kapat
19.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Seksin itici gücü


Ne zaman seks siteleri yüzünden birileri interneti kötülemeye kalksa, aklıma eski bir film gelir:
Sevgili Öğretmenim (To Sir, With Love). Zenci aktör Sidney Poitier, 1967 tarihli o filmde disiplinsiz bir sınıfa verilen Mark Thackeray adlı idealist bir öğretmeni canlandırıyordu. Değil matematiği, coğrafyayı; çocuklara kendi dillerini bile öğretmek mümkün değildir. Epey uğraştıktan sonra Mark bu sorunu aşmak için dahice bir fikir bulur. Bir gün sınıfa içinde erotik öyküler olan bir kitapla gelir! Bunun üzerine çocuklar kısa sürede okumayı sökerler.

Seksin itici gücü bugün internette devam ediyor. Zaten insanlar internete en çok piyasaları takip etmek, e-postalarına bakmak ve tabii ki seks için giriyorlar. Birçok internet şirketi 2000 yılında sapır sapır dökülürken, seks siteleri daha da gelişti.

Örneğin dünyada en çok 'indirilen' (download) seksi kadın olan Danni Ashe'in beş yıl önce kurduğu Hard Drive şirketinin piyasa değeri bugün 30 milyon dolar. Danni Ashe hem seks dergilerine, hem de Wall Street Journal'a haber olan ilk ve tek kadın.

Ancak konumuz o değil. Espri şurada: Seks siteleri, müşterilerine daha etkin ve hızlı hizmet vermek için teknolojiyi geliştiriyorlar! Kredi kartıyla ödeme, internette reklam, dokunmatik alışveriş, kredi kart kullanmadan nakit ödeme gibi uygulamalar önce seks sitelerinde ortaya çıktı ya da yaygın olarak kullanıldı.

Hem bilgi hem de ticari açıdan internet kullanımını yaygınlaştırmanın bir yolu olarak neden seks kullanılmasın?

Dua ya da 'uzaktan tedavi'

Bir hastanın iyileşmesi için dua etmek işe yarar mı? Bunu bir 'uzaktan tedavi' biçimi olarak kabul edebilir miyiz? Özellikle ABD'deki araştırmalara bakılırsa; tartışılmaya değer bir konu... Adamlar bu konuda 200'e yakın çalışma yapmışlar.

İşte bir örnek: Orta Amerika Kalp Enstitüsü'nden Dr. William Harris, inandığından değil, sadece merakından; 1.000 hastayı gizlice ikiye ayırmış. Plasebo etkisinden kaçınmak için hastalara birilerinin kendileri için dua ettiği söylenmemiş. Hastalar bir yıl boyunca, böyle bir deneyin yapıldığından habersiz olan doktorlar tarafından izlenmiş ve tedavi edilmiş. Sonuç: Dua edilen hastalar yüzde 11 oranında daha az kalp krizi ya da felç geçirmişler! Dr. Harris sonuca bakıyor ve "Bunun gerçek olduğuna inanamıyorum ama veriler de ortada" diyor.

MUCİZE DUASI
Başka deneyler de var. San Francisco'da (Pasific College of Medicine) dua edilen 10 AIDS hastası hayatlarını sürdürürken, edilmeyen diğer 10 hastadan 4'ü ölmüş. Psikiyatrist Dr. Elizabeth Targ, "Şakınlık içindeyim. Dua edilen insanlar, edilmeyenlere oranla 1'e 6 oranında daha az hastanelik oluyorlar ve tedavileri de daha kısa sürüyor... Mucize gibi ama bir açıklaması olmalı" diyor.

ABD medyasında çıkan bu haberi bizim büyük medya görmezden geldi. Herhalde 'Ampulcüler' ile 'Hilalciler'in dua ede ede oylarını artıracaklarından çekinmişlerdir. Halbuki şöyle de denebilirdi: "Dua edelim de iktidara gelmesinler."

Fenerli Revivo'nun oynadığı ve İsrail'in kablolu spor kanalı Yes'te gösterilen reklam Türkler'in tepkisini çekmiş. Niçin? Çünkü Revivo o filmde, "palabıyıklı, irikıyım, yarı çıplak" erkeklerle bir hamamda görülüyormuş. Medya kuruluşlarına telefonlar gelmiş. Özetle şöyle diyorlarmış: "Revivo, Türkiye'de, o hamamdaki gibi kaç kişi gördü? Ülkemizi küçültücü bir filmde oynamak Revivo'ya yakışmadı."

Bıkmadınız mı yahu şu bıyık tartışmasından? Yalan mı; sokaklar, kahveler, stadyumlar 'o bıyıklı' adamlarla dolu değil mi? Hatırlayın: 'Hamama giden banka müdürü' reklamındaki tellak tam da böyle bir tip değil miydi? O filmi gülerek izlediniz de; şimdi ne değişti? Bıyıklıya; otomobil, buzdolabı, ceptel satarken iyi... Adam reklamda oynayınca kötü...

Bıktım bu sırtları kese görmemiş 'Hammam'cı beyaz Türklerden!

Silahşör, antreman, takiye

Kendimizi sıkmayalım. Artık bazı kelimelerin yazılışını günlük konuşma diline uydurmanın zamanı geldi: Kimse 'Silahşor' demiyor, herkes 'Silahşör' diyor... 'Antrenman'daki 'n'yi atabiliriz: 'Antreman' kafidir... Hâlâ 'Takiyye' diye yazanlar var; uzatmayalım, 'Takiye' diyelim olsun bitsin. Rahatlayalım.

emreakoz@sabah.com.tr

Faks: (0212) 315 86 83

EMRE AKÖZ

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır