kapat
19.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Sporcu antrenörüne aşık olursa...


Milli atlet Süreyya Ayhan'ın antrenörüyle aşkı ortaya çıkınca yer yerinden oynadı. Oysa spor camiasında kadın sporcuların antrenörlerine aşık olması veya evlenmesi çok doğal
Aşık olurken çok da yaratıcı olduğumuz söylenemez... Çevremizdekileri şöyle bir gözden geçiriyor, sonra da aklı, fikri, zevki, yapısı bize en uygun olanını seçiyoruz galiba. Bunu bilinçli yaptığımız da söylenemez, bilinçaltından gönlümüz bir tarama yapıyor ve 'uygun' olanına oku fırlatıveriyor. İtiraz etmeyi düşünüyorsanız hemen dönüp yanınızdaki kişiye bakın. Onunla nerede tanıştınız ya da hangi vesileyle tanıştınız? Muhtemelen işyerinde ya da bir iş yemeğinde, veya üniversitede aynı bölümde. O da değilse, arkadaşlarınız vesilesiyle tanıdığınız ve aynı meslek grubuna dahil biridir kendisi.

Bu kadar lafı niye ediyoruz, değil mi? Şunu demek istiyoruz, insanlar genelde kendi meslek gruplarından birilerine aşık oluyorlar. Tabii sporcular da bunun dışında kalacak değil. Aslında onların birbirlerine aşık olması kaçınılmaz. Özellikle atletizm, jimnastik ya da buz pateni gibi bireysel sporlara bakacak olursanız pek çok kadın sporcunun antrenörüne aşık olduğunu ve sonunda da evlendiğini göreceksiniz. Neden mi? Eh, en başta hemen hemen her günlerini beraber geçiriyorlar. Sabahtan akşama kadar tek bir hedefe kilitlenip beraber çalışıyorlar.

Sporda vücut enerjisini doğru kullanmak çok önemli. Örneğin antrenörlerin sporcularının cinsel hayatlarına karışmaya bile hakları var. Müsabakalara hazırlanırken şunu deme hakkına sahipler: "Önümüzdeki 15 gün içerisinde kimseyle beraber olmayacaksın."

Sonuç itibariyle iki insan bu kadar iç içe yaşayınca, eğer arada biraz da elektriklenme varsa aşkın başlaması kaçınılmaz oluyor...

AYHAN-KOP

Aşk ve adrenalin ikilisi
Milli atlet Süreyya Ayhan ve kendinden 22 yaş büyük Yücel Kop arasındaki aşk, atletizm çevresinde uzun zamandır biliniyordu. Ayhan'ın ismi yeni duyulduğundan aşklarının da konuşulmaya başlandığını söyleniyor. İkisinin birbirleri için yaptıkları az değil. Genç sporcu uzunca bir süredir aşkları için her gün Gaziantep-Diyarbakır arasında mekik dokuyor. Kop, kaç yıllık eşinden boşanmayı göze alıyor. Adrenalin yükseldikçe aşk, aşk hissi yükseldikçe de adrenalin yükseliyor galiba... Süreyya Ayhan bu doğal doping sayesinde başarılı olmuştur belki de, kimbilir?

KAVAKLIOĞLU-BICHKOV

Muradına erdi
Asıl adı Elena Kopytova olan Rus asıllı koşucumuz Ebru Kavaklıoğlu, spor uğruna Türkiye'ye geldi. Atlet Cengiz Kavaklıoğlu'nun kardeşi Hakan'la formalite evliliği yapıp, Türk vatandaşlığını seçti ve Sevilla'da 5 bin metrede dünya beşincisi olmayı başardı. Buraya kadar her şey iyi, ancak antenörü Anatoly Bichkov'a aşık oldu. Tutturdu evleneceğiz diye. Fakat bu çok güçtü, çünkü Ebru'nun Hakan Kavaklıoğlu'ndan boşanabilmek için anlaşma icabı parasını geri vermesi gerekiyordu. Ebru'nun parası yoktu ve "Beni evlendirdikleri gibi boşasınlar" dedi. Sonunda çift, muradına erdi.

SZABO-GYONGYOSSY

Dünya birincisinin antrenörü kocası
Peki bu yıl Süreyya Ayhan'ın kaçırdığı birinciliğin sahibi atlet Gabriela Szabo'ya ne demeli? Szabo ve antrenörü arasındaki aşk çok uzun zaman önce başlıyor. Şu an evli bulunduğu Zsolt Gyongyossy ile 1988 yılında Romanya'da tanışıyor ve çalışmaya başlıyorlar. İlişkileri aşka dönüşürken Szabo'nun başarı çizelgesi git gide yükseliyor. Çift 1999 yılının Ekim ayında evleniyor. Szabo bu yıl birinciliği aldıktan sonra atletizmi bırakacağını açıkladı. Nedeni ise aşklarını bir meyveyle kutsamak.

DALKILIÇ-CASTINEYRA

Büyük konuştu ama...
Derinlere dalarak defalarca dünya rekoru kıran Yasemin Dalkılıç ve antrenörü Rudi Castineyra'nın birliktelikleri sır değil... Yasemin yıllar önce tüpsüz dalış konusunda dünya çapında üne sahip Castineyra'yı internetten bulup, soru yağmuruna tutmuştu. Rudi Yasemin'i aylarca Miami'den verdiği direktiflerle çalıştırdı. Sonunda dayanamayıp Türkiye'ye geldi. Fakat ilk geldiğinde büyük konuştu. Bir röportajında şöyle diyordu: "Karşıma dünya şekeri bir kız çıktı... Aşık olmamız mümkün değil. Kendi yarattığınız bir şeye aşık olamazsınız ki. Bunları ayırabilecek kadar uzun zamandır antrenörlük yapıyorum. Arkadaş olmamız gerekiyor." Eh ne demişler, 'büyük lokma yut, büyük konuşma.' Sonunda Rudi ile Yasemin birbirine aşık oldu. Yasemin ise birlikte belirledikleri hedeflerden şaşmadı ve birbiri ardına rekorlarını kırdı...

SYLVIA-AKARSU

Aşk bitti, peki ya başarı?
Geçmişte yaşanmış bir iş - aşk ilişkisi daha: Yüksek atlamacı olarak Türkiye'ye gelen Romen asıllı Sylvia, kendinden bir hayli büyük olan antrenörü Edip Akarsu'ya aşık oluyor. Türk antrenörlerin bu yabancı uyruklu sporcularla evlenmesi hakkında atletizm camiası nasıl yorum yapıyor: "Özellikle eskiden bu tip evlilikler milli dava gibiydi. Antrenörler iyi bir atlet bulup onunla evlenip Türk vatandaşı olmalarını sağlayınca kahraman gibi görünüyorlardı." Kahramanlık ya da değil, Sylvia ve Akarsu evleniyorlar fakat bir müddet sonra boşanıyorlar. Böylece onlarınki aşk ilişkisinden çıkıp sadece iş ilişkisine dönüşüyor. Acaba Sylvia bu yüzden mi başarısını sürdüremedi?

ASLI E. PERKER

www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır