kapat
30.08.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜLAY GÖKTÜRK(ggokturk@sabah.com.tr )

TL'yi kurtarmak...

Ecevit'i ATO'nun açtığı Türk Lirası'na İtibar Kazandırma Kampanyası'nın ilk imzasını atarken izledim. Yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Sanırım, Başbakan uzun süredir hiçbir kampanyayla bu kadar özdeşleşmemiş; hiçbir kampanyayı bu kadar gönülden desteklememişti.

Ecevit bu kampanyanın bu kadarla da kalmamasını, "Yerli Malı Kullanalım" kampanyasıyla da taçlandırılmasını istedi. Ben gerek bu kampanyaya katılan sivil toplum kuruluşlarımızın gerekse ilgili bakanlıklarımızın Ecevit'in bu talebine gerekli hassasiyeti göstereceklerine eminim.

Çok yakında, Milli Eğitim Bakanlığımızdan okullara giden bir talimat doğrultusunda, bütün okullarda Yerli Malı Haftası'nın kutlanmaya başlandığını; miniklere pestile dönmüş ekonomimizi pestil yiyerek kurtarma bilinci verildiğini duyarsanız, hiç şaşmayın..

***
Çetin Altan, Cumhuriyetin ilk kadrolarının ekonomi biliminden ne kadar habersiz olduklarını anlatırken bir anekdot aktarır.

1930'lu yıllarda, Başbakan İsmet İnönü, bir gün Maliye Bakanı'na değişik ülkelerin paralarının farklı değerlerde mi; yoksa aynı değerde mi olduğunu sorar. Maliye Bakanı biraz duraladıktan sonra, "Ben de bilmiyorum efendim" der, "ama bizim Dışişleri'nde Fransa'dan yeni gelmiş genç bir memur var. Belki o biliyordur, isterseniz ona soralım."

Şimdi, aradan 70 yıl geçtikten sonra bugün Türk parasının milliyetçi hamasetle ve cuma hutbeleriyle "kurtarılmaya" çalışıldığını görünce insan anlıyor ki, 30'lardan bu yana, yöneticilerimizin ekonomi bilgisinde pek bir değişme yok.

Hâlâ, ekonominin yasalarının karşısına milliyetçi hamasetle çıkılamayacağını anlamıyorlar.

Güçsüz bir ekonominin güçlü parasının olamayacağını, güçlü bir ekonominin ancak, uluslararası rekabete açık bir ekonomi olacağını görmüyorlar.

Bu kampanya yürürken bile, devletin elektrik, doğalgaz akaryakıt fiyatlandırmasını döviz kuru üzerinden yapmaya devam ettiğini, kendi halkına dolar üzerinden borçlanmak zorunda kaldığını görseler de; kapalı ekonomi günlerinin artık çok gerilerde kaldığını, Türk ekonomisinin artık asla kendi yağıyla kavrulan kapalı bir ekonomiye dönüşemeyeceğini bir türlü hazmedemiyorlar.

Bu kampanyanın TL'ye herhangi bir faydası olmayacağı belli. Ama halkın psikolojisi üzerinde ciddi bir zararı olabilir.

Elindeki üç kuruş tasarrufun erimemesi için dolarda kalan milyonlarca insanın, kriz mağduru olduğu yetmiyormuş gibi, bir de kendini "vatana ihanet içinde" hissetmesi gibi...

***
Atatürk bir konuşmasında Cevat Dursunoğlu'na şöyle der: "Tarih ilerde bizim için 'iyi niyetliydiler ama iktisattan hiç anlamıyorlardı' diye yazacak."

Tarih, 1920'lerin, 30'ların dünyasında, bir saltanatı yıkıp genç bir cumhuriyet kurmaya soyunmuş o genç subayların ekonomi biliminden nasiplerini alamamış olmasını affedebilir.

Ama aynı nasipsizlik aradan 70 yıl geçtikten sonra 2001 yılında hâlâ sürüyorsa; bunu kim, nasıl affedebilir?

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır