kapat
30.08.2001
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Editör
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 


Böylesi yok

Bilkent'teki kampta yazarımız Toroğlu'na konuşan Örs, "Göreceli olarak tüm zamanların en iyi takımıyız. Bunu şampiyonada kanıtlamalıyız" dedi

Bela geliyorum demez

Büyük oğlum, Bilkent İşletme'yi kazandı. Kayıt şartlarını öğrenmeye niyetlendim. Orada duydum ki Basketbol Milli Takımı, Bilkent Otel'de kamptaymış. Bu kadar işin arasında onları ziyarete gittim. Aydın, Doğan hepsi benim Ankara'dan gençlik arkadaşlarım. Aydın, antrenman dönüşü beni karşısında görünce suratı şöyle bir ekşidi. Hani bir laf vardır ya, "Bela geliyorum demez" diye. Herhalde Aydın içinden "Bela geldi" demiştir. Yine de kibarlığı elden bırakmadı. "Bari yalnız benimle konuş. Basketbolcularla konuşamazsın" dedi. Bu Aydın hep aynı Aydın. "Prensip" der başka bir şey demez.

İdmanlar yetmiyor

Aydın diyor ki, "Bir takımda büyük isimlerin olması o takımın büyük takım olduğunu göstermez. Ahenk olursa büyük takım oluruz. Uyum konusunda yüzde 85'lere 90'lara çıktığımızı söyleyebilirim. Bu takım göreceli olarak tüm zamanların en iyisi. Ama bu şampiyonada bunu kanıtlamalılar". Aslında Aydın sakin görünmek istiyor ama onu hiç bu kadar hırslı görmedim. En büyük sıkıntısı uzun bir hazırlık dönemi geçirmeleri. Diyor ki, "Antrenmanlar oyuncularımı tatmin etmemeye başladı. Şu maçlar bir an önce başlasın istiyorlar".

"Kimse karışamaz"

Aydın Örs, pres konusuna çalıştıklarını belirterek, "Bunu özellikle bizim attığımız faul atışlarından sonra yapıyoruz. Hem karşı takımın direncini ölçmek için iyi oluyor hem de onların oyun düzenlerini bozmak için" diyor. Ben de ilk maça çıkacak 5'in belli olup olmadığını soruyorum. Her zamanki katılığıyla "Hayır" deyiveriyor. Ona diyorum ki, "Turgay Demirel, basketin içinden gelen bir başkan. Sana dese ki, 'Hocam şu konuda bunu yapsak, şunu yapsak'. Ne yaparsın". "Benim prensipte nasıl bir adam olduğumu herkes bilir. Onun için bizde böyle şeyler olmaz" diyor.

Aydın Örs fırça attı

Lobide konuşmamız bitince Doğan Hakyemez de geldi ve hep beraber yemeğe geçtik. Daha içeri girer girmez Orhun, "Hocam ne olursun şu bizim basketbol hakemlerine de el atsana" dedi. Ben de "Neden olmasın? Sizinkiler de bizimkiler de oynatmamak için her şeyi yapıyorlar. Hele sizde cart diye düdük çalmak daha kolay" dedim. Yemeğe oturuyoruz. Oyuncular teker teker masaya gelmeye başlıyorlar. Aydın, oturduğu masadan gelip başlıyor fırça atmaya. Bakıyor ki çenede benle başedemeyecek dönüp gidiyor.

Oyuncular koçtan rahat

Kampta gözlediğim hava şu. Basketbolcular, Koç Aydın Örs'e göre daha sakinler. Örs'ün işi gerçekten çok zor. Elinde çok iyi bir kadro var. Ve o, bu kadroya orkestra şefliği yapıyor. Akordları ayarlıyor. Tutturursa ilk 5 sırada yer alıp Dünya Basketbol Şampiyonası finallerine gitmeyi başarırız.

'Beni niye öpüyorlar'

Hidayet diyor ki: "2 sayı attım diye yıkılıyorum. Ama onlar 'Harikaydın Hido' deyip kutluyorlar"

NBA'deki gururumuz Hidayet Türkoğlu, masaya gelip anlatmaya başlıyor, "Onlara sempatik geldim. Mantaliteleri çok farklı. Sadece 2 sayı ile oynuyorum. Kafamı iki elimin arasına koyup soyunma odasında kös kös düşünürken gelip beni öpüyorlar. 'Harikaydın Hido. Ne ribaundlar aldın' diyorlar. Şaşırıyorum. Deli herhalde bunlar diyorum. Benim maddi konularda kulüple hiçbir bağlantım yok. Çekleri NBA veriyor. Bankaya günü gününe yatıyor. Kamp yok. Neredeyse antrenman yok. Maç var. Kıyafet mecburiyeti yok. Maçtan sonra geliyorsun. Seni otelin önünde bırakıyorlar. Eline de ertesi günkü programı veriyorlar. Sonra ne yaparsan yap. 34-35 yaşına kadar Amerika'da oynarım. Sonra da orada ticarete atılırım."

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır