kapat
26.08.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Tele-kızın güncesi


35 yaşındaki Tracy Quan, 'Bir Manhattan Tele-kızının Güncesi' isimli kitabında şimdiye dek, çoğu Wall Street'ten, üç bin erkekle yattığını söylüyor
İki pazar üst üste seksle ilgili yazınca, okurlardan gelen e-postalarda ciddi bir artış oldu. Demek ki ilgi yüksek! O halde bu hafta da devam edelim... Bu aralar ABD'de en çok konuşulan kitaplardan birisi, Tracy Quan'ın kaleme aldığı bir anı-roman: "Nancy Chan: Bir Manhattan Tele-kızının Güncesi."

Tahmin edeceğiniz gibi Tracy Quan'ın kendisi de bir tele-kız. Ancak bütün özelliği bu değil. Şimdiye dek çoğu Wall Street civarından üç bin erkekle yattığını söyleyen 35 yaşındaki Quan, entellektüellerin takip ettiği Salon ve Urban Desires sitelerinin yazarlarından.

Karavanda yaşayan ve bilim dergilerinde editörlük yapan Galli bir annenin çocuğu. Genç yaşında Londra barlarında iş tutuyor. Sonra, 1980'lerde, ABD'ye geliyor. Fuhuştan kazandığı paranın yarısını vermek şartıyla New Yorklu mamların yanında çalışıyor. Daha sonra bağımsız kalıyor ve en çok aranan kızlardan biri oluyor. Fiyatı 600 dolara kadar çıkıyor.

Zeki ve kültürlü bir 'kız' Quan. Seks piyasası hakkında üniversitelerde konuşmalar yapıyor. Fahişelerin sorunlarıyla ilgilenen derneklerde görev alıyor. Kendini 'post-feminist' olarak tanımlıyor. Bilgisayar ve internet hastası; özellikle de Yapay Zeka konusuyla ilgili. Salon.com'da çıkan ve çok popüler olan yazılara dayanarak hazırladığı kitabı geçen hafta piyasaya çıktı.

TELE-KIZ DEFTERLERİ
Türkçe'ye çevrileceğini umduğumuz kitapta ve Quan'ın röportajlarında şu tip saptamalara rastlıyoruz:

* Her tele-kızın bir 'defteri' vardır. Buraya müşterinin adı, kaç para verdiği, özel istekleri itinayla kaydedilir. Bir tele-kız dostuna her şeyi gösterebilir; defteri hariç: İşi bırakan bir tele-kızın defteri 3 ilâ 7 bin dolara alıcı bulur.

* Birçok kız telefonla fahişeliğin kolay olduğunu, güzelliğin yeteceğini sanır. Halbuki kent fıstık gibi kızlarla dolu. Eğer paralı erkeklere hitap edeceksen, o kızlardan daha çekici olmak zorundasın.

* Bugün 20'lerinde olan tele-kızlar kriz nedir bilmez. Ben 1980'lerdeki ekonomik patlamayı da yaşadım, ardından gelen krizi de. İşler iyiyken gerçek talebi bilemezsin. Herkes kendini seksi hisseder. Erkekler neye, kaç para harcadıklarına bakmaz. Krizde ise işsiz kalan kadın yuppiler piyasaya doluşur. Dergilere filan ilan verirler. Rekabet had safhaya çıkarken, sekse para harcayan erkek sayısı azalır.

* Eskiden bir müşteriye telefon ederdin, canı çekiyorsa buluşurdunuz. Şimdi ise şirketler dava açılma korkusuyla konuşmaları kaydediyor. Çok dikkatli olmak zorundasın.

* İletişim araçları gelişti; cepteller, e-postalar filan var. Ancak bu kez de adamların zamanı yok. Ancak şirketin zirvesindeki tipler, örneğin öğle saatinde seninle bir iki saat geçirebiliyor. Diğerleri hem köle gibi çalışıyor, hem de gittikleri her yerden aranabiliyor. Wall Street'in gençleri, "Özel hayat mı, o da ne" diyorlar.

* Kriz dönemlerinde finans çevresinden müşteriler ayvayı yer. Onların yerini ucuz mal satanlar ya da mesela boşalan evleri pazarlayan emlak komisyoncuları alır.

* Birçok tele-kızın çifte cinsel yaşamı vardır. Müşteriyle her şeyi yaparken, erkek arkadaşıyla inek gibi yatar.

* 'Gerçek' bir öpüşme mi? Bu benim para karşılığı yapmayacağım bir şeydir!

Bakalım bizim tele-kızlar da günün birinde böyle bir kitap yayınlama cesaretini gösterebilecek mi?

Özlü sözünüzü seçin bakalım
Birçok gazete yazarı, köşelerinde 'özlü sözler' yayınlıyor. Bunların çoğu 'yurttaşlık bilgisi' kitaplarında yer alabilecek; öğüt veren, ahlakçı laflar... Benim tercih edeceğim sözler ise şunlar olabilirdi:

* Hayvanları sevdiğim için değil, sebzelerden nefret ettiğim için vejetaryenim. (Whitney Brown)

* En iyi doğum kontrol yöntemi; parmağınla işaret edip, kahkahayı basmaktır. (Dan Newcombe)

* Diplomasi, bir kaya parçası ararken, "Aa, ne cici köpek" demektir.

* Hiç kimseyi öldürmedim ama birçok ölüm ilanını zevkle okurum. (C. Darrow)

* Birçok kişinin 'düşünmek' dediği şey, önyargılarını yeniden düzenlemektir. (William James)

* Sizin, 'Ayaklarını yere sıkıca basmış bir adam' gördüğünüz yerde; ben, 'Pantolonunu çıkaramayan bir adam' görürüm.

* Gelecek çoktan geldi, ama eşit dağıtılmadı. (William Gibson)

* Son gülen... Yavaş düşünendir!

Ne dersiniz? Böyle sözler okumak moralinizi bozar mı?

emreakoz@sabah.com.tr

Faks: (0212) 315 86 83

EMRE AKÖZ

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır