kapat
18.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )

Doğa değil insan

Felâketin üzerinden 48 saat geçmişti. Türkiye dehşeti yaşamaya devam ederken önce "yabancılar" isyan etti. Depremin hemen ertesinde konuşan iki Japon ve bir İngiliz hayret içindeydiler.

Japonya Deprem Tahmin Enstitüsü Başkanı Ksuneji Rikitake:

"Birçok sismoloğumuz Türkiye'nin üzerinde bulunduğu coğrafyanın son derece tehlikeli bir alan olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Türk hükümeti bu uyarlarımızı dikkate almadı."

Tokyo Üniversitesi deprem bölümünden Profesör Morimoto:

"Gönderdiğimiz arkadaşlar Türk yetkililere 1995'te meydana gelen Kobe depremi hakkında defalarca bilgi verdi. Yapılması gerekenleri anlattılar. Kaldı ki Türkiye'de böyle bir deprem bekleniyordu. Kimse gönderdiğimiz uzmanları dinlememiş."

İngiliz Jeolojik Araştırmalar Enstitüsü'nden David Bruce:

"Bu bölge 15 yıl önce potansiyel deprem bölgesi olarak saptandı. Türk yetkililere bununla ilgili tüm veriler, detaylar ve kodlar bildirildi. Herhalde yetkililer bunları hiçe saydı."

Bu üç konuşmanın tarihleri 19 Ağustos 1999. Türkiye'deki deprem riskiyle ilgili çalışma yapmış olan iki Japon ve bir İngiliz, 17 Ağustos felâketinin hemen ertesinde "dehşet" ve "hayret"lerini sıcağı sıcağına böyle anlatmışlardı.

Biraz daha geri gidiyoruz. Yıl 1985, iktidarda ANAP var, Meclis'te imar yasası görüşülüyor. Halkçı Partili Mehmet Üner bir önerge verir. Önergede "yapı ruhsatı için zemin etüdü projesinin zorunlu olması" istenmektedir.

Bu bir "ibret" tutanağıdır:

"Başkan: Komisyon üyeleri ve hükümet bu önergeye katılıyor mu efendim?

Komisyon Başkanı İbrahim Özdemir (ANAP-İstanbul): Katılmıyoruz efendim.

Devlet Bakanı Kazım Oksay (ANAP-Bolu): Katılmıyoruz efendim.

Önerge sahibi Mehmet Üner söz alır: (...)Ülkemiz doğal afetler ve jeolojik nedenlerden kaynaklanan ve yarattığı sonuçlar açısından da doğal afetlerin en acımasızı olan depremlerin yoğun olarak yaşandığı ülkelerden biridir.

Yüzde 92'si deprem bölgesi içinde olan ülkemizde nüfusun yüzde 95'i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır.

Sanayimizin yoğun olduğu kentlerimizin yüzde 75'i, barajlarımızın yüzde 41'i birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgelerinde yer almaktadır...

Ülkemizde son 45 yılda depremlerde 60 bin kişi hayatını kaybetmiş, 400 bin konut yıkılmıştır... Depremlerin ülkemizde yol açtığı zararlar Japonya'ya oranla 30 kat daha fazladır...

Yeni yerleşim alanlarının seçiminde, var olan yerleşim birimlerinin ve gelişme alanlarının belirlenmesinde doğal yıkım ve afetlerin yol açtığı zararların en alt düzeyde tutulabilmesi için önemli gereklerden biri, jeolojik hizmetlerden yararlanmak ve yasal dayanakların imar yasasında bulunmasıdır... (Bu arada Başkan kızar) Başkan: Sayın Üner lütfen tamamlayınız. Zamanınız üç dakika geçiyor. Müsamahamızı kötüye kullanmayın..."

Böyle bir konuya "müsamaha" ancak üç dakika olabilmiştir. Oylama "işari" yapılır, o da herhalde en çok on saniye sürmüştür.

"Kabul edenler.... Kabul etmeyenler.... Önerge kabul edilmemiştir."

Bugün "ne yapılmalı" sorusunun cevabı aranırken fazla uzağa gitmeye de gerek yok, bundan önce nelerin yapılmadığına bakmak yeterli.

Felâket doğadan değil; gözleri kapalı, kulakları tıkalı insanlardan geliyor.

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır