 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
Magazin |
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
|
Mizahçı olmaya gerek yok 
Usta çizer Semih Balcıoğlu, 30'lardan bu güne görüp geçirdiklerini bu sefer yazıya döktü. Balcıoğlu, "Bildiğimi yazdım, bilmediğimi de bilenlere sordum. Türkiye'de yaşananlar o kadar komik ki olduğu gibi yazsanız yeter" diyor Sedat Simavi neden siyanür taşıdı? Çetin Altan'a niçin gözlerini bağışlamak istediler? Zeki Müren Akademi'de nasıl karşılandı? Günseli Başar nasıl "güzel" oldu? Tercüman gazetesi nasıl kuruldu ve niçin battı? Bab-ı âli'nin ünlü kekemeleri kimlerdi? Yılmaz Güney hayatta en çok neye güldü? Tüm bu soruların yanıtları 1930'lu yıllardan günümüze, basın ve sanat dünyasının kısa bir özeti niteliğinde. Yanıtları art arda sıralayan ise bu kez ünlü bir yazar değil. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Önce Çizdim, Sonra Yazdım"ın yazarı ünlü ama, yazı değil çizgi dünyasında... Bugüne kadar yedisi yurtdışında olmak üzere toplam 67 kişisel sergi açan, yurtiçi ve yurtdışında 41 ödül kazanan, 19 karikatür kitabı olan Semih Balcıoğlu, 1930'lardan günümüze görüp geçirdiklerini bu kez "karikatürize ederek" anlatıyor. HERKES VAR Türk basın tarihine ve karikatür tarihine ışık tutan kitapta Balcıoğlu, Dünya gazetesinin odacısından Cumhuriyet gazetesinin kahvecisine Babıâli'den pek çok figürle birlikte, "hayatta bir araya gelmezler" denilebilecek ünlülerin portresini çiziyor. Kimler yok ki kitapta: Cemal Nadir, Yusuf Ziya Ortaç, Falih Rıfkı Atay, Simavi ailesi, Abdi İpekçi, Günseli Başar, Zeki Müren, Yahya Kemal, A. Hamdi Tanpınar, Orhan Kemal, Altan Erbulak, B. Kemal Çağlar, Ümit Yaşar Oğuzcan, Aziz Nesin, Nâzım Hikmet, Kemal Ilıcak, Çetin Altan, Yaşar Kemal, Turgut Özal, Çetin Emeç, Yılmaz Güney... Balcıoğlu, belleğinde iz bırakanları anlatmadan önce, bu kitabı neden yazdığını anlatıyor okura: "Yazıyı hiç sevmeyen bir toplumuz. Anılarımı yazacağım dediğim zaman, işin mi yok Semih ağabey, anlat gitsin işte diyen de oldu, daha erken o en son iş diyen de..."f Bu yanıtlara rağmen "iyi ki yazdım" diyor Balcıoğlu, "Az olsun, çok olsun ama olsun..." Kitaptan alıntılar * Zeki Müren'in Akademi'ye kaydını yaptırdığı haberi, okulda bomba etkisi yaptı. Okulun açıldığını gün bahçenin bir iki yerine onunla ilgili afişler asıldı. Bunlar Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinin öğrencilerinden Fikret Otyam'ın marifetiydi. Fikret gibi birkaç öğrenci daha şaka yollu Zeki Müren'e takıldılar. Ama onların henüz bu yeni öğrenciyle ilgili bilmedikleri bir şey vardı. Müren bu tür takılmalara alışıktı. "Öyle yazılmaz, böyle yazılır" diyerek, afişlerdeki yazıları daha ağır bir hale bizzat kendisi getirdi. * Günseli Başar Akademi'nin en güzel kızlarından biriydi. Günseli ile aynı grupta olurduk... Türkiye Güzeli seçildikten sonra, erkek arkadaşı olmadığı için birkaç davete birlikte gittik. Bir gün Abdi İpekçi telefon etti. Abdi o ara İstanbul Ekspres gazetesinde yazı işleri müdürü. "Önümde iki tane fotoğraf var. Biri senin, biri de Günseli Başar'ın. 'Evleniyorlar mı?' diye haber yapacağım." dedi. "Aman" dedim, "Abdi, ne yapıyorsun? Günseli benim okul arkadaşım. Sakın böyle bir şey yapma, çok ayıp olur." PINAR ÇELİKEL |
