Win-Türkçe
ASCII

VEKİLLERİ KABUL ETTİLER
Bu yıl her şey yolunda gitse ve tatile çıksalar yine aynı şey olacak, gazeteciler peşlerinden gelecekti. Gündem de yoğundu. Ayrıca milletvekillerinden il il dolaşıp rapor hazırlamalarını istemişlerdi ve haftanın üç günü milletvekillerini gruplar halinde eşleriyle birlikte kabul etmeye başlamışlardı. Oran'da iki yıl önce satın alıp kütüphaneye dönüştürdükleri evin bahçesinde milletvekilleriyle ülke sorunlarını konuştular. Rahşan Ecevit'in organize ettiği bu davetler yaklaşık 2 ay sürdü ve geçtiğimiz Cuma günü sona erdi. Yoğun bir döneminin ardından da Ecevitler "kütüphane-ev"de tatil özlemini gidermeye başladı.

'BURASI BAYAĞI DAĞBAŞI'
"Burası 1500 metre yükseklikte. Ankara'ya göre nispeten serin. Bayağı bir dağbaşı" diyor Başbakan. Özellikle hafta sonlarını bu evde geçirmeyi tercih eden Ecevitler, güllerle donatılmış bol ağaçlı ve bakımlı bahçelerinde oturup sohbet etmekten hoşlanıyor. Başbakan "Henüz tatil yapamadık. Yapmayı da düşünmedik. İşte burada geçirdiğimiz birkaç saatin adı tatil" diyor.

Rahşan Hanım, yaz nedeniyle tiryakisi oldukları çayı ikinci plana itmiş. Artık eşine daha çok limonata ikram ediyor. Ama çayın yeri başka; limonatanın ardından çay servisi de yapılıyor. Tatlı ve tuzlu kuru pastalar, bahçedeki masadan eksik olmuyor. Rahşan Ecevit "Hava çok sıcak. Hem misafirlerimize hem de Bülent'e daha serinletici olsun diye limonata ikram etmeye başladım" diyor.

BAHÇEDE KAYISI VE ARMUT
Güneş bahçeyi terk edip batıya doğru kaydığında, saat 17.00 civarında bahçenin tadına doyum olmuyor. Bahçede kayısı ve armut da yetişiyor. Ancak ağaçlar aşılı olmadığı için, bu meyvelerin tadına henüz bakamamışlar. Ecevit, ağaçtaki küçük armutları gösterirken, Ankara armudunun çok lezzetli olduğunu söylüyor.

Gül bahçesinin temizliğini Ecevit çifti yapıyor. Gülleri buduyorlar; yere düşen yaprakları, dalları topluyorlar. Ve bu röportaj yapılırken Başbakan Bülent Ecevit, makasla budadığı kırmızı bir gülü eşi Rahşan Ecevit'e veriyor.

EVİ YEDEK OFİS GİBİ...
Kütüphane-ev, Başbakan'ın yedek çalışma ofisi gibi... Evde Başbakan'ın çalışma masası da var. Buradaki daktiloda yapacağı açıklamaları yazıyor. Masanın üzerinde Başbakanlık'tan getirilen dosyalar duruyor.

Binlerce kitap, evin raflarını doldurmuş. Başbakan, raporlardan dolayı okumaya fırsat bulamadığı kitapları, yarım tatilden yararlanarak gözden geçirmeye başlamış. Okumak üzere masaya koyduğu kitaplardan biri Zonguldak ve ilçelerini anlatan "Dört Maden Kentinin Öyküsü" ismini taşıyor. Gelişmiş refah düzeyine sahip Kuzey Avrupa ülkelerine ilişkin kitaplar da Başbakan'ın masasında yerini almış.

VEKİL İSTEKLERİNİ DİNLİYOR
Başbakanlıktan gelen raporlara son zamanlarda milletvekillerinin hazırladıkları "örgüt raporları" da eklenmiş. Örgütlerin isteklerini, beklentilerini Rahşan Ecevit'le birlikte okuyup değerlendiriyorlar.

Ecevit "Milletvekillerimizden, milletvekili çıkaramadığımız illerde de temaslarda bulunmalarını istemiştik. Dolaştıkları yerlere ilişkin dosyalar hazırladılar. Genel Merkez'den bir ekip o dosyaları tarıyor. Hangi ilde ne yapılabileceğini saptıyorlar. Bu yüzden yaz aylarını da çok yoğun bir çalışmayla geçiriyoruz" diyor.

BAŞBAKAN ECEVİT'TEN MGK ÖNCESİ SON UYARI:

Ortalığı karıştırmaya gerek yok
Milli Güvenlik Kurulu'nun bugün yapılacak olan toplantısında ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın 'ulusal güvenlik' konusunu gündeme getireceğini açıklaması, askerlerin de yanıt vermeye hazırlanması üzerine Başbakan Bülent Ecevit son uyarıyı yaptı. "Ortalığı karıştırmaya gerek yok" diyen Ecevit, SABAH'a yaptığı değerlendirmede, olası bir tartışmanın sonuçlarına dikkat çekerek, "Yeniden ortalık karışırsa, bu ekonomiyi de etkiler. Olabildiğince ortamı yatıştırmamız lazım" dedi.

BEN GEREKENİ SÖYLEDİM
Ecevit, 'Ulusal güvenlik' konusunun MGK gündeminde bulunmadığını belirterek şunları söyledi:

"Zaten Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, MGK'da yeni belirlenmiş bir belgedir. Güncelleştirilmiştir. Bundan önceki güncelleştirme de 1998 yılında Sayın Mesut Yılmaz'ın Başbakanlığı döneminde MGK'dan çıkmıştı. Şimdi ufak tefek değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler de uluslararası gelişmelerle ilgili. Avrupa Birliği ile ilişkiler bakımından bir kaygıya gerek yok. 'Bu Ulusal Program uygulanmayacak. AB ile ilişkilerimiz bozulacak' varsayımını tartışacak durumda değiliz. Çünkü Ulusal Programımız Avrupa Birliği'nde de, Bakanlar Kurulu'nda da, kamuoyunda da olumlu karşılandı."

Ecevit, kendisinin Yılmaz'ın kongrede konuyu gündeme getirmesinden ve Genelkurmay'ın açıklamasından hemen sonra değerlendirme yaptığını hatırlattı. Ecevit "Gerek Sayın Mesut Yılmaz'ın, gerek Genelkurmay'ın açıklamaları üzerine ben gerekenleri söyledim. Bu konuda ilk günden başlayarak telkinlerimi yaptım" dedi.

Ecevit, bu konuda Cumhurbaşkanı ile eşgüdüm sağladıklarının da altını çizdi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sayın Cumhurbaşkanı ile aynı şeyleri söylüyoruz. Ulusal güvenlik konusunun üzerine daha fazla gidilmemesi gerektiği konusunda Sayın Cumhurbaşkanı ve ben aynı tezi işledik."

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ