Aradan, yarım yüzyıldan fazla zaman geçmiş ama dizeler hâlâ gündemde.

Bütün binaları yakan komünistler, bu sefer de Bayındırlık Bakanlığı'ndaki yolsuzlukların altından çıkmışlar.

Bakan Koray Aydın diyor ki:

"Allah'tan Marksist çıktılar."

Doğru söze ne denir(!)

Ya sahiden Marksist değil de ülkücü çıksalardı, milletçe nasıl kalkardık bunun altından.

Türkiye'nin belini kıran yolsuzluklar, hırsızlıklar önemli değil ki.

Önemli olan bunu komünistlerin yapıp yapmadığı.

Koray Aydın bu lafları derin bir "Oh!" çeker gibi söylüyor.

Gerçi gazeteler, hakkında iddialar bulunan müsteşar yardımcısı Raci Akyol'un, bakanın bacanağı olduğunu yazıyor ama olsun; insanın akrabaları arasında da (Allah yazdıysa bozsun!) Marksistler bulunamaz mı?

Soğuk Savaş koşullarında; Sovyetler'in komşusu ve Amerika'nın müttefiki olma konumunda, ne bela çıkarsa çıksın, yükle sola!

Orhan Veli'nin yazdığı gibi, her musibeti solcu yazarlara, şairlere yükle ve "miliyetçilik" kisvesi altında vurgun düzenini devam ettir.

İşte Türkiye'nin geçmişi bu!

Sovyetler'in dağılmasından sonra artık bu edebiyat kapandı sanıyorduk ama demek ki bazı çevreler bu kamplaşmaya hâlâ ihtiyaç duyuyor.

Komünizm oyuncağı elllerinden alınınca boşlukta kalıyorlar.

"Hırsızın sağcısı solcusu olmaz; hırsız hırsızdır!" diyemiyoruz henüz.

Aynen "Teröristin sağcısı solcusu, laiki dincisi olmaz! Terörist teröristtir!" diyemediğimiz gibi.

Hem de çook!

Ama konu bu değil.

Koray Aydın'ın başında bulunduğu bakanlıkta ortaya çıkan yolsuzlukları komünistlere yıkarak rahatlamak istemesi!

Eğer bu zihniyet, 15 yıl önce Sovyet Bayındırlık Bakanlığı'nın başında olsa idi; "Aman iyi ki bunu yapanlar burjuva, Amerikan hayranı ve sağcı çıktı!" diyecekti.

Nitekim dediler de!

Dünyada bu kavramlar çoktan eski anlamlarını yitirdi.

Ama "canım Türkiye'm" hâlâ, Orhan Veli'nin 51 yıl önce yazdığı şiir gibi "Sen ne domuzsun sen!" mantığında.