te yaşıyor, son günlerini çürüten hastalığına rağmen durmadan üretiyor ve ürettikleri de Berfin Yayınları aracılığıyla okurlarıyla buluşuyordu.

76 yıllık ömrüne şiirler, araştırma kitapları, romanlar, deneme ve çeviriler sığdırmış, bunlardan kimi Türkiye'de ödül de almıştı, ceza da...

Bunun yanında İsveççeye yaptığı çevirilerle Türk edebiyatının bir elçisi olmuştu.

İşte Anna Marie Özkök ile Ergüven'in de aynı tarihlere denk düşen ölümle randevuları dışında ortak noktaları da bu idi.

Anne Marie de ünlü bir Türk fotoğraf sanatçısı ve şairinin eşi olması dışında, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Bülent Ecevit gibi şairlerin şiirlerini İsveçli okurlara tanıtan bir çevirmen, bir Türk ve Türkiyeli dostu idi.

Anne Marie'nin bir başka özelliği ise Lütfi Özkök'ü İsveç'e kazandırması...

Özkökler, Stockholm'daki evlerinde anlatmışlardı.

Lütfi Özkök, 50'li yılların başı olmalı, İstanbul'dan Paris'e gider Sorbonne'da okumak için... Sıkıntılı, bunaltılı bir günüdür. Yalnızlığının kara karanlığını dağıtmak amacıyla "Lüksemburg Bahçesi" adıyla bilinen parka gider.

Dolaşırken, bir bankta sarışın bir kız görecektir. O ise Stockholm'dan gelmiştir ve Özkök gibi aynı bunaltının çemberi içindedir. O gün, orada, üç-beş dakika konuşacaklar ve ertesi gün Paris'i de, okul hayatını da, oradaki yaşantılarını da terk ederek soluğu Stockholm'da alacaklardır.

Lütfi Özkök, "Belki de" demişti, "İsveç'e gelen ilk Türk benim. Bura insanları hep sarışın, benim gibi esmer, kara kuru bir adamı gördüklerinde şaşıyorlardı."

Ama Özkök, sanatıyla bu şaşkınlığı kısa sürede hayranlığa çevirmeyi başaracaktır.

Hem Anne Marie, hem Abdullah Rıza Ergüven Türkiye ile İsveç arasında bir kültür köprüsü kurarak edebiyat alışverişinde aracı olmuşlardı. Yasaklara karşı durarak üstelik...

Anne Marie 12 Eylül'ün "yasak" yıllarında Ecevit'in şiirlerini İsveç'e taşımış, Ergüven ise söz ve düşünce özgürlüğünün en geniş anlamda kullanılabildiği bir ülkede yaşamasına rağmen, kendi ülkesinde yasaklarla boğuşmak zorunda kalmıştı.

İkisini de saygıyla anıyorum.

Haftanın Kitabı: Üç bin yıllık birikim
Önce "söz" vardı. Ali Polat'ın da dediği gibi "sözlerle duyarız, sözlerle düşünürüz, sözlerle konuşuruz" çünkü...

Ali Polat, "Üç Bin Yıllık Birikim" başlıklı derlemesinde Aristo'dan Sadi'ye, Sokrat'tan Mustafa Kemal'e, atasözlerinden anonim deyişlere "söz"lerle insanlık tarihinin bir panoramasını çiziyor. İnsanlığın üç bin yılda yetiştirdiği ünlü yazarların, komutanların, düşünürlerin hayat, dostluk, cesaret, akıl, gençlik, yaratıcılık, güzellik, aşk, ahlak, anne, baba, çocuk, sağlık, zaman savaş ve barış gibi hayatımızı çevreleyen kavramlar üzerine bir cümleyle özetlenebilecek görüşleri... Gerçekten de hayatın imbikten geçirilmiş incileri... (İletişim için Tel: 0212 256 84 90)

Haftanın Vitrini
* Türkiye'de Bir Amerikalı Mistik: Michael Gurian, kişinin ruhsal ve fiziksel yaşamı arasındaki denge arayışını yorumluyor. (Dharma Yayınları)

* Açı Direkleri: Henri Michaux'nun anlatı ve düşlerle örülü aforizmaları... (Sel Yayıncılık)

* Geldim Gördüm Geçtim Gittim: İlhan Mimaroğlu'nun "Bir Özgeçmiş" başlığında topladığı yazıları. (Pan Yayıncılık)

* Günahkâr: Petra Hammesfahr'ın bir aile çevresinde geçen psikolojik gerilim romanı... (Epsilon Yayıncılık)

* Anitta'nın Laneti: Ekonomist Mahfi Eğilmez'den öykülerle donatılmış bir Hitit tarihi... (Om Yayınevi)

* Düşünürlerin Eşliğinde: Roger-Pol Droit, antik çağdaki ilk filozoflardan günümüze, felsefenin serüvenini aktarıyor. (Can Yayınları)

* Kadınların Aklından Geçenler: Enver Ercan ile İdil Önemli'nin derlediği ve kahramanı kadın olan bir öykü antolojisi... (Everest Yayınları)

* Sizinle Aynı Fikirdeyim: 1969'dan beri karikatür çizen Sami Caner'in, güncel olayları da içeren yeni albümü. (Karikatürcüler Derneği Yayınları)

* Güldiken: Dört ayda bir yayımlanan mizah kültürü dergisi "Güldiken", yaz 2001 24. sayısında Neyzen Tevfik'i konu ediniyor.

* Piyasa: John O'Neill'den piyasa sisteminin akılcılığına ilişkin eski ve yeni argümanların ustaca bir analizi ve eleştirisi... Ayrıntı Yayınları)

Refik DURBAŞ rdurbas@mynet.com.tr

www.superbahis.com
www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır