kapat
18.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
MURAT BİRSEL(mbirsel@sabah.com.tr )

Bambaşka bir hafta sonu

Bugün mektup var... Mektup size, hafta sonu okunmak üzere! Gazeteci milletinin kaderinde vardır, karınızla (kocanızla), eş dostla bir yemek yemeye restorana gidersiniz...

Arkanızdaki masada oturan biri, koltuğunu geri geri kaydırır.

Sizin koltuğun yanına gelir ve...

"Siz gazetecisiniz, bilirsiniz; ne olacak bu memleketin hali" diye sorar.

Siz de ona özel bir bülten hazırlayıp sunarsınız.

Sonuçta bu bir kamu görevi!

Her ne kadar gazeteciler ve tiyatrocular kadar kendi aralarında kendi işlerinden bahseden az bulunur dense de...

Şu sıralar her buluşma bir gazete toplantısına döndü.

Kim kimle yan yana gelirse, önce bir doların durumu konuşuluyor.

Sonra kriz, sonra güven konusu açılıyor.

Tasarruf tedbirleri gündeme geliyor, piyasa işler derken...

Haydi deprem yıldönümü...

Deprem konusu, evlerin sağlamlığı, tedbir alınıp alınmadığı.

fBir sonu gelmez kriz ve felâket edebiyatı girdabında yaşamaya başladık ve kimse hayatın normal gidişatında yapacağı şeyi yapmıyor.

Mesela tatile çıkılacak, parası yıl boyunca biriktirilmiş...

Aile tartışıyor...

Doların ne olacağı belli değil, bu parayla tatile mi çıkılsa, dolar mı alınsa?

Yoksa para TL'ye mi yatırılsa?

Aile öyle bir hale gelmiş ki...

Bir yıl evvel normal olarak yaptıkları her şey, şimdi her birinde bir suçluluk duygusu uyandırıyor.

Ve aslında her biri tatile çıkmak istiyor.

Bu da başka bir kriz...

Ve aslında çok ciddi bir kriz.

Kriz üzerine konuşmaktan kendi aramızda normal konuşmalarımızı yapmıyoruz, iletişim kopuyor, bu sevgisizlik olarak algılanabiliyor ve suratı asık bir toplum olup çıkıyoruz.

Gayet farkındayım ben de, ağlanacak halimize gülelim demiyorum zaten...

Ama bari bu hafta sonu beynimizi tatile çıkartıp gönlümüzü açalım.

Bu hafta sonu yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesi aşağıdadır:

fYapılmayacaklar:

- Kriz konuşulmayacak.

- Politika konuşulmayacak.

- Vatan kurtarılmayacak.

- Ders durumları konuşulmayacak.

- Eski tartışmalar gündeme gelmeyecek.

fYapılacaklar:

- Güzel bir kahvaltı

- Herkes sevdiği bir parçayı çalacak, ailenin diğer fertleri dinleyecek.

- Herkes sevdiği bir şiiri okuyacak, ailenin diğer fertleri dinleyecek.

- Anne babalar çocuklarına kendi nişanlılık dönemleriyle ilgili makul bir anı anlatacak.

- Topluca yürüyüş ya da spor yapılacak.

- Güzel bir film seyredilecek.

Elbette bu liste bir fikir vermek üzere...

Her aile kendine uyan bir sistem seçsin.

Maksat şu kriz rutininden kurtulmak, kendi aramızda, aile içinde -eş dostla- başka (ve unutulmaya yüz tutmuş) iletişim kanallarını açmak.

Biz kriz konuşarak krizi besliyoruz.

Sonuçta, kriz büyüyor daha çok konuşuyoruz.

ATV Ana Haber'de...

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ne güzel anlattı...

Sürekli "Nabzım kaç atıyor" diye eli bileğinde, nabız sayan insan gibiyiz.

Eh! Sürekli elin nabzında, sağlığından endişe edersen, sonunda hasta olursun!

Şu elimizi...

Bari bu hafta sonu nabzımızdan çekelim ve bir bakalım kalbimizde unuttuğumuz neler var?

Sadece hafta sonu!

Biliyorum...

Pazartesi itibariyle yine nabız saymaya başlayacağız...

Ama hiç olmazsa iki gün...

Gerçek kalbimizle...

Sevdiklerimizle ilgilenelim.

Dışardaki kriz sinsi sinsi içeri sızıyor...

Kriz cepten kalbe tırmanıyor...

Bu oyuna gelmeyelim!

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır