kapat
18.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Valinin köpeğiyle gazeteci

Yıllardan 1946'da bir gün, Konya Valisi Şefik Soyer'in finosu genç bir terzi kalfasını bacağından ısırır.

Bütün ricalara rağmen vali bey köpeğinin kontrolden geçirilmesini kabul etmez. Tek çare, biçare kalfa için İstanbul'dan kuduz aşısı getirtmektir.

Dahası var: Kalfanın açmak istediği dava bir güzel reddedilir. Israr ederse, başının büsbütün derde girebileceği, kendisine "ustalıkla" anlatılır.

Gazateci Bedii Faik konu ile ilgili küçük bir fıkra yazar. Beş altı satırla olayın alayını yapar, Türkiye'deki "dokunulmazları" sıraladıktan sonra "İşte bu da yenisi; ona da dokunulamaz, çünkü vali köpeği!" der. Yazı geniş yankı uyandırır. Faik birkaç yazı ile arkasını getirir. Vali Soyer, aleyhinde Konya ağır ceza mahkemesinde dava açar. Kahramanımız yargıç önüne çıkmak için trene atlayıp Konya'ya gider.

Kaybettin ağabey

Otele kaydolurken otel katibi Faik'in yüzüne acıklı acıklı bakıp mırıldanır:

"Benden duymuş olma ama, sen bu davayı kaybettin ağabey!"

"Daha başlamadan mı?"

"Ne sandın ya... Vali bu, hem de ne vali."

"Pekiyi ya mahkeme, onun hiç değeri yok mu?"

Faik'in imzaladığı otele giriş beyannamesini alırken kâtip mırıldanır:

"Vilayetin başı varken kuyruğunun lafı mı olur?"

Faik o geceyi uykusuzu geçirir. Fakat heyecandan değil, hemen hemen şafak sökünceye kadar penceresine atılan çakıl taşları yüzünden.

Bilirkişiler yazısında suç unsuru olmadığına karar verirler. Savcı beraatini ister.

Ama otel kâtibinin dediği çıkar. Faik altı ay hapse mahkum olur.

Kapattım lan gazeteyi!

Nerdeyse kelimesi kelimesine Faik'in "Matbuat, Basın derkeen Medya" adlı keyifli kitabından aldığım öykü hapisanede noktalanmaz. Faik ile vali tesadüfen Ankara treninin vagon restoranında karşılaşıp barışırlar. Vali davayı geri çeker. Kahramanımız mahkemelerde süründüğü ile kalır.

Türkiye'nin geçtiğimiz 50 yıl içerisinde nerden nereye geldiğini, nelerin değişip nelerin aynı kaldığını öğrenmek isteyenler, Faik'in kitabında müthiş bir kaynak bulacaklar.

Ankara'nın ana caddelerine köylüyü ve tulumlu işçiyi "görüntü bozulur" diye sokturmayan valiler. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ailesinin İstanbul'a gelişini manşetten yayınlamayan gazeteyi küfürler içerisinde ("Gazetenizi kapattım ulan!") telefonla kapatan "Matbuat" Umum Müdürleri. "Zülfüyâre dokunan" yazıları geri çevrilen köşe yazarları. Mahkeme emri olmadan polis tarafından götürülen gazeteciler. Genelkurmay başkanının oğlunun işlediği cinayeti masum birine yüklemek için tezgâh kuran vali ve savcılar.

Artık gazetelerde göremediğimiz bir Türkçe ile yazılan eserde bunların yanında Peyami Safa, Yahya Kemal, Nizamettin Nazif, Nadir Nadi gibi ünlüler ile artık ünlü olmayan birçok karakterin nefis portreleri var.

.....

Bedii Faik Matbuat Basın Derkeen... Medya 1. Cilt. Doğan Kitap

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır