kapat
18.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Bu gidişle Türkiye'yi varoşlar yönetecek!

Parti başkanının bilgili ve iyi yetişmiş bir kişi olmadığından sözediliyor.

Ampul amblemi eleştiriliyor.

Parti isminin 70'leri çağrıştırdığı öne sürülüyor, köhne bulunuyor.

Kısacası, yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin halkla ilişkiler uzmanlarından yoksun olduğu ve bu yüzden "estetik" açıdan da eksik olduğu vurgulanıyor.

***
Ben tam tersini düşünüyorum. Yeni kurulan parti kendi hedef kitlesine uygun davranmakta.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seslendiği kitle Philippe Starck hayranı değil, Andy Warhol sergisine gitmiyor, minimalizmle ise uzaktan yakından ilgisi yok.

Bu yüzden Akbank ve Akmerkez'i çağrıştıran Ak Parti ismi de kendi açılarından doğru bir seçim; amblemdeki ilkel çizgili ampul de.

Hatta yazıların özensiz ve biraz kaba saba oluşu işe bile yarıyor.

***
Çıkıp İstanbul'un kaçak mahallelerini gezin: Eğri büğrü, sıvasız, bir hizaya dizilmeyi bile becerememiş, üstünde demir filizler uzanan korkunç binalar.

Bulaşık sularının döküldüğü pis kokulu sokaklar.

Toz toprak içindeki bakkallar, yıllardır silinmemiş vitrinlerdeki yağlı boya, kavisli yazılar.

Alüminyum kubbeli camiler.

Dünyadaki her normal insanın kulağını tıkamasına yol açacak höykürmeli bir müzik.

Yanmış yağ püskürten egzozları ile ortalığı gürültü terörüne boğan minibüsler!

Gerilerine plastik çiçek sokularak vitrinlere asılan, derisi yüzülmüş ölü kuzu gövdeleri.

Lağım kokusuna karışan, çiğköfte baharatı.

İşte size varoş estetiği!

Bu insanlara gidip de amblemin yanlış çizildiğinden, parti isminin eskiliğinden sözetmek komik olmaz mı?

***
Dikkat edilirse, halktan, halk kültüründen, bu ülkedeki geleneksel estetikten falan söz etmiyorum.

Ömrüm boyunca, Türkiye'de ve daha da çok yurt dışı platformlarda belirttiğim gibi ben bu halkın ahlaki, estetik ve geleneksel değerlerine hayranlık duyan bir kişiyim.

Halk müziğinin ve Türkçenin müthiş ritminin yankılandığı şiirlerin, efsanelerin, menkıbelerin tutkunuyum.

Varoş bambaşka bir olgu.

Bir bozulma, bir metamorfoz, bir patoloji!

Yunus Emre ve Karacaoğlan şiiriyle, bugünkü höykürmelerin ne kadar ilgisi varsa, Anadolu ile varoşların da o kadar benzerliği var.

Yanlış anlaşılmasın: Ben bu insanlarımızı suçlamıyorum. Sadece koşullardan sözediyorum.

***
Türkiye basiretsiz yöneticilerin elinde, müthiş bir göç dalgasını körükledi. Kentlere milyonlarca insan akın etti.

İki cami arasında b”namaz kalmış, geleneksel değer ölçülerini yitirmiş olan bu çaresiz insanlar, giderek kentlerin kaderini belirmeye başladılar.

Önce kentlerin eğlence, yemek ve kültür dünyasını ele geçirdiler.

Televizyon yayınları, onların zevkine göre belirlenir oldu.

Bu korkunç yozlaşmayı yerel yönetimlerdeki zaferleriyle perçinlediler.

Şimdi de Türkiye'yi yönetmeye talipler.

Hiç hayal görmeyelim: masum gecekondularla başlayan ve giderek kentleri yaşanmaz hale getirerek, dev bir ahtapot gibi boğan varoşlar, kendi starları, belediye başkanları ve iş adamları gibi, başbakan, bakan ve cumhurbaşkanlarını da çıkaracaktır.

Bu kadar yoksullaşma ile varoş edalı din temaları yan yana gelince nasıl bir patlama olacağını hep beraber göreceğiz.

Parti başkanının da "post modern oluşumları" ya da Foucault'yu bilmesi gerekmiyor.

Hatta tam tersine bilmemesi gerekiyor.

Bakış ve yürüyüşle geçen "Ben sizdenim!" mesajı yeterlidir.

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır