kapat
08.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Kutuplaşan Türkiye'nin yeni siyaset aktörleri

Tayyip Erdoğan ne yapabilir?" "MHP güçleniyor mu?" "Araştırmalara göre DSP, HADEP'in altındaymış duydun mu?"

Türkiye'de siyaset konuşulan masalara kulak kabartırsanız hep bu sözleri duyarsınız.

Kişileri konuşurlar, isimler üstünde dururlar.

Çünkü analiz yapmak, ülkeyi geçmişle gelecek arasında incelemek başlarını ağrıtır; buna alışkın değildirler. Analitik düşünmeyi bilmezler.

Kısacası ağaçlara dikkat etmekten ormanı göremezler. Hastanın inip çıkan ateşiyle uğraşan ama sebebini araştırmayan doktor gibidirler.

Biz de bıkmadan, usanmadan sebebi anlatmaya çalışırız.

***
Türkiye'de bugün (ne yazık ki) aynı ülküde, aynı kimlikte birleşmiş bir ulus yaşamıyor.

Cumhuriyetin uluslaşma projesi delindi.

21. yüzyıl başlarındaki Türkiye, üç ana tarihi eksenin baskısı altında, süratle kutuplaşmaktadır. Bu kutupların her biri, iddiasını siyasete taşımaktadır hem de.

Türkiye'de yıllarca sağ ve sol kutuplaşma, egemenliğini sürdürdü. O dönemde hem sağ, hem de sol yeni liderler çıkarıyordu.

Ama sağ ve sol geçici kavramlardı. Türkiye'nin tarihsel dinamiklerini ifade etmiyorlardı. Bu yüzden kaybolup gittiler. Bugün merkez sağ ve merkez sol, yeni lider çıkaramıyor.

Çünkü bu hareketlerin dinamiği kayboldu.

***
Peki hangi siyasi gruplar yükseliyor? Saadet Partisi ve Yenilikçilerin toplamı olarak; İslami hareket!

Güneydoğu'yu silme arkasına alan ve büyük kentlerde varlığını artıran HADEP.

Ve MHP; yani Türk milliyetçiliği. (Birlik Partisi'ni de buraya ekleyin!)

Bu üç hareket de Türkiye'nin tarihsel dinamikleridir. Yüzyıllar içinden süzülüp gelmişlerdir.

Bu yüzden bunları meşru demokratik çizgide tutabilmek, sol ve sağı düzenlemek kadar kolay değildir.

***
Yedi yıldır bu köşede, Türkiye'nin toplum bazında bölünmekte olduğunu, bölge bölge, kent kent, köy köy, mahalle mahalle ayrıştığını dile getirmeye çalışıyorum.

Gördüğünüz siyasi hareketler, bu bölünmüşlüğün yansımalarıdır sadece. Sebep derindedir.

Devlet Bahçeli'yi, Tayyip Erdoğan'ı, HADEP'i bir de bu açıdan düşünün lütfen.

Eğer toplumda derin ve köklü bir hareket varsa, mutlaka siyasal ifadesini bulur.

Bana göre Milli Güvenlik Kurulu'nun üzerinde acilen durması gereken sorun, Türkiye'nin kutuplaşmakta olduğu gerçeğidir.

***
Cumhuriyet, bu tarihsel hareketlerin dinsel ve etnik boyutunu, o günün koşullarında zor kullanarak önleyebilmişti.

Ama geçici bir önlemdi bu.

Şimdi Osmanlı İmparatorluğu'ndaki bütün fraksiyonlar (azınlıklar sorunu hariç) tekrar baş gösteriyor.

Tarih bir kez daha mı tekrarlanacak?

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır